EGEPOSTASI- Geçtiğimiz yıllarda Karabağlar ilçesi Uzundere mevkiinde Demokrasi Üniversitesi tarafından yapılmak istenen kampüs projesi alanının içinde TOKİ konutlarının yapılmak istenmesi kentte tartışmalara neden olmuştu.
Tepki çeken karar Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından yargıya taşınırken Şubat 2022’de mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıkmıştı.
Karardan yaklaşık 6 ay sonra ise İzmir Demokrasi Üniversite mahkeme kararına rağmen Uzundere Yerleşkesi’nde 30 üniteli Ağız Diş Sağlığı Merkezi (ADSM) yapımı için ihaleye çıkma kararı almıştı.
Öte yandan; Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, bugün yaptığı yazılı açıklamayla ihale kararına tepki gösterirken bölgeye ilişkin 3 mahkeme kararına da dikkat çekti ve ihalenin iptal edilmesi çağrısında bulundu.
Oda tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“İzmir Demokrasi Üniversitesi tarafından Uzundere Yerleşkesi 30 Ünite açık ihaleyle 19.08.2022 tarihinde yapılacağı EKAP-Elektronik Kamu Alımları Platformu`ndan duyuruldu. Ancak söz konusu ihalenin dayanağı olan imar planlarının iptali istemiyle açılan davalarda hukuki süreçler devam etmekteyken ve hatta bu planlar hakkında yargının, iptal ve yürütmenin durdurulması kararları bulunmaktayken yapılan bu ihalenin hukuki dayanağı bulunmamaktadır.
Geçmişte Maliye Hazinesi mülkiyetinde bulunan ve sonrasında TOKİ`ye devredilen Uzundere Mahallesi sınırları içerisinde yaklaşık 90 ha‘lık alanı kapsayan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan planlar aracılığıyla alanın bir kısmı "konut alanı", bir kısmı ise "üniversite alanı" olarak belirlenmiştir. Kamuoyunun da bildiği üzere Meslek Odamız, Karabağlar Belediyesi ve vatandaşlar tarafından söz konusu planların iptali istemiyle davalar açılmış, bu davalarda birden fazla iptal kararı verilmiştir. Söz konusu planlara ilişkin temel iptal gerekçesinin ise bölgede üst ölçekli plan kararlarına aykırı şekilde yoğunluk artışının yapıldığı, yine üst ölçekli planlarda kent gelişimine ilişkin geliştirilen yeşil kuşak politikasını zedeleyici bir planlama yaklaşımı sergilendiği, kent bütünüyle ilişkisinin problemli olduğu, topografik yapıya uygun kullanım kararlarının üretilmediği vb. gerekçeler sıkça tekrarlanmıştır.
Bölgenin "konut alanı" ve "üniversite alanı" olarak belirlenmesine ilişkin onaylanan imar planlarının ilk onama tarihi 01.08.2018 olmakla beraber birden fazla plan onama işlemi şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı şekilde gerçekleştirilmiştir. Alana ilişkin en son onaylanan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planına ilişkin yürüyen dava süreçleri incelendiğinde;
● 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Plan Değişikliği`ne ilişkin açılan dava Danıştay 6.Dairesi`nce E:2019/1462 ile devam etmekte olup hazırlanan 23.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu işlemin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı,
● 01.08.2018 günlü, 134115 sayılı yazı ekinde re‘sen onaylanan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliği, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada İzmir 4. İdare Mahkemesinin 11.11.2021 tarih, E:2021/207 ve K:2021/1875 sayılı kararıyla dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği,
● Süreç bu aşamada iken Bakanlık tarafından daha önce alınan mahkeme kararları hiçbir şekilde dikkate almadan son olarak 12.02.2021 tarihinde yeniden onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının, İzmir 3.İdare Mahkemesi`nin E:2021/816, sayılı dosyası ile açılan davada 27.12.2021 tarihli kararı ile yürütmesinin durdurulmasına, 08.06.2022 tarihli K:2022/1069 sayılı kararı ile de iptaline karar verilmiştir.
Yukarıda ifade edilen süreçlerden de açıkça anlaşılacağı üzere İzmir Demokrasi Üniversitesi tarafından duyurusu yapılan ihalenin hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Defalarca vurguladığımız üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu`nun "Kararların sonuçları" başlıklı 28.maddesi, idarelerin yargı kararlarını bütüncül olarak uygulamak yükümlülüklerine ilişkin olup bu madde, idarelerin hukuka ve yargı kararlarına uygun iş ve işlem yapmasını sağlamak, keyfiliği önleyerek hukuki denetimi işler hale getirmek amacıyla düzenlenmiştir. Bu nedenle bahsi geçen iptal kararlarına rağmen gerçekleştirilecek ihalenin kamu kaynaklarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılmasına neden olacağı açık olup ihalenin ivedilikle iptal edilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.”