130 türde bin 500'ü aşkın hayvanın bulunduğu Sasalı'daki parkta fil, aslan, kaplan gibi hayvanlarla günlerini geçiren bakıcılar, onların fizyolojik ve psikolojik bütün ihtiyaçlarıyla ilgileniyor.
Küçük yaşlardan itibaren büyüttükleri hayvanların en ufak hareketinden nasıl davranacaklarını anlayan bakıcılar ile vahşi hayvanlar arasındaki bağ ise görenleri şaşırtıyor.
İZNE ÇIKTIĞIMDA ÖZLÜYORUM
Doğal yaşam parkındaki 4 filin 6 yıldır bakıcılığını yapan Hüseyin Dilber, gün boyu beraber vakit geçirdiği filler için alana günlük yiyecek bırakıyor, onların sağlık kontrollerini yapıyor, durumlarıyla yakından ilgileniyor.
Gün içerisinde fillerin yemek yedikten sonra keşfetme, dokunma dürtüsü içerisinde olduğunu ifade eden Dilber, çok gezdikleri için ayakları aşınmaya maruz kalan fillere belirli periyotlarla ayak ve tırnak bakımını yaptıklarını dile getirdi. Dilber, şöyle devam etti:
"Burada doğadaki kadar gezmiyorlar, ayak bakımlarına ihtiyaç duyuyorlar, belirli periyodik eğitimlerle komutlar vererek tırnak bakımlarını yapıyoruz. Ara ara sinirlendikleri oluyor, dış alanda yiyecek döktüğümüz zaman anne bazen yiyeceği yavrularından kıskanabiliyor, sinirli bir şekilde tepki verebiliyor yavrularına. Dışarıdan bir kuş yiyeceklerine yaklaştığında sinirlenebiliyor. Sinirli olduğu zaman sınırına girmemeye çalışıyoruz, sakinleşmesini bekliyoruz. İşi severek yaptığımız için aramızda duygusal bir bağ var, bazen çocuğumuz arkadaş olarak gördüğümüz için zorluğunu yaşamıyoruz. Fillerde güven duygusu çok ön plana çıkıyor. Fil size güvendikten sonra çok fazla problem yaşamıyorsunuz, sizi benimsiyor, kendisine zarar gelmeyeceğini biliyor. Doğum süreçlerinde nöbete kalıyoruz. İzne dair çıktığımda özlüyorum."
EĞİTİMLERİ KOLAY DEĞİL
Aslan bakıcısı Mustafa Kara ise küçüklüklerinden beri baktığı aslanlar ile aralarında duygusal bir bağ oluştuğunu, onları çocuğu gibi gördüğünü söyledi.
Eğitmeye çalıştığı aslanlar yırtıcı olduğu için işinin kedi ve köpekte olduğu gibi kolay olmadığını aktaran Kara, aslanların komutlara hala tam anlamıyla uymadığını vurguladı.
Kara aslanlarını keyifli vakit geçirmeleri için "zenginleştirme" programına tabi tuttuklarını anlatan Kara, bazen ağaçların yanına tavuk sakladıklarını, aslanların da koklayarak bunu bulmaya çalıştığını dile getirdi.
Her gün beraber mesai yaptığı aslanların kendisini görünce ayağa kalktığına ve yemek getirdiğini anladığına işaret eden Kara, yiyecek verdikleri zaman onlardan uzaklaştıklarını çünkü aslanların yemek yerken izlenmekten rahatsız olduğunu ve agresifleştiğini belirtti.
Bu iletişimlerinin ziyaretçilerinin de ilgisini çektiğini söyleyen Kara, şunları kaydetti:
"Ancak aslanların huyunu bilmeyen ziyaretçilerin bilinçsiz davranmamaları gerekiyor. Ziyaretçilerimizden taş, pet şişe, çakmak atan var. Atmasınlar. Ekstra yiyecek vermesinler, onun ölümüdür. Yırtıcı hayvan dalgınlığa gelmez." (AA)