İZMİR- Moroğlu, valilerin tüm yurttaşların valisi olmak, kentin tümünün çıkarlarını savunmak, şehrin huzuru-barış ortamı bozulunca en yüksek hoşgörü, adalet ve vicdanı ile barışı, huzuru sağlamak zorunda olduğunu söyledi. Valilerin, kentin taşınmazlarını, birikimlerini korumayı, yeşil alanların satışına engel olmayı, emniyetinden İstihbaratına devletin kurumlarını tüm yurttaşlara eşit davranma konusunda uyarmayı görev saymaları gerektiğinin altını çizen Moroğlu, ancak bu şekilde, devletin - yurttaşın valisi olunabileceğini ifade etti.
Valilerin, AKP İktidarının çıraklık döneminde, bu görevlerini unutmaya başladıklarını, kalfalık döneminde, asli görevlerinden tamamen uzaklaştıklarını, ustalık döneminde yani “yürütmede” ustalaştığı dönemde tam tersini yapmaya başladıkları iddiasını seslendiren Moroğlu, “Tüm bu süreç içinde artık Başbakan Erdoğan’ın kişisel çıkarları için verilen emirleri layıkıyla yerine getirenler koltuğunu korudu. Bunu yapmayanlar ise gönderildi. Yeni valiler, görev yaptıkları kentlerin tüm kurumlarını AKP İktidarının yolsuzluklarını gizlemek için kullandı. Hiçbir dönemde görülmemiş ve görülmeyecek tarzda yargıya dahi müdahale eden valilerle karşılaştık” dedi.
Valiler Coş ve Mutlu ile kıyasladı
Vali Toprak’ın “suç işlemede” İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’a taş çıkarttığını öne süren Moroğlu, göreve gelir gelmez AKP İl Başkanı’nın bile yapmaya cüret edemeyeceği işleri yaptığını iddia etti. Moroğlu şunları söyledi:
“İzmir’e gelişi; ne yapacağının, niye bu kente gönderildiğinin habercisi idi. İzmir için büyük önemi olan EXPO Yürütme Kurulu’nun başındaki Vali Cahit Kıraç, oylamaya tam 180 gün kala Diyarbakır’a gönderildi, Mustafa Toprak ise İzmir’e atandı. Daha sonra anlaşıldı ki Sayın Kıraç iktidara bazı ödünler vermek zorunda kalsa bile, devlet adamlığı ile bağdaşmayacak, vicdan ve yasalara uymayacak işleri yapmayı reddetmişti. Bunu son gelişmeler ortaya koyuyor.”
“Operasyona müdahalesi tüy dikti”
“Vali Toprak’ı İzmirli gönderecek” diyen Moroğlu, Toprak’ın artık İzmir’de devletin valisi olarak görev yapamayacağını savunduğu açıklamasında, bunun nedenlerini yaşanmış şu olaylara dayandırdı:
“9 Eylül’de İzmir’in Kurtuluşu Resepsiyonu’na katılmak yerine, o güne kadar tanımadığı Ömer Cihat Akay’ın kızının düğününe sadece AKP’nin il başkanı olması nedeniyle gitmeyi tercih etmesi, İzmir halkına, 9 Eylül’e ve Kurtuluş Savaşı’na karşı büyük bir saygısızlıktı. Bu yetmezmiş gibi; 9 Eylül’de de Kordon’daki törenler yerine AKP’li bir vekilin 9 Eylül Gününe denk getirdiği (İzmirliler Günü)ne katılmayı tercih etti. Yine İl Özel İdare mallarının devri konusunda da tavrı dikkat çekici idi. Sümerbank arazisinin İzmir Büyükşehir Belediyesine tahsisi kararı Vali Mustafa Toprak tarafından 5 kez geri gönderildi. Bütün bunların üstüne 25 Aralık’ta İzmir’de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı Liman İşletmeleri’ne yapılan ve İzmir AKP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın bacanağını da içine alan operasyonun yapılmaması için verdiği talimatlar ile hizmet ödüllerinin üzerine tüy dikti.Vali Mustafa Toprak’ı istifaya davet ediyorum.”
“Suç”u hatırlatmaya devam edecek
Vali Toprak’ın, İl Emniyet Eski Müdürü Ali Bilkay’ın telefon numarası üzerinden aradığı polis müdürüne “operasyona adam göndermeyin” baskısını içeren konuşma kayıtlarını okuyan Moroğlu; Toprak görevde kaldığı sürece her hafta yurttaşlara bu suçu hatırlatmaya devam edeceğine dikkat çekti.
Milletvekili Moroğlu, Bilkay’ın aynı gün görevden alındığını, mali şube polis müdürü Bora Köprülü ve yüzlerce polisin görevden alındığını, İzmir Valisi Toprak’ın gösterdiği çabalar ardından ödülünü alarak “herkes giderken valilik koltuğunda oturmayı sürdürdüğünü” kaydetti. Moroğlu, “Toprak’ın AKP’nin Valisi olarak göreve devam etmesine de İzmirli izin vermez. AKP’ye hizmet etmeyince de zaten gidecek. Çünkü Mustafa Toprak ve Binali Yıldırım AKP’nin İzmir’i alma ve İzmir’in güzelim arazilerini satma projesidir” diye konuştu.
Mustafa Toprak’ı ve Mustafa Toprak gibi davranan bütün bürokratları İzmirli yurttaşlar adına uyarmayı bir görev saydıklarını anlatan Moroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Unutmayın yaptığınız yasa dışı her uygulama halka ve İzmir’e karşı işlediğiniz her suçu izliyoruz. Sizleri çıkarları için kullananlar- tıpkı emniyet müdürlerine ve yargıçlara yaptıkları gibi-bu suçları sizlerin üzerine atıp giderler. Ancak onlar da halka hesap vermekten kurtulamazlar. Sadece geciktirirler.”
Yargıya Vali Baskısı “Kayıt” altında.. Neydi o Konuşm?
İzmir İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay: (Mali Şube Müdürü Bora Köprülü’ye telefon ediyor. Köprülü konuşmayı cep telefonuyla kaydediyor.) O konuyla ilgili bir şey sorarsa savcı, çalışıyoruz diyeceksiniz. Ama herhangi bir operasyon yapmıyorsunuz.
Mali Şube Müdürü Bora Köprülü: Efendim, savcı bu işi takip ediyor bu iş adli bir iştir.
Ali Bilkay: Tamam çalışıyoruz, gereğini yapmıyoruz tamam mı . Çalışıyoruz ama operasyona adam çıkartmıyoruz . Adam göndermiyoruz tamam mı.
İzmir Valisi Mustafa Toprak: (Sesi arkadan geliyor) Kesinlikle.
Ali Bilkay: Vali beyin talimatı kesinlikle diyoruz. Bir dakika.
Mustafa Toprak: Şimdi şöyle bu iş artık ülke meselesi haline geldi. İstanbul’da da aynı şeyler oldu. Diyeceksiniz ki efendim talimatınız ulaştı, üzerinde çalışıyoruz diyeceksiniz savcıya.
Bora Köprülü: Mahkemenin vermiş olduğu talimatlar var. Savcı şimdi bizzat kendisi konuyu takip edecek. Bir idari konu var bir adli konu var.
Mustafa Toprak: Nasıl... Nasıl... Nasıl gelecek anlamadım ben. Savcı, kendisi takip yaparsa yapsın, kapımız açık gelir çayını içer ve gider kardeşim. Talimatı vereceksin tüm personeline ‘talimat ulaştı, üzerinde çalışıyoruz’ diyecek. Tüm iller var, savcı kalkıp tüm illere mi gidece? Ankara’nın çok net tavrı bu anlatabildim m? Ya şimdi kardeşim Ankara Ankara hee. Bu ifade ettiğim gibi söylüyorlar, anlatabildim mi'
POLİTİKA
Sayfa başına git
