ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ-Kapatılan İl Özel İdaresi’nin sayısı bini aşan ve değeri milyonlarca lirayı bulan taşınmazları ile ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi’nden gelen yargı hamlesinin ardından İzmir Valiliği cephesinden de flaş bir açıklama geldi. Süreçle ilgili bilgi veren İzmir Valisi Mustafa Toprak, gerektiği takdirde, kendinse yöneltilen tüm eleştirilere yanıt verebileceğini belirterek, “İzmir’e hizmet için susuyorum” dedi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na çağrıda bulunarak “Söylemler yanlış” şeklinde açıklama yaptı.
“GEREKİRKSE CEVAP DA VERİRİM”
İzmir Valisi Mustafa Toprak, ‘’500 tane de olabilir bin tane de olabilir. Kaç parça mal varsa hepsi dava konusu edilebilir. Dava açmak meşrudur çünkü. Bir karar veriliyorsa o karar kara vericiler tarafından şüphesiz ki kanun, mevzuat, sorumluluk ve yükümlülükler çerçevesinde veriliyor. Bu beğenilir beğenilmez ya da şöyle ya da böyle denilebilir. Neticede bunun karşısında da bu karar verildikten hukuk devletinde demokratik alanda insanların ‘Bana göre doğru olmadı, yanlış oldu’ dediklerinde başvuracakları Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız yargısı var. Oraya da gittiğine göre bir problem de yok. Oranın vereceği karar herkesin saygı duyması gereken karardır” dedi ve taşınmazlarla ilgili olarak başlayan yargı süreci ve kendisine yöneltilen eleştirilere de şöyle yanıt verdi: “Ama bir kez daha ifade etmek istiyorum, söylendiği gibi belki vatandaşımız tarafından bilinmeyen hususlar var. Her söylenene cevap verme noktasında değiliz. Çünkü gerilimden, tartışmadan uzak durmak gerekiyor. Yoksa söylenen her bir konuda en doğru cevabı verecek kabiliyete sahibim. Zaman zaman birtakım iddialar, ithamlar oluyor. Mümkün olduğunca ben devletin valisiyim. Kim ne derse desin ben sorumluluk ve yükümlülüklerimi biliyorum. Ahlaki, vicdani, hukuki, kanuni sorumluluklarımı da biliyorum. Ona göre çalışıyorum. Beğenirler beğenmezler ayrı bir konu. Bize karşı yönlendirilen iddia ve ithamlarda düzeltilmesi gereken çok şey var. Ben cevap verdiğimde ‘Vali neden cevap verdi’ diyorlar. Verilmiş olan bir kararla İzmir sevgisinin kimde ne kadar olduğunu ölçmek hiç kimsenin haddine olamaz. İzmir’de görev yapıyorsam, İzmir benim mukaddesatımdır. Ben İzmir’e hizmet etme anlamında eksiklik yapamam.”
“ESAS OLAN İŞ YAPMAK”
İzmir Valisi Mustafa Toprak, paylaşım konusunda süre gelen tartışmaların kentin faydasına olmadığını belirterek, “En son deniyor ki, iş makineleri şöyle böyle oldu. Her birini ilçe belediyelerine dağıttık. Buraların ihtiyaçları çerçevesinde verildi. Onlar söyleyebilirler ama neticede uzatmaya gerek yok. Toplum önünde bu kadar tartışmak uygun değil. Esas iş yapmak lazım. İzmir’de herkes konuşuyor. İş yapılmadığı sürece 10 yıl da 15 yıl da konuşalım. Bir iş yapmadan vatandaşlara hoş gelecek söylemlerde bulunarak 5 yılı, 10 yılı, 20 yılı, 30 yılı gündemde kalabilecek konular var. evet herkes her şeyi açıklıkla tartışsın söylesin ama iş de yapalım. Bunların konuşulması iş yapmayı engelliyor. İzmir’e katkı sağlamak gerekiyor. Katkı sağlamıyor anlamında söylemedim. Toplum arasında problemler yaratıcı hususlardan uzak durmaya çalışıyoruz. Her bir söze karşı söyleyecek en doğru en akılcısı en şeffafı var. bir mesele bir gün tartışılır ama yatıyoruz kalkıyoruz aynı hadiseler. O zaman yanlış olduğu düşünülen bir husus varsa, yargıya da gidildiyse daha n? Burada bir savaş felaket gibi bir şey yok. ’Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı da ulvidir, hazinesi de ulvidir değeri de yüksektir. Büyükşehir belediyesi ilçe belediyeler de ulvidir. Kamu kurumları arasında ‘Şu daha iyi kullanır, bu az faydalı ‘ gibi söylemler olmaz. Yapıcı olmaya çalışıyorum. Zaman zaman hakarete varan, iddia ithamların ölçüsünü aştığı, nefsi duyguların da kabartıldığı zamanlarda bile ben İzmir’in lehine olacak şekilde sineye çekiyorum” diye konuştu.
“BÜYÜKŞEHİR’İN ÖNÜNDE ENGEL YOK”
Toprak, belediyenin “Sıfır çektik” söylemini de samimi bulmadığını kaydederek, şunları söyledi: “İlçelerdeki köylerin beldelerin mal varlıklarının yüzde 99’u ilçe belediyelerine verilmiştir. Birilerinin “Hayır onlara vermeyin” demesine rağmen komisyon verdi. İş makinelerini yüzde 99’u ilçe belediyelerine devredilmiştir. Sıfır çekti diye bir şey yok. “Şurası benim için önemliydi” dendiğinde evet sizler için önemli olabilir ama, tüm ülkede olduğu gibi bunların tasarrufu noktasında müracaat edildiğinde yeniden karar verilir. Bunu yapmak da mümkündür. Örnek vereyim, Bozdağ’da kayak tesisleri var, Orman Genel Müdürlüğü’nden tahsisle Özel İdare yatırım yaptı. Otomatikman Orman Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Büyükşehir gitse “Ben burayı çalıştırmak, ayağa kaldırmak istiyorum” dese önünde hiçbir engel yok.”
“LAFA DEĞİL, HİZMET YARIŞINA BAKALIM”
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun “İzmir’in malı İzmir’de kalacak” sözlerine de eleştiri getiren Vali Toprak, “Ben de kalırsa, ben çalıştıracağım, haksızlık olamayacak, hırsızlık olmayacak, ama sende kalırsa hırsızlık yapacaksın, üçkağıt yapacaksın… Böyle bir yargı, böyle bir anlamlandırma, yakıştırma çirkin olur, ahlaki olmaz, vicdani olmaz. Bakmak, görmek lazım. Bir karar verildi, karar sonrasında bir yanlışlık var mı ona bakmak lazım. O zaman her kurum elindeki mal varlığını iyi bir şekilde değerlendirebiliyor mu, ona bakalım. Milli Eğitim’e bakalım, Maliye’ye bakalım, Büyükşehir Belediyesi’ne bakalım, ilçe belediyelerine de bakalım. Hizmet adına en iyi katkıyı kim koyaca? Kamu kurumları da, yerel yönetim de, her bir oluşum bu ülkeye hizmet edecektir. Herkesin güvenilir olduğunu ifade ediyorum. Hizmet yarışında laftan geri kalıp, taşın üstüne taş koymakta fayda var. Peşinen kurumları ve kişileri töhmet altında bırakacak iddia ve yaklaşımlardan uzak durmak lazım.
“İDDİA VE İTHAMLAR KABUL EDİLEMEZ”
“Ben de devletin valisiyim” diyerek sözlerini sürdüren Toprak son olarak, eleştirilere cevap vermek yerine neden sessiz kaldığını da şöyle açıkladı: “Belediyenin ideolojik ve siyasi yaklaşımı konusunda bir şey söyleyemem. Ben mesuliyetimin ve konumumun farkındayım. Sessiz olmam bilgisizliğimden, yetersizliğimden, eksikliğimden değil. İzmir insanını ve İzmir’e hizmet etme heyecanını kaybetmemek adına her türlü husumetten, olumsuzluktan uzak durmak adına bunu böyle yapıyorum” dedi. Hakarete dayalı olarak birilerini iddia ve itham içerisine alan ve orada bir olumsuz bakışa yol açan yaklaşımlar kabul edilemez. Bunu genel olarak söylüyorum. Her birimiz bulunduğumuz konumla birlikte ülkenin birlik ve beraberliğine katkı koymalıyız. Biz bu değerler içerisinde görevimizi yapmaya çalışıyoruz.”