İzmir'deki "Askeri Casusluk" davasında örgüt lideri olarak yargılanan ve 2,5 yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, yargılandıkları davada iddianameyi hazırlayan meslekten ihraç edilmiş eski savcı Zafer Kılınç'ın yakalanmasına ilişkin, "Bu kişi örgütün en tehlikeli elemanlarından biri. Konuşturulduğu takdirde örgüt çorap söküğü gibi dağılır, örgütün kirli ilişkilerinin ucu şu an yargılanmakta olan casus Rahip Brunson'a kadar dayanacaktır." dedi.
Başbuğ, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanığın beraatiyle sonuçlanan İzmir'deki "Askeri Casusluk" davasının meslekten ihraç edilen savcısı Zafer Kılınç'ın yakalanmasının çok sevindirici olduğunu belirtti.
Coşkun Başbuğ
"KONUŞTURULURSA ÖRGÜT ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ DAĞILIR"
Kılınç'ın örgütün en güvendiği adamlardan biri olduğunu ve kumpas davasının başına örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından bizzat getirildiğini ifade eden Başbuğ, şunları söyledi.
"İki bin sayfalık iddianamenin tamamı iftira dolu. Sözde savcının hazırladığı iddianame aileleri ve çevresiyle beraber en az 10 bin kişini hayatını kararttı. Bugüne kadar ortalıkta Türk ve Müslüman kılığında gezen Kılınç artık yakayı ele verdi. 'Yunanistan'a casusluk yaptılar askeri belgeleri Yunanistan'a sattılar' diyen sözde savcı Yunanistan'a firar ederken yakalandı. Şimdi onun gerçekte ne olduğu bu yargılama esnasında ortaya çıkacak. Bu kişi örgütün en tehlikeli elemanlarından biri. Konuşturulduğu takdirde örgüt çorap söküğü gibi dağılır, örgütün kirli ilişkilerinin ucu şu an yargılanmakta olan casus Rahip Brunson'a kadar dayanacaktır. Koca Türkiye'de, İzmir'de NATO'nun dibinde rahiplik yapan Brunson ile koca Türkiye'de en büyük kumpası İzmir'de NATO'nun dibinde kuran FETÖ'nün bu tercihlerinin ve bu benzerliklerinin sorgulanması gerekir. "
"ÖRGÜTÜN EN BÜYÜK TETİKÇİSİ"
Gözaltına alındığında yarbay olan ve dava süresince iki yıl tutuklu kalan emekli albay Tamer Nalbant ise sözde savcı yakalandığı için çok mutlu olduğunu ifade ederek sürecin takipçisi olacağını söyledi.
Nalbant, şunları kaydetti:
"Öğrendiğimizden beri bayram havası var. Herkes Kılınç'ın yargılanacağı Ankara'daki duruşmada bulunmayı düşünüyor. Herkes oraya gitmeyi düşünüyor. Bizim olayın simge ismi Zafer Kılınç. Davanın hakimlerine de kinimiz müthiş fazla ama asıl olay Zafer Kılınç. Davanın en büyük tetikçisi o. En çok mutlu olduğumuz onun yakalanmış olması. Bizim davada sanık sayısı 357 idi. 357 kişi için ayrı ayrı cezalandırılmasını bekliyoruz. İbreti alem olsun hiçbir hukukçu hukuku silah olarak kullanamasın."
'KIZ ÇOCUĞUMA KUMPAS KURULDU'
Zafer Kılınç'ın hazırladığı 'askeri casusluk' iddianamesi nedeniyle en çok mağdur olanlardan Donanma eski Komutanı emekli oramiral Nusret Güner de, eski savcının kız çocuğuna kumpas kurduğunu söyledi. Güner, "Bu davada herkes kızımın mağdur edildiğini söylüyor oysa ki benim 14 yaşındaki kız çocuğum mağdur edildi. Bu savcı, tüm bu yaptıklarından dolayı 8 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Hani FETÖ üyeliğinden dav? Bu kadar olayı yapan birinin korunduğu izlenimi yaratıyor. Bunun altındakiler müebbetle yargılanıyor, buna 8 yıl isteniyor. Böyle komiklik olabilir m? Ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmalı" diye konuştu.
Nusret Güner, ayrıca Kılınç'tan şikayetçi olduğunu, istifa etmesinin nedeninin ise o dönem 'balyoz' davasında açıklanan cezalar olduğunu dile getirdi.
'ÖRGÜT, KENDİNİ TARİF EDİYORMUŞ'
'Askeri casusluk' davasından yargılanan askerler arasında bulunan emekli üsteğmen Onur Süer ise şunları söyledi:
"İzmir Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yazılan iddianamenin de altında imzası bulunan Zafer Kılınç, 'askeri casusluk' olarak bilinen davanın iddianamesinde sözde sanıkların gerçekleştirdiği eylemler arasında 'Yunanistan ve İsrail'e bilgi belge satma, uçak düşürme, dış ülkelerle politik gerginlik yaratma, kadın ayarlama ve gizli çekim yapma, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait bilgi ve belgeleri yurt dışına sızdırma, kripto Ermeni olup gizli Ermenicilik faaliyetleri yapma' gibi suçları saymıştı. ÖYM'lerin kaldırılması ile açılan FETÖ soruşturma ve kovuşturmalarında gördük ki aslında bu örgüt, kendini tarif ediyormuş. Zafer Kılınç'ın iftiraları ile sanık durumuna düşürdüğü masum kişiler, mahkeme salonlarında tüm bu iddiaları delilleri ile reddedip, lanetlerken, bu kişiler de perde arkasından sırıtıyor olmalılar. 'Şeytan lanetlenmekten zevk alır' deyişini haklı çıkarırcasına her gün yeni bir ihanet ile karşımıza çıkan bu örgütün kumpasına savcılık onurunu ve meslek itibarını peşkeş çeken bu insan ziyanı için diyeceğim tek şey, 'Olma lütfuna kimsenin talip, bedeli cevheri hürriyettir'."
OLAY
İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne, 10 Ağustos 2010'da gönderilen ihbar e-maili üzerine başlatılan soruşturmada, 49'u muvazzaf asker 93 şüphelinin tutuklanmasına karar verilmişti. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç, 'askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, sanıklar hakkında 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istedi. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensubunun da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edildi. İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013'te görülmeye başlanan dava, süreç içinde, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme heyeti, 3 yıl süren yargılama sonucu 26 Şubat 2016'da tüm sanıkların beraatine karar verdi. 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında yargılananlar hakkında verilen beraat kararı Yargıtay tarafından da onandı.
Hudut birlikleri dün İpsala yakınlarındaki askeri yasak bölgede yaptıkları denetim sırasında Yunanistan'a kaçmaya çalışan bir grubu yakalamıştı. İncelemede şüpheliler arasında İzmir'deki "Askeri Casusluk" davasının meslekten ihraç edilen savcısı Zafer Kılınç, eşi ve iki çocuğunun da olduğu tespit edilmişti. (AA-DHA)