Geçimini çiftçilikle sağlayan vatandaş, borcunu ödeyemeyince haciz şokuyla sarsıldı. Alacaklı, parasını tahsil için yasal yollara başvurdu. İşlemlerin tamamlanmasıyla çiftçinin tarla ve bahçe işlerinde kullandığı öne sürülen traktör haczedildi. Traktörünün eli ayağı olduğunu belirten çiftçi, haczin iptali için mahkemenin yolunu tuttu. Mahkeme, haczin haklı olduğuna hükmetti. Mağdur çiftçi, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 12. Hukuk Dairesi girdi.
Yüksek Mahkeme, emsal nitelikte bir karara imza attı. Traktörün çiftçiler için zorunlu nakil ve ziraat aleti olduğunun kabulü gerektiğine dikkat çekilen Yargıtay kararında şu ifadeler kullanıldı:
"Bir traktörün borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki 'aile' terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Mahkemece, şikayetçinin çiftçilik mesleğini devam ettirebilmesi için, bu mesleği icra ettiği arazinin miktar ve vasfı da dikkate alınarak traktöre ihtiyacı olup olmadığı tespit edilmeli. İhtiyacı varsa, şikayete konu traktörün kıymeti ile borçlunun haline münasip traktörü temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen traktörün kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen traktör için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki traktör ise, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun büyük ölçekte tarım arazisine sahip olması, çok sayıda traktöre sahip olmasını gerektirmediği gibi, çok vasıflı ve birden fazla traktöre sahip olması da maddenin amacına aykırıdır. Somut olayda, İlçe Emniyet Müdürlüğü araştırma raporunda borçlunun geçimini çiftçilik yanında aldığı emekli maaşı ile sağladığı ayrıca iş yerinin dört ortağından biri olduğu rapor edilmiş ise de; anılan rapor, yukarıda açıklanan ilkelere uygun bulunmadığından hüküm kurmaya elverişli değildir. Ayrıca, şikayetçi borçlunun asıl mesleğinin çiftçilik olup olmadığı mahkemece yeterince araştırılmadığı gibi, şikayetçinin çiftçilik mesleğini devam ettirebilmesi için, bu mesleği icra ettiği arazinin miktar ve vasfı da dikkate alınarak traktöre ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı varsa, şikayete konu traktörün kıymeti ile borçlunun haline münasip traktörü temin etmesi için gerekli bedelin de bilirkişi marifetiyle tespit ettirilmediği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; belirtilen ilkeler ışığında gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra, borçlunun ve ailesinin geçimini sağlaması için yeterli arazi miktarı ile arazi üzerinde yetiştirilebilen ürün de dikkate alınarak, faaliyetlerini sürdürebilmesi için traktöre ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı varsa şikayete konu traktörün kıymeti ve borçlunun haline münasip traktörü alabilmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirilmeli. Traktörün kıymeti, borçlunun haline münasip traktörün bedelinden fazla ise satılmasına, satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen traktörü alabilmesi için gerekli olan paranın borçluya bırakılmasına, kalanın hak sahiplerine ödenmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.