Yarım asırdır günlük tutuyor
Trabzonlu Dursun Ali Sürmenelioğlu, 48 yıldır yaşadıklarını günlüklerinde kayıt altına aldı. Trabzon'un Çaykara ilçesi Eğridere Köyü'nde 180 yıldır ocağı tüten bir evin daimi sakini Dursun Ali Sürmenelioğlu 48 yıldır tuttuğu...
Trabzonlu Dursun Ali Sürmenelioğlu, 48 yıldır yaşadıklarını günlüklerinde kayıt altına aldı.
Trabzon'un Çaykara ilçesi Eğridere Köyü'nde 180 yıldır ocağı tüten bir evin daimi sakini Dursun Ali Sürmenelioğlu 48 yıldır tuttuğu günlük notlarında yarım asırlık bir maziye ışık tutuyor. 19 yaşında okuma-yazmayı öğrenen 71 yaşındaki Sürmenelioğlu, 23 yaşında başladığı günlük notlarında o günden bugüne şahsi hayatından memleket manzaralarına kadar bir çok konuyu kayıt altına almış. Yağmurundan dolusuna, sevincinden hüznüne, hatıralarını kayıt altına alan Sürmenelioğlu, günlüklerini ilk iki yıl Osmanlıca tutmuş.
Yeni alfabeye zaman içinde pratik kazandıktan sonra hiç aksatmadan bugüne kadar her gün not tutan Dursun Ali Sürmenelioğlu, "1967’´den beri günlüğüm yazılıdır. Hiç aksatmadan, ama hiç aksamadan günlüğüm yazıldır. Şayet 1 gün unutmuşsam, ertesi gün düşünürüm "o gün ne yapıyordum, hava durumu nasıldır, önemli bir olay var mı'" hepsini yazarım. Bir insan geçmiş zamana ait bir şeyi gördüğü zaman nasıl etkileniyorsa, ben de onu düşünerek bu günlüğü tuttum. Yıllar sonra bunu okuyunca duygulanırım veya benden sonrakiler duygulanır ve geleceğe ışık tutar diye günlük tutmaya başladım." diye konuşuyor.
Günlüklerden bir roman yazmayı da a hazırladığını söyleyen Sürmenelioğlu, "Roman çalışmam dedemden. Dedem Sarıkamış şehitlerindendir. Mezarı da Hamsiköy’´dedir. Babam yetim büyümüş. Hiç başka kardeşi olmadığı halde ve ben de babamın en büyük erkek evladı olduğundan ve babamla gurbete çıktığımdan beni okula veremedi. 19 yaşına kadar okur-yazar değildim. Ondan sonra çevreye özenerek, arkadaşlarıma özenerek okur-yazar oldum. Ve sonra dışarıdan ilkokul diplomamı aldım. Şimdi ise ardımda bıraktığım bir geçmişi geleceğe aktarmak için yaşadıklarımı roman haline getiriyorum. Belki sonraki nesillere "hayat nasıl yaşanmış" sorusunun cevabını vermiş olurum." ifadeleriyle hikayesini ve amacını anlatıyor.