Ege Postası
Geri

Yaz ve sonbaharda 'tatarcık' tehlikesi

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Ziya Demiroğlu, yaz ve sonbaharda Çukurova, Akdeniz ve Ege bölgelerinde sıklıkla görülen ’Tatarcık Ateşi’nin genellikle yaygın kas ağrılarıyla belirti verdiğini söyledi.Literatürde...
Yaz ve sonbaharda 'tatarcık' tehlikesi
Haberler / Güncel
15 Ağustos 2013 Perşembe 11:12
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Ziya Demiroğlu, yaz ve sonbaharda Çukurova, Akdeniz ve Ege bölgelerinde sıklıkla görülen ’Tatarcık Ateşi’nin genellikle yaygın kas ağrılarıyla belirti verdiğini söyledi.

Literatürde ‘üç gün ateşi’, ‘papatasi ateşi’ adlarıyla da bilinen ‘Tatarcık Ateşi’nin etkeninin, kırım kongo ile aynı aileden olan bir tür virüs olduğunu belirten Doç. Dr. Yusuf Ziya Demiroğlu, “Tatarcık ateşi bu virüsü taşıyan tatarcıkların ısırmasıyla bulaşır. Tatarcıklar ‘yakağan’, ‘yakarca’, ‘gübdüşen’ gibi değişik yöresel isimlerle bilinmekte olup gün batımı ile gün doğumu arasında kan emerler." dedi.

Tatarcık Ateşi’nin belirtilerinden bahseden Doç. Dr. Demiroğlu, “Tatarcığın ısırmasından 3-6 gün sonra 39-40 dereceye ulaşan, 6-7 saat devam eden yüksek ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, yaygın kas ağrısı, göz kürelerinin arkasında ağrı, ışığa duyarlılık, sırt ağrısı ve bazen kısa süreli ishal şikayetleri görülür.” diye konuştu.

‘Bu hastalığın özel bir tedavisi yoktur’ diyen Demiroğlu, “Ateşi düşürmek ve ağrıları azaltmak amacıyla ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar verilebilir. Tedavi edilmez ise bile 3-6 gün içerisinde iyileşir. Ancak, hastalık iyi seyirli olmasına karşın hastaya hastalığın başlangıç aşamasında laboratuvar incelemeleri yapılırsa akyuvar sayısında, kan pıhtılaşmasını sağlayan pulcuklarda düşüklük ve kas ve karaciğer enzim yüksekliği gibi bulgular saptanır. Bu nedenle lösemi, kırım kongo gibi ciddi seyirli hastalıklarla karışabilir. Bu karışıklık sonucu gereksiz kemik iliği biyopsisi yapılan olgulara rastlanmaktadır.” şeklinde konuştu.

Tatarcıkların ısırmasından korunmak ve tatarcıkların kontrolü ile korunma sağlanırsa bu hastalığın önlenebileceğini işaret eden Demiroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu durum hastalığın yaygın olduğu bölgelere gidildiğinde kişisel olarak sinek kovucu losyonlar sürmek ve insektisit emdirilmiş cibinlikler kullanmak ile sağlanabilir. Belediyeler tarafından tatarcıkların yaşam alanları tahrip edilerek sinekle mücadele edilebilir.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası