Yeni doğan bebekler üzerinden vurgun yapan çeteye ilişkin soruşturma tamamlandı. Bin 400 sayfalık savcılık fezlekesinde 47 kişinin yargılanması talep edildi. Şüpheliler arasında eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun kurucusu olduğu hastanenin başhekim de yer aldı. Sağlık çetesinin, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan daha fazla para alabilmek için en az 10 bebeğin ölümüne neden olduğu kaydedildi.
SAVCIYI MAKAMINDA TEHDİT ETMİŞLERDİ
İstanbul'da gerek olmadığı halde özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin bir süre önce soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmayı yürüten savcı Y.E. ise makamında tehdit edilmişti. Olayla ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. 47 şüpheli hakkında iddianame Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlandı. Hazırlanan iddianamede şüphelilerin bebekleri nasıl anlaşmalı hastanelere sevk ettikleri telefon görüşmeleri de yer aldı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin değerlendirme aşamasında olan iddianame kabul edilmesi halinde şüphelilerin önümüzdeki günlerde yargılanmasına başlanacak.
BEBEKLERİN HASTANEYE SEVK SÜRECİ
İddianamede, Dr. Fırat Sarı, çalışanı Dr. İlker G. ile anlaşmalı oldukları özel hastanelere bebeklerin sevki için 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü olan Gıyasettin M. Ö., hasta sevklerini yapan Fehmi A. ve il dışı hasta sevklerini yapan Serdar Y. ile ortaklaşa hareket ettikleri aktarıldı. Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas K. ile birlikte özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları kurmuş oldukları suç örgütü sayesinde keşfedip, kendi anlaşmalı oldukları hastanelere tedavi için gönderdikleri anlaşıldı.
Bebek hastanın ailesini ikna ettikten sonra bebek hasta için tedavi red denilen işlemi yapıldığı ve 112 Acil Çağrı Merkezinden provizyon numarası alınmadan ilk kez bir hastaneye sevk ediliyor gibi gösterilerek örgüt içinde anlaşmalı olan hastanelerin birine Acil servisten giriş yapılmasını sağlayıp maddi menfaat temin ettikleri aktarıldı. Hekimin hasta için düzenlemiş olduğu epikriz raporunda EK-3 ve EK-7 raporları doldurulur, hastanenin ASKOM personeline bildirilir, akabinde Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanlığı (KHHB) 112 Koordinasyon Merkezinden talep oluşturulduktan sonra provizyon numarası alınarak 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğüne daha önceden bildirilen ve uygun tedaviyi yapabilecek donanıma haiz olan özel hastanelere nakil gerçekleştirilir. Bu işlem belli bir düzene ve sıraya göre yapılarak her hastaneye aynı oranda hasta sevki yapılmasını sağlayarak rekabet koşullarına aykırı hareket edilmesini de önlemeye çalışıldığı aktarıldı.
"ÇOCUĞU ÖLDÜRSEM DE BİR DERT BİLİYORSUN"
İddianamede, özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi şüpheli Hasan Basri G. arasında yapılan görüşmede, Hasan Basri G.'nin “Mehtap çocuğu öldür, 50 satürasyonlu çocuk mu olur" dediği, hemşire Mehtap S.'nin ise “Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" dediği anlaşıldı.
Örgüt lideri olan doktor Fırat S. ile şüpheli Ceren Hatice K. arasında yapılan görüşmede, Ceren Hatice K.'nın “Hocam bakanlıktan denetime geldiler. Bastılar öyle bildiğiniz şu an basamakları masamakları her şeyi kontrol ediyorlar ve benim 28 hastam var. Yani 23 normalde ya buranın hasta sayısı o yüzden" demesi üzerine Fırat S.'nin ise “Tamam taburcuların var zaten bugün taburcu edeceğin 3 hastan yok mu? Taburculukları ayarla" şeklinde cevap verdiği belirtildi.