Yoksulluk araştırma önergesine konu oldu
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, sosyal koruma ve yardım sisteminde var olan sorunların ayrıntılı bir biçimde incelenmesi ve bu kapsamda oluşturulması gereken politikaların ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını istedi.
Türeli, TBMM Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinin gerekçesinde, sosyal korumanın, bireylerin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmeleri için, gelir güvencesizliği karşısında yaşam koşullarını iyileştirebilmek ve yaşam koşullarının gerilemesini önlemek amacıyla, kamusal alanda, bireylerin eşitliği ve sahip olduğu haklar temelinde, gelirin yeniden dağıtımı yoluyla sağlanan gelir ve hizmet desteklerini kapsadığını belirtti.
Bu kapsamda, sosyal sigorta, sosyal hizmetler ve sosyal yardımların “yoksullukla” mücadele ve sosyal dışlanmanın ortadan kaldırılmasında kullanılan dolaysız politika araçları olduğuna işaret eden Türeli, “Sosyal sigorta, sosyal hizmetler ve sosyal yardımları kapsayan sosyal koruma ağı, bireyin yaşamında karşılaşabileceği her türlü risklere karşı alınan önlemleri kapsamaktadır. Anayasamızdaki sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak devlet bu riskleri öngörmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdür” dedi.
“Bununla birlikte, Türkiye’deki mevcut sosyal koruma sistemi birçok eksiklik ve yetersizlik içermektedir” diyen Türeli, şunları kaydetti:
“Sosyal hizmet ve yardım alanındaki dağınıklığın giderilmesi ve hizmet bütünlüğünün sağlanması amacıyla bu alanda faaliyet gösteren kurumlar, Aile ve Sosyal Politika Bakanlığı altında yeniden yapılandırılmış ancak, bu hizmetlerin dağıtımı ölçütündeki adaletsizlik düzeltilememiştir. Onuncu Beş Yıllık Planda da düzeltilmesi ve etkinleştirilmesi konusunda belirgin bir politika oluşturulamamıştır.
Sosyal sigorta, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar arasında bütünleşik bir yapı yoktur. Halbuki ideal bir sosyal koruma sisteminde primli sistemler ve primsiz sistemlerin birlikte ve uyum içinde çalışması gerekir.”
VATANDAŞ OLMA HAKKI
Türkiye’de sosyal transferlerin yoksulluk oranı üzerindeki etkisinin AB ülkeleri ile kıyaslandığında sınırlı olduğunu ifade eden Türeli, “Bunun nedeni, Türkiye’de sosyal transferlerin büyük bir kısmının primli sistem kapsamındaki transferlerden oluşması ve yoksul kesimin primsiz transferlerden yeterli düzeyde veya hiç yararlanamamasıdır” ifadesini kullandı.
Türeli, şöyle devam etti:
“Sosyal yardımlar etkin ve verimli bir çerçevede yürütülmemektedir. Sosyal yardımların toplamı 2013 yılı için 20,1 milyar TL olup milli gelirin yüzde 1,28’ine tekabül etmektedir. Bu oran OECD ülkelerindeki yüzde 2,5 oranı ile kıyaslandığında oldukça düşük bir orandır. Buna ilaveten, sosyal yardımlarda çok başlı bir yapı bulunmakta olup yardım veren kamu kurumu sayısı 2013 yılında 8’dir.
2010 Eylül ayındaki Anayasa değişikliğiyle kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle gaziler lehine yapılacak pozitif ayrımcılığın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olmayacağı hüküm altına alınmasına rağmen, bu konuya ilişkin uyum yasaları henüz çıkmamıştır.
Özet olarak, Türkiye’deki sosyal koruma sisteminin en temel eksikliklerinden biri, dünyada yaygın olarak uygulanan, vatandaş olma hakkından kaynaklanan ve finansmanı vergilerden sağlanan asgari bir gelir desteği sisteminin olmamasıdır. Objektif kriterlere dayalı, şeffaf bir temel gelir desteğinin, yoksullukla mücadelenin ana unsuru olmasına ihtiyaç vardır.
Bu çerçevede, ülkemizde uygulanmakta olan sosyal koruma sisteminde var olan sorunların ayrıntılı bir biçimde incelenmesi ve bu kapsamda oluşturulması gereken politikaların ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasının uygun olacağı düşüncesindeyiz.”
ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA
Türeli, araştırma önergesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türk-İş tarafından yapılan Aralık-2014 açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına dikkati çekti.
Türk-İş tarafından yapılan son değerlendirmede, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının bin 232 TL, yoksulluk sınırının ise 4 bin 014 TL olarak belirlendiğine dikkati çeken Türeli, aylık net asgari ücretin ise 891 lira olduğunu hatırlattı. Türeli, “Aylık asgari ücret açlık sınırının bile altında. Burada asıl dikkatlerden kaçmaması gereken husus şudur; ülkemizde sadece işsizlerin değil çalışanlarında yoksulluğu dikkati çekmektedir. Ülkemizde çalışan kesim de yoksullaşmıştır hatta açlık sınırının altında yaşamaktadır” dedi.