EGEPOSTASI - TV35’te Kent ve Siyaset programında katılan ve Alper Baran Esin’in sorularını yanıtlayan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel gündeme yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Yaklaşan kongre süreci öncesi ‘İl kongresinde kim aday olur olmaz, bunları konuşmak için erken’ diyen Yücel, önceliklerinin, üye güncellenmesi, mahalle delegelerinin seçimi ve ilçe kongrelerinin tamamlanması olduğunu belirtti.
MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu’nun yaptığı suçlamaları ‘Ciddiye alınacak bir şey değil’ diye nitelendiren Başkan Yücel, AK Parti’nin kendi içindeki çözülmenin üstünü örtmek ve CHP’nin iktidara yürüyüşünü önlemek için son dönemde suçlayıcı ve toplum üzerinde algı yaratıcı siyasetini artırdığını belirtti.
‘OLAYIN AKP’YE ORGANİK BAĞI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ’
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara'da şehit cenazesinde uğradığı saldırı sonrası CHP’nin 21 Nisan raporunun içeriğinde neler var'’ sorusunu yanıtlayan Yücel, "21 Nisan’da yaşanan olayda Türkiye'nin uçurumdan döndüğünü düşünüyoruz” dedi.
Başkan Yücel “Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’nın göbeğinde devlet protokolünün olduğu yerde saldırıya uğraması dehşet verici. Hala kamu davası açılmadığını görüyoruz. Provokatörlerin tutuklanmadığını görüyoruz. Bu konu hakkında hiçbir şey yapılmaması üzerine CHP’li bir kurul tarafından bir 21 Nisan raporu hazırladık. STK’ların, meslek odaları, birlikleri ve dernekler gibi oluşumların yönetimleriyle bunu paylaştık. Raporumuzdan olayın görünmeyen yüzü de var. Bütün topluma ulaştırmamız mümkün değil. Mümkün olduğunca Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı gerçeğini topluma anlatacağız. Olayda devlet erkanın şehit cenazesinden arkasından ayrıldığı ve Kılıçdaroğlu’nun yalnız bırakıldığını görüyoruz. Sonra genel başkanımız bir çembere alınıyor. Bakanlar ve AK Partili Genel Sekreterleri olayı köy konağından izlemeye başlıyorlar. Emniyet genel müdürü olmasa çok daha vahim sonuçlarla karşılaşabilirdik. Kutuplaştırma ve düşmanlaşma, kin ve öfkeye dayalı bir siyasetin sonucudur. İnsanları inançları yüzünden karşı karşıya getirirseniz. Bunu bir hükümet politikası haline getirirseniz böyle sonuç verir. Ülkenin güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanı CHP il başkanlarını şehit cenazelerine almayın diyorsa, bu artık bir hükümet politikasıdır. Biz olayın AKP’yle organik bağı olduğunu düşünüyoruz. 100’den fazla şüpheli var, 15’i Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde şoför ve ifadelerinin hepsi aynı. İfadeyi alanlar şüphelileri yönlendirmiş gözüküyor. Bu olayı hazırlayan soğuk savaş anlayışı var. Ama olayı münferit gösterip üstünü örtmeye çalışıyorlar. Gerek Kılıçdaroğlu’nun gerek emniyetin sakin ve sağ duyulu davranması olayın vahim sonuçlar almasının önüne geçmiştir" dedi
SİYASİ NEMALANMA ÇABASI
İzmir Büyükşehir Meclisi’ndeki gündeme alınmayan bir önerge üzerinden ‘CHP PKK’yı kınamadı’ algısı oluşturuldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz sorusunu yanıtlayan Başkan Yücel, “Bu mesele AKP’nin siyaset anlayışı sonucunda bilinçli olarak gündeme getirdiği bir mesele. Orman yangınları İzmir’in canını acıtan bir olay. Bu olayı PKK’nın üstlenmiş olması tabiiki önemli, ancak İzmir’de PKK’yı kınama konusunda bir sıkıntısı olacak kimseyi tanımıyorum. Ancak ne kadar iyi niyetli olursanız olun belediye meclisinde böyle bir kararlar alamazsınız. Arkadaşlarımız durumu tam olarak anlatamadılar. Bir meclis kararı alınamaz ancak dilek ve temennilerde ortak bir bildiri okunabilirdi. Önergenin gündeme alınıp alınmaması oylanıyor. Gündeme alınmıyor. Hem hukukçu hem de o mecliste görev yapmış biri olarak söylüyorum. Temenni dilek ve öneriler kısmında okunabilirdi. Olayın buralara gelmesinin sebebi AKP’li arkadaşların siyasi nemalanma çabasıdır. CHP’nin PKK’nın terör örgütü olduğu konusunda hiçbir dönem bir tereddüttü olmamıştır. Bazıları AK Parti’nin çözülme sürecinde olduğu ve dikkat dağıtmak istediği için bunları yaptığı söyleniyor. CHP’nin iktidara yürüyüşünü önlemek için son dönemde suçlayıcı ve toplum üzerinde algı yaratıcı siyaseti artırmak zorunda kalıyorlar. Ayrıca bu arkadaşlar bu durumu sürekli dile getiriyorlar ama ilkini de kazandığımız ikinci İstanbul seçimlerinden 2-3 gün önce devletin kanalında terör örgütü ele başının mektubunu okudular. AKP Genel Başkanı bu mektubu yorumladı. Kendilerine oy devşirmeye çalıştı. Bu mektup üzerinden mesajlar verdi ve siyasi rant aracı olarak kullandı. Bu durum siyasi olarak utanç vericidir. Ben kınama lafına da takılıyorum. Kınama hafif kalır, lanetlemek gerekiyor. Binlerce askerimiz, vatandaşımız ve kamu görevlimizin canına kıymış yasadışı bir örgüttür. Teröre karşı yapılacak her türlü mücadeleye destek veririz. Bu kınama anlayışı bir örgüt üzerinden değil hepsi için aynı şey geçerli olmalı. Bir 15 Temmuz gerçeği var, IŞİD gerçeği var. Dönemin başbakanı terörist değil öfkeli gençler demişti. Hangi terör örgütü olursa olsun, iktidar ve muhalefetin samimi olarak birlik olması lazım, ancak böyle kurtuluruz” diye konuştu.
‘CİDDİYE ALINACAK BİR ŞEY DEĞİL’
MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu’nun CHP ve Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkındaki suçlamalarıyla ilgili konuşan Başkan Yücel “Konuşmaya çok değer bulmuyorum. Söylediği sözler mantıklı bir insanın söyleyeceği sözler değil. CHP’yi, Sayın Soyer’i ve CHP’li başkanları terör örgütüyle bir araya getiremezsiniz. AKP-MHP ittifak yaptılar, sadece bu konu üzerinden siyaset üretmeye çalışıyorlar. Ciddiye alınacak bir şey değil." dedi.
‘40+1 TARTIŞMALARI ABESLE İŞTİGAL’
CHP'nin iktidara yürüyüşünü değerlendiren İl Başkanı Yücel, “31 Mart yerel seçimleri yeniden toplumsal huzur ve barışın tesis edildiği, bağımsız yargı açısından çok önemliydi. İYİ Parti’yle yapılan ittifak bu önemin bir parçasıydı. Toplumun tüm kesimlerinin rahatsız olduğu yönetim anlayışı var. Biz sadece seçim kazanmak üzere bir siyaset anlayışı yapmıyoruz. Ülkenin sorunlarını çözmeye yönelik konuşmalar yapmak istiyoruz. Cumhurbaşkanı’na entegre olmuş yargı modeli var. Oturalım bunları konuşalım. CHP'nin şu anda ülkeyi erken seçime taşımak gibi bir düşüncesi yok. İktidar muhalefetin doğru olduğunu düşündüğü şeyler için adım atması gerekir. Son dönemde yaşanan 40+1 tartışmaları da abesle iştigal. Böyle bir tartışmanın Türkiye’ye ne bir faydası ne de ihtiyacı var. Sistemle ilgili konuşacaksak, milletvekillerinin pasif durumda olduğunu konuşmamız lazım. Ne yazık ki işlevlerini yitirmiş durumdalar. Tamamen Cumhurbaşkanı’nın atadığı insanlar tarafından devlet yönetme modeli var ve ülkemizi yönetemiyorlar” diye konuştu.
‘BU KONUYU İSİMLER ÜZERİNDEN KONUŞMAK BENCE DOĞRU DEĞİL’
CHP İzmir’de büyük yankı uyandıran başkanların disiplin süreciyle ilgili değerlendirmede bulunan Yücel, “Bu konuyu isimler üzerinden konuşmak bence doğru değil. Ama bu disiplin meselesiyle ilgili olarak konuşursak, biz görevimizi yapıyoruz. Disiplin işlemesi gereken bir müessese. Geçmişte ne görev yaparsa yapsın, parti ve tüzük kuralları anlamında herkes birbiriyle eşit. Belli kişilerin bir ayrıcalığı yok. Bazı konularda tolere edilecek şeyler varsa, uyarıp uzlaştırıcı olmaya çalışıyoruz. Bazen gereksiz konularda da disiplin dosyaları gündeme gelebiliyor. Onları da disipline göndermiyoruz” diye konuştu.
‘PARTİDE İNFİAL YARATAN BİR OLAY VARSA…’
Disiplin sürecinde ‘Sizce kişilere göre karar alınıyor mu'’ sorusuna yanıt veren Yücel, “Ben hukukçuyum, bir delil olmadan, belge olmadan, kanıt olmadan disiplin sürecini başlatamayız. Disiplin kurulu karar verir biz karışamayız. Bir de Yüksek Disiplin Kurulu karar verir ona da karışamayız. Şeffaf ve homojen şekilde bunu işletmemiz çok doğaldır. İlçeden bir dosya gelir, yönetim kurulumuzla görüşürüz ya disiplin kuruluna göndeririz ya da göndermeyiz. Hukukta bir laf vardır toplumda infial yaratan olay diye, partide böyle bir infial varsa biz süreci direkt başlatabiliriz” dedi.
‘HERKES PARTİNİN BAŞARISI İÇİN ÇALIŞMASINI YAPTI’
Bu ekranlarda pek çok belediye başkanına sizin karnenizin nasıl olduğunu sordum. Başkanlar sizin 31 Mart seçimlerinde başarılı bir sınav verdiğiniz kanısında fikir birliğindeydi. Sizce karneniz nasıl'’ sorusuna yanıt veren Başkan Yücel, “Bir insanın kendisine not vermesi doğru ve etik değil. Bir insan kendisi söz konusu olduğu zaman objektif olamaz. Ama biz 31 Mart’a döndüğümüzde elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. İlçe örgütlerini çalıştırdık, denetledik. Belediye başkan adaylarımızla milletvekillerinin çalışmasını programladık. Herkes partisinin başarısı için çalışmasını yaptı. Bazı ilçelerde aksaklık olmuş olabilir. O hataları bir daha yapmamak için çalışmalarımızı gözden geçireceğiz” diye konuştu.
BUNUN İÇİN GEREKLİ İNSİYATİFLERİ ALACAĞIZ
'Kongre sürecine nasıl hazırlanıyorsunuz'’ sorusuna yanıt veren Yücel, “30 Eylül’de takvim açıklandı. Hedefimiz demokratik, şeffaf ve denetlenebilir bir seçim yapmak. İlçelerimiz özelinde bu sürecin CHP’ye yakışan bir anlayışla yapılması için hazırlıklara başladık. Önümüzdeki hafta ilçe başkanlarıyla bir toplantı yapacağız. Kongre süreci sonrası görev yapacak arkadaşlar CHP’yi iktidara taşıyacak arkadaşlar. Bu görevler kişisel beklenti için yapılacak görevler değil. Ülkeye ve partiye yönelik yapılacak görevler. CHP’yi iktidara götürecek kadronun oluşacağına inanıyoruz. İlçe örgütlerinde değişime gidilip gidilmemesi konusu bizim çalışma alanımız değil, doğru da olmaz. O ilçenin ihtiyacı neyse ona göre bir tablo çıkacaktır. Hem 24 Haziran hem de 31 Mart için görevlerini bırakan arkadaşlar var. O yüzden belli ilçelerde değişim ve yeniden yapılanma ihtiyaçları olabilir. Bunun için gerekli insiyatifleri alacağız” dedi.
‘BAŞKAN SOYER’LE ARALARINDA SOĞUK SAVAŞ VAR MI'’
Son dönemde dilden dile dolaşan ‘Başkan Soyer’le aralarında soğuk savaş var’ söylemlerini değerlendiren Yücel, “Neden olsun böyle bir şey. Tunç Başkanın aday olduğu dönemden beri bir süreç yaşadık. Açık yüreklilikle partinin başarısı için bunu birlikte yaptık. Siyasette farklı hedefler ve düşünceler olabilir, bunu dillendirenler olabilir. Kendisiyle hiçbir dönemde yaşadığım bir soğukluk yok. Neden olsu? Ben burada örgütü temsil ediyorum, sayın Tunç Soyer bizim CHP’li başkanımız. 10 sene Seferihisar’da başarılı bir başkanlık yaptı. Şimdi hangi partiden olursa olsun İzmirliyi kucaklayan bir belediye başkanı. CHP içerisinde parti içi mücadele her zaman yaşanır. Kongre süreci yaklaştığı zaman bir hareketlenme olur. Bu çok doğaldır. Bunu gören yandaş basın böyle bir malzeme bulup CHP’yi yıpratmak için algı yaratmak istemeleri normal. Biz sayın Soyer’le her zaman bir araya geliriz. Konuşamayacağımız bir konu olamaz. Biz belediye başkanlarımızın başarısı için mücadele eden bir örgütüz. Onların başarısı iktidar kapısını açacaktır. Herkesin farklı bir bakış açısı olabilir. Deniz Yücel günü geldiği zaman aday olur ya da olmaz ama, bir başkan başka bir adayı destekler buna da kırılmayız." dedi.
‘İL KONGRESİNDE KİM ADAY OLUR OLMAZ, BUNLARI KONUŞMAK İÇİN ERKEN’
Yeniden aday olacak mısını? sorusuna yanıt veren Yücel “Kongre sürecinde il başkanlığı seçimine gelinmeden açıklama yapmak yanlıştır. İnsana hata yaptırır. İl kongresinde kim aday olur olmaz, bunları konuşmak için erken. Şu anki takvim bize hangi görevi yapmamızı söylüyorsa onu yapacağız. Adaylık açıklamasının daha zamanı değildir. CHP iktidara yürüyor. Bunu şöyle okumamız lazım. En sade üyemize kadar bizim iktidara taşımak için canla başla çalışmamız lazım. Kavgadan uzak bu fırsatı değerlendirmemiz lazım. Hangi partiye oy vermiş olursa olsun bu tarihi fırsatı değerlendirmemiz için herkesi CHP’ye çağırmalıyız” diye konuştu.