Yüksel, canlı yayında kurultay sorularını yanıtladı
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, katıldığı canlı yayında kurultaya yönelik sorulara yanıt verdi. İzmir’in Parti Meclisi ve YDK’da güçlü temsil hakkı elde ettiğini ifade eden Yüksel, “Bu konuda tebrik alıyorum” dedi. Yüksel, PM’ye kendisine yakın ekipten isimleri önerdiğine dair eleştirilerin hatırlatılması üzerine “Ekip diye bir şey yok. Bana gelip ekipte siyaset yapmak istiyorum diyorlar. Yok böyle bir ekip diyorum. Haksız bir eleştiri” dedi. Yüksel, kurultayda 52 kişilik anahtar listeyi Genel Başkan’ın görüşleri doğrultusunda 3 büyük il başkanıyla birlikte hazırladıklarını söyledi. Canlı yayında kurultay sorularını yanıtladı
EGE POSTASI - CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Ben TV’de ‘3 Gazeteci 1 Konuk’ programına katıldı.
Kurultay’da bazı isimlerin çizik yiyerek PM’ye girememesinin kamuoyunda ‘Genel Başkan çizik yedi’ algısı oluşturduğunu bu algının ise yanlış olduğunu ifade eden Yüksel, “ Çizikler CHP’de parti içi demokrasinin çalıştığını gösteren bir göstergedir. İl kongresinde de kurultayda da CHP’liye baskıyla bir şey yaptıramazsınız. Özgür iradesiyle oy kullanır. Genel Başkan partideki eski alışkanlıkları uygulamayan bir isim. Genel Başkan PM’ye kim girerse çalışacak rahatlığındaydı. Bu kurumlarda görev almanın zorlukları vardır. Kendi seçim bölgenizden koparsınız ülkeyi dolaşırsınız. Koltuk yükseldikçe herhalde insan kırıcı da olabiliyor. En önemlisi parti yüzde 25 takılıp kalmıştı. Partiyi güçlü bir iktidar partisine dönüştüremiyorsunuz. Bir şekilde partiyi yönetenlere kurultaylarda fatura kesiliyor. Genel Başkanlığa adaylar vardı. Genel Başkan çalışkan dürüst inançlı çıkar peşinde olmayan bir isim. Tabanda Genel Başkan devam eder kadrolarında sorun var düşüncesi oluştu herhalde. Kurultayda da böyle bir sonuç çıktı” dedi.
TEBRİK ALIYORUM
“Kurultayı İzmir açısından değerlendirir misiniz'” sorusuna Yüksel, “İl yönetim kurulu toplantımız vardı. Bir değerlendirme yaptık. İl yönetimimdeki bütün arkadaşlarımız kurultay sonuçlarından memnun olduğunu ifade ettiler. Ve bu konuda tebrik alıyorum. İlk kez böyle bir şey oluyor. İlk kez bu kadar güçlü temsil ediliyor diyorlar. İlk kez değil. Yıllar önce yine benim il başkanı olduğum dönemde temsil fazlaydı. İzmir sayısal olarak güçlü oldu. Nitelik olarak ufak tefek tartışmalar oluyor. Ne yaparsanız yapın eleştirileri yüzde yüz kesmek mümkün değil. Tartışmayı asgariye indirmek için kurultay delegelerimizle vekillerimizle belediye başkanlarımızla ilçe başkanlarımızla toplandık. Hepsinin görüşlerini aldım. Aday olmak isteyenlere sordum. Önerileri aldım. Genel Başkanımız il başkanlarına 5’er isim yazın dedi. Ben 10’un üstünde isim yazdım. Aday olmak isteyenler varsa söylesin onları da Genel Başkan’a iletirim dedim. İsimleri açıklamadım. Tartışma olur diye… Toplantıda aday isimlerini aldım. İçime sinmedi. Tek tek ilçe başkanlarımızı aktardım. Adaylar şekillendi. Bunlardan hangilerini görmek istiyorsunuz diye sordum. Genel Başkan’a bana fikrimi söyle derse söyleyeceğimi de zaten açıklamıştım. 104 kişilik anahtar listesi sonrası ve 52 kişilik listeyi 3 il başkanına hazırlamamızı söyledi. Olmazlarını da söyledi. Ben aday olan arkadaşlarımızın tamamını söyledim orada…Vekillerin takdirini Genel Başkan’a bırakmıştık. İzmir’den Genel Başkan’a ilettiğimiz listede vekil yoktu. Vekillere Grup Başkanvekillerinden haber gelmeden aday olmayın dedim. Genel Başkanımızın önüne gelen 150’den fazla isim vardı. Genel Başkan o liste üzerinden 104’e hatta 105’e düşürdü. 52 kişilik listede benimle olursa iyi olur dediği isimleri söyledi ve 52 kişilik liste için biz çalıştık” sözleriyle yanıt verdi.
EKİP DİYE BİR ŞEY YOK
Yüksel, PM’ye kendisine yakın ekipten isimleri önerdiğine dair eleştirilerin hatırlatılması üzerine şunları söyledi; Partiyi kamuoyunda tartıştırmak istemiyorum. Ekip diye bir şey yok. Bana gelip ekipte siyaset yapmak istiyorum diyorlar. Yok öyle bir şey. Haksız bir eleştiri. Doğru olmadığını en iyi anlatan örnek ilk il başkanı seçildiğimde yönetim kurulu 3 ayrı listeden oluştu. Kemal Karataş’ın Selçuk Ayhan’ın listesinden de 10’ar isim girdi. Zor bir yönetimdi. 3 yıl boyunca oybirliğiyle kararlar aldık. Ekipçilik yapmadık. En iyi bildiğim konuları bile dönüp dönüp sordum. Benim listem onun listesi demedim. Ekipse hepsi ekibim. Dikkatli izleyin. İl kongresinde 2 arkadaşımız dışarıdan geldi. Bir belediye başkanının desteklediği diğer listede yer alan ve o belediye başkanına yakın bir isim olan Hatice Tatlı’yı başkanlık divanına aldım. Kamil Okyay Sındır’ın PM’de olması gerektiğini özellikle söyledim. Niteliklidir birikimlidir, kavgacı değildir. Parti kültürünü almış herkesle çalışırım. Benim derdim partiyi büyütmek. Oy oranını yüzde 60’a taşımak istiyorum. Bunu dar bir ekiple yapamazsınız. Kavga ederek yapamazsınız. Ezber boza boza geliyorum. Partinin İzmir’in ihtiyacı var dendi. Son anda aday oldum. Bunu bile 3 gün kala kabul ettim. Görevi yaptıktan sonra jübilemi yaparak giderim.”
İLÇELERİ DOLAŞAMADIM
Yüksel il kongresinde çok az farkla kazanmasını ise şu sözlerle açıkladı;
“Kısa bir zaman kala aday oldum. İlçeleri dolaşamadım. Delegeyle bire bir görüşemedim. 400 imza vardı. Destek çok olunca istekte çok olur. Değerlendiremezseniz karşıya gider. Çarşaf listeli seçim zordur. Boş oy iptal oy çıkar. 100’e yakın boş ve iptal vardı.”
BALTAYA TABANCAYA DÖNÜŞSÜN
Yüksel kendisine yönelik vekillerden ve tabadan gelen eleştirilere ılımlı karşılık verdiğini ifade etti, “Kırgınlık kızgınlık olabilir. Bunu kurup kurup baltaya tabancaya dönüştürmeyin diyorum. Partiyi toparla dediler bana. Ona buna vurursam nasıl toparlarım. Gücümüzü enerjimizi dışa dönük harcayacağız” dedi.