Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Dünya Emekliler günü sebebiyle bir mesaj yayınladı. Emeklilerin, AKP politikaları sebebiyle açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini vurgulayan Yüksel, açıklamasında şunlara yer verdi.
YOKSULLUK VE UMUTSUZLUK
Ne yazık ki bir emekliler gününün de yine emeklilerimizim her geçen gün artan sorunlarını konuşarak geçiriyoruz. Uzun yıllar boyunca Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlayan emeklilerimiz, hayatlarının geri kalan kısmında refah ve huzur içinde yaşamayı beklerken buldukları sadece yokluk ve umutsuzluktur.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk “bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, O milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.” diyerek emeklilere verilmesi gereken değerin önemini belirtmiştir.
Şubat ayı itibariyle toplam emekli nüfusumuz 11 milyon 444 bin 821’dir.
Bu kadar emekliye ödenen aylık maaş ise ortalama bin 303 lira’dır
Tarım bağ-kurundan emekli olup da halen 770 TL emekli aylığı alan emeklilerimiz vardır.
İlgili sendikaların her ay yaptırmış olduğu araştırma sonuçlarına göre, 2016 yılı Haziran ayı için Türkiye’de açlık sınırı, bin 350 lira 21 kuruştur.
Bu sonuç bir kez daha göstermiştir ki: Türkiye’de yaşayan emeklilerin büyük bir çoğunluğu açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedir.
EMEKLİLER GEÇİNEMEMEKTEDİR
Bu rakamlar açıkça şunu göstermektedir ki, Ülkemizdeki emekliler geçinememektedirler. Aldıkları maaş yetmediği için tekrar çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Bugün yürüklükteki yasalara göre sigortalılık süresini ve prim gün sayısını tamamlayıp emeklilik yaşını doldurmadığı için maaş bağlanmayan 500 binden fazla emekli yurttaşımız mevcuttur. Bu insanlarının mağduriyetinin giderilmesi önem arz etmektedir. CHP’li milletvekillerimizin emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetiyle ilgili verdiği soru önergelerini yanıtlayan çalışma ve sosyal güvenlik bakanı Süleyman Soylu “yaşla ilgili bir düzenleme kurumun aktüaryel dengesini olumsuz etkileyecektir” diyerek bu konuda bir çalışmalarının olmadığını belirtmiştir. Bu denge uluslar arası standartlara göre 4 çalışana 1 emekli şeklinde iken maalesef Ülkemizde 1,6 çalışana 1 emekli şeklindedir.
Ülkemizde AKP iktidarı, sağlık alanında reform yaptık diyerek sağlık hizmetini paralı hale getirmiştir. Bu iktidarın sağlıkta özelleştirme adı altında yaptığı düzenlemeler, yoksul halk kesimlerinin özellikle emeklilerimizin bütçelerine büyük yükler yüklemiştir. Katkı payı adı altında alınan kesintiler artık emeklilerimizin eşit ve kaliteli sağlık hizmeti alamamasının en önemli nedeni haline gelmiştir.
Bir toplumun gelişmişliği, o toplumun emeklilerine ve yaşlılarına verdiği değer ile ölçülür. Sosyal devlet olmanın en temel gereklerinden biri, yaşlı ve emekli insanları korumak, onların hayatlarını kolaylaştıracak düzenlemeleri yapmaktır. Ne var ki AKP iktidarında, sayıları on milyonu bulan emeklilerimiz çok ağır ekonomik ve sosyal sorunların altında ezilmektedir. Türkiye’yi sürekli borçlandıran ve yüksek faiz cenneti haline getiren AKP politikalarıdır. Hükümet dağ gibi biriken borçları ödeyebilmek için devletin sosyal harcamalarını kısmış, emekli maaşlarına enflasyon artışlarının altında zam yapmış ve emekli olma yaşını yükseltmiştir. Sonuçta, yıllarca çalışan, sigorta primlerini ödeyen emeklilerimizin satın alma gücü alabildiğine düşmüş ve emeklilerimiz yoksulluğa mahkûm edilmiştir
İNSAN ONURUNA YAKIŞIR EMEKLİLİK İÇİN...
Çalışanlar ile emekliler arasındaki ücret uçurumu giderilmeli, çalışanlara yapılan ücret artışları emeklilere de aynen yansıtılmalıdır.
Emekli aylığının bağlanması ve artırılması yöntemleri ile sağlık hizmeti sunumunda devam eden kurumlar arası farklılıklar ortadan kaldırılmalıdır.
Emeklilere bankalardan kamu çalışanları ile aynı ölçülerde promosyon ödenmelidir. Emekli milletvekilleri için bu konuda hassasiyet gösteren iktidar, bu ilgiyi tüm emeklilerimiz içinde göstermelidir.
Memur emeklilerine verilen zammın, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine de aynı şekilde yansıtılması sağlanmalıdır.
2000 sonrasında emekli olanlar için de intibak uygulaması getirilmelidir.
İntibak, hangi kurumdan emekli olduğuna bakılmaksızın tüm emekli aylıkları Türkiye’deki yaşam koşullarına uyumlu hale getirilmeli, sonrasında yine kurum farkı gözetilmeksizin tüm aylıklar tek bir hesaplama yöntemiyle yeniden hesaplanmalıdır.
Katsayı ve gösterge sistemi yeniden planlanmalıdır.
Emeklilikte yaş ile ilgili maddeye takılanların mağduriyetleri giderilmelidir.
Emeklilerden muayene ve ilaç katılım payları, fark ücreti vb. alınması uygulamasına son verilmelidir.
Üniversitelerin ve hastanelerin yaşlanma ile ilgili sağlık konuları üzerinde duran Geriatri bölümlerinin güçlendirilmesi ve bunların ilgili genel ve yerel yönetim birimleri ile işbirliği içinde olmaları sağlanmalıdır.
Emeklilerin sendika kurabilmeleri, toplu sözleşme yapma hakkına kavuşmaları ve kendilerini ilgilendiren konularda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun işleyişine katılmaları sağlanmalıdır.
Yerel düzeyde, Emekli Meclislerinin kurulması desteklenmelidir. Emeklilere yönelik ekonomik, kültürel ve sosyal hizmetler öncelikle yerel yönetimler tarafından sunulmalı; emeklilerimizin kaliteli vakit geçirecekleri emekli kulübü, emekli evi gibi, sosyal mekanlar kurulup yaygınlaştırılmalıdır.
Emekli yurttaşlarımızın sorun ve sıkıntılarını bu anlamlı günde bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyor, onlara özel bugünün kutlanabilecek bir gün olması için var gücümüzle Emeklilerimizi için projelere üretiyor ve çalışıyoruz.