Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın Eylül 2014’de İran-Türk işadamı Reza Zarrab’ın e-postasına arama emri çıkarmasıyla başlayan soruşturma, Zarrab’ın ABD’ye Miami havalimanından giriş yaparken gözaltına alınmasıyla ortaya çıkmıştı.
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın da ABD dönüşünde uçağa binerken gözaltına alınmasıyla daha da büyüyen iddianame, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank’ın eski genel müdürü Süleyman Aslan ile diğer yönetici Levent Balkan’ında sanıklara eklenmesiyle daha da uzadı.
Hakan Atilla’nın avukatları, geçtiğimiz haftaki oturumlara katılmayan Zarrab’ın ABD Tanık Koruma Programı’na katıldığı ve savcılarla işbirliği yapacağını varsayarak savunma yapacaklar. Zarrab’ın katılmayacağı duruşmalarda savcılar önce Zarrab hakkındaki iddiaları anlatıp daha sonra Atilla’nın bu suça iştirak ettiğini ispatlamaya çalışacaklar. Atilla, 17 Aralık soruşturmasında isminin geçmediği ve tutuklanmadığını söylese de tapelerdeki konuşmaları aleyhine kullanılacak.
Savcılar, 12 kişilik jürinin tamamını ikna etmek zorundalar. Jürinin suçlu bulması durumunda savcılığın mütalaası ve ceza yönetmelikleri yasası uyarınca 60 gün sonra ceza duruşmalarına geçilecek. Hakim yasalar gereği uygun olan indirimleri de değerlendirerek verilecek cezaları belirleyecek. Diğer sanıkların gıyabında karar verilmeyecek.
SANIKLAR KİM'
Reza Zarrab (34) , Mehmet Hakan Atilla (47) , Mehmet Zafer Çağlayan (59 ), Süleyman Aslan (47), Levent Balkan (56), Abdullah Happani (42) , Muhammed Zarrab (39) , Kameliya Cemşidi (32) , Hüseyin Necefzade (67) .
SANIKLARA YÖNELİK SUÇLAMALAR NELER'
- ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için örgüt kurma,
- Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı (IEEPA) delmek için örgüt kurma,
- Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma,
- Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için örgüt kurma,
- Kara para aklama
- Kara para aklamak için örgüt kurma
FRANSIZ BANKASINA AYNI SUÇLARDAN 8.9 MİLYAR DOLAR CEZA KESTİLER
İddianamede, Türkiye’nin ABD yaptırımları nedeniyle, satın aldığı petrol ve doğalgaz karşılığında yapması gereken ABD doları ödemesini doğrudan İran'a gönderemediği için Reza Zarrab ve diğer sanıkların aracı olduğu iddia ediliyor.
İddianameye göre; Zarrab’ın firmalarının Halkbank’ta açtıkları hesaplara Türkiye ödeme yapıyor. Zarrab’ın şirketlerine ödenen paralarla altın satın alınıp Dubai’ye ihraç ediliyor. Burada yeniden nakde çevrilip, çantalarla İran'a taşınıyor. Ayrıca, Halkbank, iddianamede mağdur ABD bankaları olarak geçen bazı bankalarda muhabir hesabı açıyor. Ve para transferlerini bu hesaplar üzerinden yapıyor. Bu transferlerde paranın kaynağı, nereye gittiği ve gerçek sahibin kim olduğu ABD’li yetkililerden ve bankalardan saklanıyor. Sanıkların evraklarda sahtecilik yaptıkları da iddia ediliyor.
ABD SORUŞTURMASI ZARRAB HAKKINDAKİ SUÇLAMALAR DÜŞER DÜŞMEZ BAŞLIYOR
17 Aralık soruşturmasında Türkiye’de tutuklanan Zarrab, Şubat 2014'te serbest bırakılmış, suçlamalarsa Eylül 2014'te düşürülmüştü. Savcılık ise 29 Ağustos 2014 tarihinde ABD Hazine Bakanlığı aracılığıyla Zarrab’ın babası Hüseyin Zarrab’a 3 sayfa “Ceza İhbarnamesi” gönderiyor. ABD bankaları üzerinden İran’a gerçekleştirdikleri para transferlerinin ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarına aykırı olduğu ve bu yüzden 9 milyon 103 bin 960 dolar ceza ödemeleri gerektiği ihbar ediliyor. Hüseyin Zarrab, bu ihbarnameye verdiği ilk cevapta bunların sahte ve yanlış bilgiler olduğunu belirtiyor. Ancak İran’a yönelik toplam 25 para transferi için ise 1 milyon dolar ceza ödenmesi üzerinde anlaşılıyor.
ZARRAB’IN E-POSTASINA ARAMA EMRİ
Savcılar, 23 Eylül 2014 de ise bu defa Zarrab’ın hotmail e-posta hesabına Hakim Kevin Nathaniel Fox’un kararı ile arama emri çıkarılıyor. Zarrab hakkındaki ilk iddianame buradan toplanan delillerle hazırlanıyor.
TAPELER ÇALINTI İDDİASI
İlk iddianamede yeralmayan 17 Aralık tapeleri bir kısmının son iddianamede yer aldığı görülüyor.
Avukatlar, bu tapelerin Türkiye Adalet Bakanlığı arşivinden çalındığını ve resmi yolla gelmedikleri için hükümsüz olacağı iddiasında bulunmalarına rağmen mahkeme bunu kabul etmedi.
NEW YORK’TA HAKİM KARŞISINI ÇIKARILIŞI
ABD’ye giriş yaparken Miami havaalanında FBI tarafından 19 Mart günü tutuklanan Reza Zarrab, 25 gün cezaevinde yattıktan sonra 3 hafta süren otobüs yolculuğuna çıkıp, davasının görüldüğü New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi hakimi Richard Berman’ın karşısına çıkarıldı. Berman, duruşmaya mahkemenin 43 hakimi arasından yasalar gereği kura çekimi ile atandı.
Zarrab soruşturmasını yürüten FBI’ın New York ofisinden Jennifer McRaynolds tarafından hazırlanan suç duyurusu üzerine iddianameyi dönemin başsavcısı Preet Bharara mahkemeye sundu.
Bharara, Türkiye’de bir anda Twitter fenomeni oldu. Yaklaşık 8 bin olan Twitter takipcisi 400 bine çıktı.
Hakim Richard Berman, ilk oturumda 2014 yılı mayıs ayında İstanbul’da gerçekleştirilen uluslararası bir sempozyumda “Bağımsız ve Etkili Yargı” başlıklı oturumu yönettiğini anlattı. Bu açıklamayı olayı ifşa etmek için yaptığını, bu panele katılımının bu davaya adil ve tarafsız bir şekilde başkanlık etme yeteneğini etkilemeyeceğini söyleyerek panelde yaptığı konuşmasının metnini Zarrab’ın avukatına verdi. Berman, davaya jürili süratli muhakeme usulüyle bakacağını söyledi.
Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman, iddianamenin okunmasından feragat edilmesini istedi. Suçlamaları reddettiklerini, savunma yapacaklarını belirtti.
6 BİN DELİL SUNULACAK
Başsavcı yardımcısı Michael Lockard ise e-posta yazışmaları, banka hesapları ve telefon kayıtlarından oluşan yüzbinlerce sayfadan oluşan belgeler üzerinde keşifler yapmaya devam ettiklerini, avukatlarla paylaşacaklarını belirtti. Ancak, gizlilik kararı konulan deliller duruşmalara yansımadı. Savcılık son oturumda 63 sayfadan oluşan yaklaşık 6 bin delili jüriye sunacaklarını belirtti.
KEFALET BAŞVURUSU
Zarrab’ın tutuksuz yargılanması için sunulan 50 milyon dolar kefalet ücreti kaçma riskinin ağır bastığı gerekçesiyle kabul edilmedi. Kefalet başvurusunda fotoğraflar ve dekontlardan oluşan insani yardımların belgeleri ve miktarları da sunulmuştu.
İKİNCİ İDDİANAME
Başsavcılık, 21 sayfalık 30 Mart 2016 tarihli iddianamede değişikliğe giderek suçun işlendiği yerlere Türkiye’yi de ilave etti. Daha önce 2010-2014 arası olarak kaydedilen suçların işlenme tarihi aralığı ise 2015 yılın sonuna kadar uzatıldı.
BİDEN’E ŞİKAYET ETMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2016’daki ABD ziyaretinin dönüşünde, Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşmesinde; “Savcı Bharara da hâkim Richard Berman da Türkiye’de daha önce FETÖ tarafından ağırlanmış isimler. Yani ABD Adalet Bakanlığı, Zarrab’ı tutup orada FETÖ’nün yedirip içirdiği isimlere teslim ediyor” ifadelerini kullanmıştı.
Başsavcı Bharara ise Türkiye’ye hiç gitmediğini belirtmişti. Bu arada Savcılık , Zarrab’ın dolar cinsinden yaptığı para transferlerinin miktarını 1.5 milyar’dan 6.5 milyar dolara çıkararak dökümünü yayınlıyor.
Savcılık 7 Kasım 2016’da Zarrab’ın ağabeyi Muhammed Zarrab’ı da iddianameye ekledi.
Zarrab kardeşlere, Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı özel bir birim olan “Kudüs Gücü”nü taşıdıkları gerekçesiyle ABD tarafından yaptırımlar listesine konulan İran hava yolu şirketi Mahan Air için milyonlarca dolarlık finansal işlemler yapmakla suçlanıyor.
DİPLOMATİK ÇÖZÜM
Davayı kovuşturan Başsavcı Preet Bharara’nın ABD Başkanı Donald Trump tarafından kovulmasının ardından makama kriminal davalardan sorumlu savcı yardımcısı Joon H. Kim vekaleten geçti. Bu arada Zarrab, savunma ekibine ABD eski Adalet Bakanı Michael Mukasey ve New York eski belediye Başkanı Rudy Giuliani de ekledi. İkili mahkemeye verdikleri birer mektupta davaya diplomatik bir yolla çözüm bulmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüklerini belirttiler.
ATİLLA DA TUTUKLANDI
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla (47), 27 Mart 2017’de New York JFK Havalimanında FBI ajanları tarafından gözaltına alınıp Zarrab’ın yattığı cezaevine yerleştirilince Halkbank davanın merkezine oturdu.
FBI’ın suç duyurusunda Atilla hakkında İran’a yönelik ABD yaptırımlarını delme ve bankacılık sahtekarlığı suçlamaları yöneltilmişti.
Atilla; ‘Benim bu davayla bir alakam olmadığını herkes bilsin’
Hakan Atilla, Zarrab ile birlikte katıldığı 24 Nisan’daki duruşma sonrasında gazetecilere; ‘ Benim bu davayla bir alakam olmadığını herkes bilsin’ diyerek savcılıkla işbirliğine gitmeyeceğinin mesajını ilk günden veriyor. Atilla duruşma salonunda avukatı Victor Rocco ile yan yana otururken, aynı sırada oturan Zarrab ile Atilla arasına iki avukat oturtuluyor. İkili cezevinde de farklı koğuşlara yerleştiriliyor.
Atilla’nın 1 ay sonra Brooklyn’e nakledilmesinin üzerinden 2 ay geçince bu defa Zarrab’ı aynı anda hücrelerini terketmemek kaydıyla Atilla’nın bulunduğu Brooklyn’deki cezaevine naklettiler. Zarrab ile birlikte duruşmalara katılmayan Atilla, hakim Berman’dan yeniden eski cezaevine gönderilmesini isteyince eski cezaevine döndü. Brooklyn’de kalan Zarrab bu süreçte 21 gün tecritte tutulmuştu.
Atilla’nın avukatlarının Zarrab iddianamesinden ayrılıp davanın ayrı görülmesini ve kefalet başvurusu da reddedildi.
ZAFER ÇAĞLAYAN SANIK OLDU
Türkiye’nin davanın çözümü için ABD yönetimine baskıyı artırdığı günlerde, başsavcılık dördüncü ve son iddianameyi yayınladı. Zafer Çağlayan’ı sanıklara ekleyip yakalama kararı çıkardı.
MALLARA EL KOYMA
Halkbank eski yöneticilerinden Levent Balkan’ında sanıklar arasın alındığı son iddianamede sanıklara yönelik suçlamalar altıya çıkarıldı. İddianamede ilk olarak mallara el koyma talebi de getirildi. Sanıkların kara para aklarken kullandıkları takipi yapılabilecek mal ve mülklerinin durum tespit süresince bulunamaması, satılmış ya da üçüncü şahıslara dervedilmiş olması durumunda dahi ABD hükümetinin malların izini sürme ve diğer mallarına el koyma hakkının bulunduğu belirtildi.
3 GÜN SONRA ZARRAB MUAMMASI
Türkiye son iddianamenin şokunu yaşarken 3 gün sonra; Federal Cezaevleri Bürosu’nun resmi internet sitesindeki kayıtları Reza Zarrab’ın 9 Eylül günü serbest bırakıldığını gösteriyordu. Zarrab cezaevinden çıkarılıp tanık koruma programına alındığı algısı oluşmaya başlarken, başsavcının sözcüleri Hürriyet’e bunun teknik bir hata olduğunu ve federal gözaltı halinin devam ettiğini söylediler. Zarrab bir gün sonra ayakları kelepçeli mahkemeye getirildi.
İkinci Zarrab muamması ise 8 Kasım 2017’de yaşandı. Cezaevleri Bürosu’nun internet sitesinde ‘09135-104’ kayıt numaralı Zarrab’ın 8 Kasım 2017 cezaevinden tahliye edildiği bilgisi yeraldı. Savcılık, sadece ‘Zarrab Federal gözaltında” demekle yetindi. Ancak, Türk avukatı Şeyda Yıldırım, Hürriyet’e Zarrab’tan 5 gündür haber alamadıklarını söyledi. Türkiye, ABD’ye nota verip bilgi istedi. ABD ise sadece Zarrab’ın sağlığının yerinde olduğunu açıklamakla yetindi.
Bunun üzerine Zarrab’ın tanık koruma programına girdiği ve artık sadece savcılık adına tanık sandalyesinde ortaya çıkacağı görüşü hakim oldu. Hatta, sonraki oturuma Zarrab ve avukatları katılmayınca, diğer tutuklu sanık Atilla, avukatı aracılığıyla Hakim Berman’a ‘ Zarrab nerede, sadece ben mi yargılanacağım’ diye sordu. Berrman ise “Hakim olmanın avantajı avukatlar ve tanıklar gibi bu tip sorulara cevap vermek zorunda olmayışımız. Bunu dava kayıtlarından takip edin” demekle yetindi.
Jüri adaylarına sorulacak sorular ve hakimin duruşmalar sırasında jüriye söyleyeceği sözler sadece Atilla’nın avukatları ve başsavcılık tarafından belirlendi.
Seçilecek 12 jüri üyesi, sanıklara yönelik 6 suçlamanın her biri için ayrı ayrı oybirliğiyle karar vermesi gerekecek.
JENCKS MATERYALLERDEKİ İTİRAFÇI ZARRAB MI'
ABD hukuk literatüründe “Jencks materyali” savcılığın elinde bulunan işbirlikçi sanığın itirafları anlamına geliyor.
Hakan Atilla’nın avukatlarının gizlilik kararı gerekçesiyle ellerindeki Jencjks materyallerini savunma ile paylaşmaması ve soruşturmayı yürüten FBI ajanı Jennifer McReynolds’un tanık olarak sorgulayamamaları son güne kadar tartışma konusu oldu. Savcılık önceden alınmış bu itirafları savunma ile paylaşmak zorunda değil. Hatta, geçtiğimiz pazartesi yapılması planlanan jüri seçiminin ertelenmesi ve bunun yerine kapalı oturum yapılması bu konuyla ilişkilendiriliyor. (Hürriyet)