EGEPOSTASI- HABER MERKEZİ- Metin Arolat'ın ölümüyle ilgili gündem yaratan 'serum' iddiası, müzik dünyasında geniş yankı uyandırdı. 1990'larda çıkış yaparak hem müzisyen hem de yönetmen olarak unutulmaz eserlere imza atan Arolat, 20 Eylül'de İstanbul Kozyatağı'ndaki bir otelde sahne alırken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti.
Arolat'ın 20 yıllık sahne arkadaşı ünlü gitarist Kaan Öztürk'ün iddiası dikkatleri üzerine çekti. Öztürk, Arolat’ın kalp krizi geçirmesinin hemen öncesinde evde sağlık hizmeti adı altında enerji verici bir serum aldığını ve bu takviyenin kalp krizini tetiklemiş olabileceğini öne sürmüştü. Öztürk, Arolat’ın o gün kendini kötü hissettiğini belirterek, enerji vermesi amacıyla evde bir serum uygulandığını, bu serumun içeriği hakkında bilgisi olmadığını ifade etmişti.
Öztürk'ün açıklamaları, sağlık hizmeti adı altında sunulan bu tür uygulamaların güvenilirliği konusunda soru işaretleri yaratmıştı. Serumun içeriğinin ve uygulamanın kalp krizine etkisi olup olmadığı konusundaki belirsizlikler, durumun araştırılması gerektiğini gündeme getirdi.
TR35 ekibinin sorularını yanıtlayan İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doktor Erdal Duman, kafalarda oluşan soru işaretlerini gidererek önemli bilgiler verdi.
‘HER KİLOLU OLAN ŞİŞMAN DEĞİLDİR’
Sağlıklı kilo vermenin nasıl olacağını anlatan Duman, “Öncelikle kimler kilo vermeli? Obezler, obez olup sağlık sorunu olanlar. Şekeri, kalp damar sağlık sorunu olan, yüksek tansiyonu, eklem ağrısı olanlar. Biz bunu vücut kitle indeksine göre belirliyoruz. Vücut kitle indeksi 30’un üzerindeyse şişman, 40’ın üstündeyse çok ileri şişman,26-30 arasındaysa balık etli diyoruz. Her kilolu olan şişman değildir. Vücuttaki olması gerekenden fazla olan yağdır aslında şişmanlık. Biz bir insanın kilo verip vermemesi gerektiğini uzman hekim tarafından belirlenip ona göre karar veriyoruz.
Ne yazık ki beden algısıyla ilgili yanlışlılar, modaya uyup zayıf görünmek istemek ciddi sağlıksız yönlere itiyor. Bu da çişitli beslenme hatalarına çeşitli ilaç kullanımlarına, yanlış sporlara neden olmaktadır.
Hekimin görevi hastalarını sağlıklı kılmaktır. Once bir hastalığı var mı yok mu?vücudun durumu nedir? Ruhsal, sosyal, duygusal durumu nedir? Bunların hepsi bir bütünün parçalarıdır. Bunları saptayıp ona göre hastaya gereken bilgileri vermek hastanın farkındalığını arttırmak ve uzun vadeli bir çözüm sunabilmektir. Örneğin moda diyetler, moda zayıflama paketleri çok tehlikeli. Biz bunlara yoyo diyetleri diyoruz. Ne yazık ki ülkemizde bu çok yaygınlaşmaya başladı.” Dedi.
‘SOSYAL MEDYA FENOMEN TUTKUNLUĞU GETİRDİ’
Obezite tedavilerinin nasıl olması ve kimlerin uygulaması gerektiği hakkında sözlerine devam eden Duman, “Bu bir tedavidir. Tedavi olduğu için de uzman bir hekim tarafından uygulanmalıdır. Endokrin hekimi veya iç hastalıklar uzmanı, bir kardiyologi, kadınsa kadın doğumcu genelinde bir cerrah ortopedi ya da fiziktedavi hekimi psikiyatri hekimi. Çünkü bazen ciddi bir depresyon anksiyete sorunu, yeme bozukluğu olabilir. Ve hekimin önerisiyle hazırlanacak bir diyet programı yapılmalıdır.
Ne yazık ki ülkemizde sosyal medya çok fazla fenomen tutkunluğu getirmiştir. Bu yüzden insanlar çok düşük kalorili beslenmelere, ketojenik diyetlere, öğün atlamalar, oruç diyetlerine yöneldi. Bunların bir çoğu kilo verdirir. Ama birlikte böbrek yetmezliği, kalp iletim ksuuru aynı zamanda karaciğer sorunlarına neden olabilmekte. Uyku bozuklukları anksiyete bopzuklukları var olan bir psikaytri rahatsızlığını daha da ileri seviyeye götürür.”dedi.
‘BUNLAR MUCİZE İLAÇLAR AMA…’
Obezite iğneleriyle ilgili bilgi veren Duman,” bu iğneler önemli. Bu iğneler ciddi kilo verdiyor ama tek başına iğne yeterli değil. Bu iğneleri bıraktıktan sonra geri kilo aldıklarını görüyoruz. Bu iğneleri verirkewn hekim karar vermeli. Öncelikle çok ciddi kilo sorunu olmalı. Çünkü kilo sorunu olmayan kişilerde ciddi yan etkiler gözlemleniyor. Hekim bir tedavi verirken kar zarar hesabını yapar. Eğer verdiğimiz tedavide kazancımız, hastalıktan dolayı kaynaklanacak zarardan daha kaançlıysa tabi ki o tedaviyi öneririz. Ama hastayı iyi bilgilendirmemiz lazım. yanlış hastaya bu tedaviyi vermek adli bir durum ortaya çıkarabilir. Ben mümkünse hiçbir hastama bu iğneleri vermemeye çalışıyorum. Tavsiye etmiyorum. 20 yıl sonr ne olacağını hala bilmiyoruz. Bunlar mucize ilaçlar ama mucizenin yanında zararlar da çok fazla. Bir ilaç çift taraflı kılıç gibidir. Bir tarafta hayat kurtarırken bir tarafta da size zarar verebilir.”dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
