Zeytinyağı ihracatı sezonunun geride kalan 7 aylık döneminde yüzde 49’luk düşüşle 5 bin 555 ton’a kadar gerilerken, market satışlarında yüzde 45’lere varan azalmalar oldu.
Sezon başında rekoltenin 143 bin ton olarak tahmin edilmesi ve İspanya gibi rakip ülkelerdeki üretim eksikliği gibi nedenlerle 18 TL civarında başlayan üretici fiyatları son dönemlerde ise 8-11 TL düzeylerine kadar geriledi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, şunları söyledi:
"Sezon başında 143 bin ton olarak açıklanan ülkemiz zeytinyağı rekoltesinin sonradan 170 bin ton düzeylerinde gerçekleştiği ortaya çıktı. Bu durum, rekolte tespitinin daha gerçekçi şekilde yapılması gerektiği sonucunu ortaya koyuyor. Sezon başında üreticiye zeytinyağını 18 TL’den düşük fiyata satılmaması gerektiği, dünyada da üretimin az olduğu yönündeki bazı açıklamalar maalesef üreticisinden ihracatçısına ve tüketiciye kadar herkesin aleyhine sonuçlar doğurdu. İç piyasada bizim tespitlerimize göre marketlerdeki satışlar yüzde 45’lere varan düzeylerde geriledi. Bu da demek oluyor ki; geçtiğimiz yıl kişi başına 1.5 litreyi aştığı tahmin edilen tüketim miktarı 1 litre düzeylerine kadar geriledi, üretilen 170 bin ton zeytinyağının şimdiye kadar ancak 80 bin ton civarı iç piyasada tüketilebildi. Daha kötüsü ise, önceki dönemde tüketim tercihini sağlık gerekçeleri ile zeytinyağından yana kullanmaya başlayan tüketicilerimizin önemli bir kısmını sezon başındaki yüksek fiyatlar nedeniyle kaybettik."
Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretici ülkeler arasında kişi başına zeytinyağı tüketiminin en düşük düzeyde olduğu ülke olduğuna işaret eden Er, ülkede 1-1.5 lt düzeyinde olan kişibaşı zeytinyağı tüketiminin, Yunanistan, İtalya, İspanya gibi ülkelerde 14- 26 litre aralığında olduğunu anlattı. Er, "İç piyasada tüketimin artırılması için daha yapılacak çok şey var" diye konuştu. Er, şöyle dedi:
"Bunların başında da, tüketicilerin ürüne en uygun ve rekabetçi fiyattan ulaşabilmesi ve üreticilere sağlanan desteklerin Avrupa Birliği’nde uygulanan düzeylere çıkarılması yer alıyor. Üreticiye yönelik desteklerin belirlenip uygulanmasında eskiden ülkemizde, halen İspanya’da uygulamada olan modele geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üretici, yağ sıkım tesisine zeytinini satış amaçlı getirip teslim etmelidir. Destek de tane zeytin için belirlenip uygulanmalıdır. Fiyatlama yapılırken de, sıkıma getirilen ürünün hasat sonrası bekleme süresi, kasa veya çuvalda getirilme durumu gibi hususlar dikkate alınır, üreticinin hasat ettiği ürünü beklemeden uygun ambalajda sıkıma göndermesi sağlanarak da elde edilecek zeytinyağı kalitesi artırılmış olur. Sofralık zeytinde de, benzer sistem hayata geçirilerek tane zeytine destek sağlanmış olur. Sonuçta kalite artışının yanında, tüm üretim ve satışlar kayıt altına alınarak Devletin vergi kaybı önlenir. Dahası, sezon içinde fiyatlarda olağanüstü değişimlerin önü alınarak üretici başta olmak üzere tüm paydaşların zarar görmesi önlenmiş olur."
"İHRACATTA DİP YAPTIK"
Türkiye’nin zeytinyağı ihracatında dip noktasına geldiğini aktaran EZZİB Başkanı Er, bu sürece geliş nedenlerini ise şöyle özetledi:
"Sezon başında 18 TL ile başlayan yani 4-7 dolar düzeyinde olan hammadde fiyatları dolayısıyla, 4- 4.5 dolar düzeylerinde olan İspanyol, İtalyan, Yunan, Tunus gibi rakip ülke ihracatçıları ile rekabet edemez noktaya geldik. Normal sezonlarda, 3 milyon ton düzeylerindeki dünya üretiminin yaklaşık yarısını tek başına gerçekleştiren İspanya’daki rekoltenin 1 milyon tona kadar gerilemesi de ihracatımıza bir katkı yapmadı. Çünkü başta AB olmak üzere dünya piyasalarındaki durgunluk ve üretici olmayan Çin, Japonya, Rusya, Brezilya gibi tüketici ülkelerde zeytinyağı tüketiminde yaşanan kısmi gerileme dolayısıyla fiyatlarda bir artış olmadı. Son aylarda rakip üretici ülkelerdeki hammadde fiyatlarında gerileme olduğu yönünde haberler de alıyoruz. Bu gelişmeler sonrasında, Kasım 2015/Mayıs 2016 döneminde zeytinyağı ihracatımız, bir önceki sezonun aynı dönemine göre yüzde 49 oranında gerileyerek 5.555 ton olarak gerçekleşti. Bu, şimdiye kadar görülmemiş bir gerilemeye işaret ediyor. Son 2-3 ayda üretici kaynaklı hammadde fiyatlarının 8-11 TL’ye gerilemesi de ihracatımıza katkı yapmıyor. Çünkü, ihracat bağlantıları sezon öncesinde yapıldığı için sezon ortasında düşen fiyatlarla yeni müşteri bulabilmek mümkün değil. Dünya piyasalarında son iki yılda kaybettiğimiz market raflarını geri kazanmamız epey zaman alacaktır."