ANKARA- Marmara depreminden sonra zararların en aza indirilmesi amacıyla 2000 yılında getirilen zorunlu deprem sigortasını, 16 milyon 375 bin 840 konuttan yüzde 24’ü yaptırdı. Yenilenen yasayla, ‘zorunlu deprem sigortası’ yaptırmayanlar bugünden itibaren elektrik ve su aboneliğini başlatamayacak. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de onayı alan Afet Sigortaları Kanunu yürürlüğe girdi Böylece, 2000 yılında Kanunu Hükmünde Kararname ile başlayan zorunlu deprem sigortası uygulaması, 12 yıl aradan sonra yasalaşmış oldu. Yürürlüğe giren zorunlu deprem sigortasında önemli değişiklikler yaşandı. Bugüne kadar sadece tapu işlemlerinde deprem sigortası zorunluluğu aranırken, kanunla birlikte su ve elektrik abonelik işlemlerinde de önce sigorta yaptırılması istenecek. Sigorta yaptırmayanlar konutlarına su, elektrik bağlatamayacak. Aynı şekilde deprem sigortası yaptırmayanlar, herhangi bir depremde devletin, konut kredisi verme ve deprem konutu yapma yardımlarından da yararlanamayacak. Diğer taraftan söz konusu yasa, bugüne kadar toplanan paraların ne olduğunu ve bu fondan zorunlu deprem sigortası olmayan depremzedelere de yardım yapılmasının ne derece doğru olduğunu gündeme getirdi.
“Poliçe sayısı artacak”
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı yeni düzenlemeyle birlikte poliçe sayısının artacağını belirterek sigortalılığın önemini vurguladı. Yazıcı; “Hedefimiz, hem sigorta bilincini artırmak hem de beş yıl içinde sigortalı konut sayısını 10 milyona çıkarmak. Sigortanın varlığı elektrik ve su abonelik işlemlerinde de kontrol edilecek. Hem mevcut evlerde hem de bundan sonra yapılacak evlerde abone değişikliği olması durumunda, zorunlu deprem sigortası yapılmış olması gerekiyor. Bu tür abonelik işlemlerinin, kiracıların değişmesi nedeniyle sayıca tapudaki alım-satım işlemlerden çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Bu nedenle sigortalılık oranının artışını sağlayacak etkin bir kontrol olacağını düşünüyoruz. Sigorta şirketlerince teminat verilememesi durumunda sel, yer kayması, fırtına ve benzeri doğal afetler için kamu yararı açısından gerek görülmesi halinde DASK tarafından teminatı verilebilecek. Bu düzenleme ile amaçlanan husus, doğal afet riskleri bakımından sigorta piyasasında yaşanabilecek boşlukları DASK’ın doldurması ve vatandaşlarımızın sigortasız kalmasının önüne geçilmesidir” dedi.
“Deprem öncesi düşünülmeli”
DASK aracılığıyla toplanan primlerin deprem öncesinde alınması gereken önlemler için de kullanılmasının zorunluluk olduğunu vurgulayan İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Ayhan Emekli; “Kentsel dönüşüm yasasıyla, mevcut yapıların depreme dayanıklılığının mutlaka raporlanması hükmü getirildi. Buna bağlı olarak depreme dayanıklılığı olmayanlara da bazı kamusal hizmetlerin verilmeyeceği belirtildi. Kentsel Dönüşüm Yasası’nın Afet Sigortaları Yasası ile paralelliği var. Afet Sigortaları Yasasıyla birlikte de bazı kamusal hizmetlerin ortadan kaldırılacak olması mağduriyetler yaratabilir. Yasa, DASK’ın yaygınlaştırılması açısından önemli. Ancak, DASK vasıtasıyla toplanan fonların belli bir bölümünün, deprem öncesinde mevcut binaların depreme dayanıklılığının güçlendirilmesi için yani teşvik için kullanılması gerekir. Yasadaki en büyük eksiklik bu. Yani deprem öncesine endeksli sigorta anlayışı olmalı. DASK’la şimdiye kadar toplanan paraların ne olduğuna gelince; geçtiğimiz aylarda Maliye Bakanımız bu paraların, bütçe açıklarının kapatılması için kullanıldığını söylemişti. Bu yanlış bir uygulama. Bu fonların amacına uygun kullanılması için, bütçeye dahil edilmeden ayrı tutulması gerekir” diye konuştu. (A.Buğra TOKMAKOĞLU)