Sağanak yağış ve kötü hava koşulları tüm İzmir’de gündelik yaşamı olumsuz etkilerken, Karşıyaka’da bir facianın eşiğinden dönüldü. Mavişehir’de devam eden bir inşaatın şantiyesinde bulunan kule vinç, gece 03.00 sularında, yakınındaki okulun çatısına düştü. Kazada, can kaybının yaşanmaması sevindirirken, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Çok şükür ki evlatlarımız zarar görmedi. Kazanın asıl sorumluları, Mavişehir’i yanlış planlayanlar ve kent ormanları yerine rant ormanları yaratanlardır” dedi. İnşaat çalışmaları belediye ekiplerince durduruldu.
PLANLAR YERELDE YAPILMALI
Başkan Akpınar, kaza ile ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Konu yalnızca bir vincin şiddetli yağış sonrası çökmesi olarak görülemez, görülmemelidir. Unutulmamalıdır ki, akşamki yağışta bir kule vinci taşıyamayan bu zeminde, yükselen yüzlerce yüksek yapı bulunmakta; binlerce yurttaşımız bu konutlarda yaşamaktadır. Yürürlükteki imar planına dayanılarak aynı yapılaşma sürdürülmektedir. Karakteri gereği yerel bir eylem olması gereken kent planlama eyleminin bu özelliğini göz ardı eden merkezi yönetimlerce hazırlanan ve uygulamaya konulan imar planlarıyla yaratılan yapılı çevrelerde bu tür olayların yaşanması kaçınılmazdır.
KENTİN GEREKSİNİMLERİ DİKKATE ALINMALI
Yerel yönetimleri yok sayan; yerel ihtiyaçlardaki öncelikleri sermayenin rant hesaplarına göre sıralayan bir anlayışa sahip merkezi yönetimlerce hazırlanan Mavişehir imar planlarında, bu alanın ne zemin özellikleri, ne kent içindeki konumu, ne de kentin denizle ilişkisi gözetilmiştir. Oysa bütün jeolojik araştırmaların ortaya koyduğu bilimsel gerçeklerin de gösterdiği gibi, Mavişehir mahallemizin zemini bu tür yüksek yapılaşma için elverişli değildir. Mavişehir, İzmir kent bütünüyle ve yakın çevresiyle benzeşmeyen bir mahalledir. Bu haliyle kenti, kentin ve kentlinin gereksinimlerini umursamayan bir yaklaşımın ürünüdür.
SERMAYE DEĞİL HALK EGEMEN OLMALI
1980’li yıllarda başlatılan bu süreç 90’larda da sürdürülmüş; sorumlularınca, bugün de ısrarla savunulmaktadır. Kent arazisinde en yüksek rantı sağlama uğruna bütün bilimsel, doğal ve toplumsal gerçekleri göz ardı etmekte sakınca görmeyen bu planlama anlayışıyla varılacak yer dün akşam yaşanan vinç kazası türünden olaylardan başkası olmayacaktır. Gelecekte daha vahim olayların yaşanmaması için zaman geçirilmeden kent planlamanın yerel bir eylem olduğu anımsanmalı, sermaye egemenliğinde ve yerel yönetimleri dışlayan değil, yerel yönetimlerin belirleyici olduğu halkın ve meslek kuruluşlarının katılımına açık bir süreçte planların üretilmesi sağlanmalıdır. Ancak bu koşullarda mevcut sorunlar çözülebilir; geleceğe gururla aktaracağımız sağlıklı yaşam çevreleri yaratılabilir; dün akşam yaşadığımız türden kazaların önüne geçilebilir”