Başbakan Binali Yıldırım, İzmir'deki binaların yüzde 62'sinin imara aykırı ve ruhsatsız olduğunu belirterek İmar Barışı'nın buna çözüm getirdiğini söyledi.
18 Haziran'da geldiği İzmir'de üç gün boyunca mini mitinlerde seçmenlere hitap eden, esnaf odası, hemşehri dernekleri, iş dünyasıyla buluşup, bir dizi ev ziyareti gerçekleştiren Başbakan Binali Yıldırım, Ankara'da düzenlediği mitingler için bir gün ara verdiği İzmir programına bugün kaldığı yerden devam etti. İlk olarak Karabağlar Halk Eğitim Merkezinde okuma yazma kursuna katılanlarla buluşan Başbakan Yıldırım, ardından Menderes ilçesine geçti. İlçe girişinde 'Cumhur ittifakı'nın seçim koordinasyon merkezini ziyaret eden Yıldırım, yetkililerden seçim çalışmaları hakkında bilgi aldı. Merkezde çalışanlar, Yıldırım'ı 'Rabia' ve 'bozkurt' işareti yaparak, uğurladı.
Yıldırım, MHP'nin ilçe seçim bürosundan sonra Menderes Belediyesini ziyaret etti.
Belediye önünde vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılanan Yıldırım, Belediye Başkanı Bülent Soylu ile görüştü. Yıldırım, ardından belediyede İmar Barışı için oluşturulan birime geçti.
İmar Barışı işlemleri için gelen Adem Yeşilyayla ile sohbet eden Yıldırım, "Tapu kayıt belgesi alacaksınız, onun için müracaat ediyorsunuz. Binanın beyan değeri üzerinden yüzde 3 var ama onu hemen yatırmanız gerekmiyor. 31 Ekim'e kadar vaktiniz var. Şimdilik başvuru yapmanız yeterli. Hayırlı uğurlu olsun, bundan sonra binana kimse kaçak muamelesi yapmayacak." dedi.
Pazar günü yapılacak seçimlerle ilgili Yeşilyayla'ya görüşünü soran ve "AK Parti'ye oy vereceğim" yanıtını alan Başbakan Yıldırım, "Bu kadar açık mı söylüyorsun." şeklinde konuştu.
"Aracılara, tefecilere itibar etmeyin"
İmar Barışı için gelen Cihangir Hançer ile de sohbet eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"İnşallah en kısa sürede işlemler yapılacak. Böylece kafan rahat olacak. Belediye Başkanımız Bülent Bey böyle bir masa kurdu, arkadaşlar burada görev yapıyor. Vatandaşlarımız, hemşehrilerimiz getirdiğimiz İmar Barışı'ndan faydalansınlar diye ellerinden geleni yapıyorlar. Aracılara, tefecilere itibar etmeyin. Direkt gelin buraya, aslında internetten de yapılabiliyor. Çevre il müdürlüklerimiz bu konuda yardımcı oluyor. Bugüne kadar Türkiye'de, İzmir'de ne kadar sıkıntılı, sorunlu, devletle, belediyeyle, hazineyle, vakıflarla, ormanla, merayla, köy tüzel kişiliğiyle ne sorunu varsa hepsini bitiriyor, yeni bir sayfa açılıyor, el sıkışılıyor. Ondan sonra sen sağ ben selamet. Elektrik yoksa elektrik bağlanıyor, su yoksa su bağlanıyor. Doğalgaz gelmişse doğalgaz bağlanıyor.
İzmir için bu önemli. İzmir'deki toplam binaların yüzde 62'si imara aykırı ve ruhsatsız. Bu İmar Barışı ona da çözüm getiriyor. Bütün binaların yerinde ada bazında kentsel dönüşüm için bir fırsat sağlıyor. İmar Barışı ile inşallah İzmir'imiz her tarafıyla, sadece sahillerdeki çiçek böcek büyük binalar değil, Menderes, İkiçeşmelik, Gültepe hepsi yeni baştan elden geçirilecek, tertemiz yapılıp çıkılacak."
Başbakan Yıldırım daha sonra bilgisayardan Adem Yeşilyayla'nın İmar Barışı kaydını gerçekleştirdi.
Başbakan Binali Yıldırım, İTOB Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) düzenlenen törene katılıp, Turkcell'in veri merkezinin açılışını yaptı.
BAŞBAKAN VERİ MERKEZİ AÇTI
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'deki yatırımların kesintisiz devam etmesi için istikrar ve güven ortamının sürmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ülkemiz üzerinde ciddi bir oyun, plan var. Emperyal güçler bölgede yeni bir taksimat peşindeler, yeni bir sömürü peşindeler. Bunun önündeki en büyük engel olarak da Türkiye'yi görüyorlar." dedi.
Binali Yıldırım, cuma namazını İzmir'in Menderes ilçesinde Hacı Ramazan Büküşoğlu Camisi'nde kıldı, namaz sonrası vatandaşlarla bir süre sohbet etti.
Daha sonra ilçedeki Turkcell Veri Merkezinin açılış programına katılan Yıldırım, yaptığı konuşmada, günümüzdeki en büyük gücün bilgi olduğunu, bilgiyi üreten ve kullananların bir adım öne geçtiğini belirtti.
İletişim sektörünün hem dünyada hem de Türkiye'de gün geçtikçe büyüdüğüne, geliştiğine dikkati çeken Yıldırım, bu alanda araştırma ve yenilikçi çalışmaların büyük önem taşıdığını söyledi.
Yıldırım, 5G vizyonunu kısa süre önce ortaya koyduklarını hatırlatarak, "Veri merkezleri sadece verilerin depolandığı bir yer olarak görülmemeli. Veri merkezleri bir ülkenin milli güvenlik meselesidir. Ürettiğimiz verileri eğer ülkemizde depolayamazsak, ülkemizde değerlendiremezsek, saklayamazsak bu sefer ülkemizin siber güvenliği bakımından ciddi bir tehditle karşı karşıya kalınır. Ayrıca verilerin stratejik olduğu kadar ticari önemi olduğunu da biliyoruz." dedi.
Yıldırım, Türkiye'nin iletişimde son 15 yılda büyük mesafe katettiğini, ancak gelinen noktayı yeterli görmediklerini, henüz yolun başında bulunduklarını dile getirerek, iletişim ve bilgi teknolojilerinin "çıplak ayakla denize girmek" gibi olduğuna işaret etti.
"Su, şu anda ayak bileklerimize kadar geldi, gideceğiz ayaklarımız yerden kesilecek, sonra siber alemde yüzmeye başlayacağız." diyen Yıldırım, şöyle konuştu:
"Böylesine uçsuz bucaksız, hafızanızın alabildiği kadar geniş bir alandan bahsediyoruz. İletişim, bilgi teknolojileri bir sektör olmaktan çoktan çıktı, yaşam tarzına dönüştü. Orada bakıyorsunuz dergiler, sosyal medya platformları birçok şey, aklınıza gelen bir ton iş, artık cep telefonundan rahatça yapılabilir hale geliyor."
"Yatırımların devamı için istikrar"
Yatırımlarla sektöre destek verdiklerini, bilgi ve iletişim alanında yapılan her yatırımın diğer yatırımlara göre 5-10 kat fazla katma değer ürettiğini dile getiren Yıldırım, yatırımların devamı için istikrarın şart olduğunu vurguladı.
Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"Yatırımların kesintisiz devam etmesi için, yatırımların daha çok istihdama dönüşmesi için ihtiyacımız olan nedi? İstikrar ve güven. İstikrar olmayan, güven olmayan ülkelerde yatırım olmaz. İşte bakıyoruz etrafımıza Suriye, Irak, Yemen, Libya, başka ülkeler. Büyük perişanlık var. İnsanların düzenleri bozulmuş, evini barkını terketmiş, göçmen olma yolunda hayatları sönmüş. Ama Türkiye bölgede sadece kendi kalkınmasını kendi gelişmesini sürdürmekle kalmıyor aynı zamanda mazlum milletlerin evlatlarına da kucak açıyor, onları bağrına basıyor."
Dünya ve Türkiye'deki gerçekleri iyi görmek gerektiğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ülkemiz üzerinde ciddi bir oyun, plan var. Emperyal güçler bölgede yeni bir taksimat peşindeler, yeni bir sömürü peşindeler. Bunun önündeki en büyük engel olarak da Türkiye'yi görüyorlar. O yüzden darbe planları yaptılar, kumpaslar kurdular, parti kapatma davaları yaptılar. 17-25 Aralık, Gezi, bunların arkasında Türkiye'nin etkin bağımsız politika izlemesinden rahatsız olan çevreler var. Şimdi bazı cumhurbaşkanı adaylarının çıkıp sürekli 'Önemli değil bizim kazanıp kazanmamamız, Tayyip Erdoğan'ı yeter ki indirelim, yeter.' Ne tesadüf ki bazı dost bildiğimiz ülkeler de aynı şeyi söylüyor; onlar da 'Tayyip Erdoğan'ı indirelim biz, nasıl olsa dişimize göre ülkede birisi çıkar, onunla düzenimizi devam ettiririz, planımızı pürüzsüz uygulayabiliriz.'
Nedir planın ayrıntıs? Güney hudutlarımızda bir terör devleti kurdurmak ve bu terör devletiyle Türkiye'yi terbiye etmek. Bunu da maalesef Kürt kardeşlerimizin kanı, canı üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Kürtlerin sorunlarının takipçisi olduğunu söyleyen bölücü terör örgütüyle yapmaya çalışıyorlar. O planın içinde olanlara ben buradan söylüyorum; Kürtlerin devlete ihtiyacı yok, Kürtlerin de Türklerin de bin yıldır Anadolu topraklarında devletleri var, bayrakları var. Bayrağımızdaki kırmızı renk hem Kürt'ün hem Türk'ün şehit kanlarıyla oluşmuştur. Size mi kaldı Kürt devleti kurmak'"
"Cumhuriyetin partisine yakışmaz"
Binali Yıldırım, güven ve istikrarın devamı, Türkiye'nin 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonu için güçlü cumhurbaşkanı ve güçlü bir Meclis gerektiğini belirtti.
CHP'yi eleştiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün partisi CHP'de adaylar, adaylığı açıklandıktan sonra Anıtkabir'e giderlerdi. Şimdiki cumhurbaşkanı adayı nereye gitti, bölücülerin baş destekçisi Selahattin Demirtaş'ın yanına gitti. Bu bile tek başına karşı karşıya kaldığımız tehlikeyi gösteriyor. Cumhuriyetin partisine bölücülerle iş birliği yapmak yakışmaz."
"İzmir Kordon'dan, Karşıyaka'dan ibaret değil"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce hazırlanan, kentin dört bir yanındaki billboardlara koyulan ve üzerinde 'Her yer İzmir gibi olsun' sloganının yer aldığı afişleri eleştiren de Başbakan Yıldırım, "2 gün kaldı seçimlere. Her seferinde olduğu gibi billboardlara Atatürk'ün posterini koymuşlar. 'Her yer İzmir gibi olsun' yazmışlar. İzmir'i gördük. İzmir Kordon'dan, Karşıyaka'dan ibaret değil. Tekeli, Develi, Pancar da İzmir. Şuraya gelirken, ne kadar büyük zorluk çektik. Hemen arkadaşlara talimat verdim, yepyeni bir yol yapacağız. Herkes rahat rahat gelsin, gitsin. Bu memlekete hizmet etmek lafla olmaz. Laf olsun torba dolsun, diye konuşmakla olmaz. Her metrekaresinde izimiz, eserimiz olacak" diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, Urla'da yapacakları bilişim üssünde Turkcell'in de yer almasını istedi.
Konuşmasının ardından Yıldırım, Turkcell Veri Merkezinin açılışını yaptı. (AA-DHA)