Erman Şentürk/Haber Servisi- Yarın görülecek duruşma ile devam edecek ve belediyecilik tarihinin en büyük davası olarak da görülen Büyükşehir Davası öncesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu süreçle ilgili kritik değerlendirmelerde bulundu. Avukatı Ercan Demir ile basının karşısına geçen Kocaoğlu, süreçte görevli emniyet ve yargı mensuplarının tamamının FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle tutuklandıklarına dikkat çekerek, davanın da meşruiyetini yitirdiğini söyledi. 129 sanıklı davada 397 yıl hapis istemi ile yargılanan Başkan Aziz Kocaoğlu beraat taleplerini yineledi.
KOCAOĞLU BERAAT TALEPLERİNİ YİNELEDİ
1 Ocak 2011’de belediye şirketlerine yönelik yürütülen incelemeler ve ardından 2 Mayıs 2011 tarihinde başlayan operasyonlarla süregelen tarihi Büyükşehir Davası sürecini özetleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bu operasyonun niye yapıldığı konusunda bir bilgimiz yok. Belediye başkanı yıpratılırsa buradan ne çıka? Yerel yönetimi, CHP’li bir belediye yönetiminin zayıflatılmasından başka bizim de aklımıza başka bir husus gelmiyor. Benden kimse bir şey istemedi, isteyemez de. İsteseydi de cevabını alamazdı. Bu süreçle ilgili söylemlerimizde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden özür dilememiz söz konusu değildi. İktidar ve devleti yöneten sistem Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. Biz başka bir gözle bizim davamızın incelenmesini talep ettik. 15 Temmuz’dan sonra anlaşıldı ki, gizli bir örgüt, yeraltı örgütü söz konusu. Bizim bunu bilmemiz mümkün değil. Biz devleti ve devleti yöneten iktidarı, hukuk sistemini biliriz. Biz de bir devlet kurumuyuz. Devleti yöneten iktidar tarafından organizasyon şeması alınmış, tepesine bir çete yazılmıştır. Bunlar olurken iktidar Adalet ve Kalkınma Partisi’ydi. Mağdur olan biziz, özür dilenmesi gereken de biziz. Bizim hiçbir yeraltı örgütü ile ilişkimiz söz konusu olmamıştır. Bizi herkes bilir, ilkelerimiz bellidir. Biz 12 senedir bu belediyeyi böyle yönetiyoruz” .
BAŞBAKAN’IN FETÖ İLE İŞBİRLİĞİ İDDİALARINA YANIT VERDİ
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, dava sürecinin ardından belediyenin itibarsızlaştırılması, belediye bürokratlarının tutuklanması gibi mağduriyetler nedeniyle yargı ve emniyet şikayetçi olabileceklerinin sinyalini verdi. Kocaoğlu ayrıca Başbakan Binali Yıldırım’ın geçtiğimiz haftalarda CHP’nin 2014 yerel seçimlerinde FETÖ ile işbirliği yaptığına dair iddialarına ise şu yanıtı verdi: “Ben hiç kimseyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapmadım, yapmam… Bir Allah’ın kulunu bu FETÖ’cü abladır, abidir diye tanımıyorum. 2014 yerel seçimlerinde kimseyle pazarlık etmedim. İzmir Büyükşehir Belediyesine operasyonu yapan FETÖ deniyor. Ondan sonraki ilk yerel seçimde ortak oldukları da yine FETÖ deniyor. Bu ne biçim çelişk? İzmirli hemşerilerimiz bizi üçüncü defa seçmiştir. Bunu başka bir yere bağlamak, hiç alakası olmayan bizim seçimimize bağlamanın kimseye bir faydası yoktur. Sayın Başbakan’ın bu konuşması, İzmir açısından, benim açımdan, kendisi açısından çok üzücüdür. Bu İzmir’de ve Türkiye’de kimin nasıl yoğurt yediğini herkes bilir. Bunun en iyi bilenlerden birisi de Sayın Başbakan’dır.”
“TAZMİNAT DAVASI AÇMAYI DÜŞÜNMÜYORUM”
Dava sonrasında tazminat talebiyle yargıya gidip gitmeyecekleriyle ilgili sorulara da yanıt veren Kocaoğlu, “129 kişiyiz. 128 kişiye karışamam. Aziz Kocaoğlu olarak dava açmayı düşünmem. Benim o süreçte çektiğim sıkıntıyı, acıyı o dava geri getirmeyecek. Bunu bir kez daha yaşamak istemem” dedi. “Kandırıldık” şeklindeki sözleri kabul etmediğini de vurgulayan Aziz Kocaoğlu, sözlerine şöyle son verdi: “Hiçbir şeyi kabul etmiyorum. Biz adaletin peşinde koşuyoruz. Beraat ile sonuçlanması bizim moralimizi manevi olarak düzeltecektir. Biz beraat istiyoruz. Buna hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Zamanında bizi denetlemeye gelen maliyeciler bu işi bilmiyor, belediye ile alakası yok. Yaptıkları hataları ilkokul çocukları yapmazdı. Bari işi bilen birilerini gönderin de düzgün denetlesinler diye dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den talepte bulunduk. Bizim aleyhimize çok büyük etkileri oldu.”
FETÖ DAVASINA MÜDAHİL OLURUZ
FETÖ'den tutuklananlarla ilgili davada İzmir Büyükşehir Belediyesi'yle ilgili konunun gündeme gelmesi ve müdahil olmaları gerekirse müdahil olacaklarını açıklayan Başkan Kocaoğlu, 2010'da başlayan operasyonun amacının CHP'li belediyenin yara alması, itibarsızlaştırılması, genel seçim arifesinde Türkiye genelinde CHP'yi yıpratmak veya 2014 yerel seçimlerinde İzmir'deki yerel CHP iktidarını yıpratmak düşüncesi olabileceğini söyledi. Kocaoğlu “Böyledir diyemiyorum. Farklı bir nedenle de kumpas kurulmuş olabilir" dedi.
“DAVA SÜRECİ TAMAMEN KUMPASTIR”
Dava sürecinde yaşananları aktaran Avukat Ercan Demir, belediye bürokratları üzerinden başlayan operasyonlar ile Aziz Kocaoğlu’nun hedef alınarak “çete reisi” ilan edildiğine dikkat çekti ve “Başladığı günden bu yana davanın kaynağı hukuki değildir. Toplanan delillerin hiçbirisi hukuki değil. Yargılanma aşamasında verilen tutuklanma kararları başta olmak üzer hiçbiri yasal değildi. O zamanlardan itibaren bugünkü bazı organizasyonların farkındaydık ancak söyleyemiyorduk. Bugünkü kamu görevlilerin kendileri açıkladığı bir süreç var. FETÖ olarak tanımlanan bir yapı devlette yargı başta olmak üzere, emniyetin ve ordunun da dahil olduğu ciddi bir illegal örgütlenme kurmuş. Bu süreçte birçok kumpas davasına şahit olduk. Ergenekon, Balyoz, Odatv, Devrimci Karargah, KCK, Fenerbahçe Dosyası ve Büyükşehir Belediye Davası dosyası bunlara birer örnektir. Bu davaların büyük kısmında beraat ile sonuçlanan bir süreç vardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma yargı ve kolluk güçlerinin işbirliği içerisinde planlanmış bir süreçti. Teknik takip, telefon dinlemeleri, ihbarlar ile soruşturmanın başlangıcından itibaren, kaynağını hukuktan almayan FETÖ’nün emir ve talimatları içerisinde giden bir süreç yaşadık. Kararları veren savcı ve hakimler, emniyet güçleri, soruşturmaları yapan maliyet görevlileri, sürecin devamında görevlendirilen hakimler, savcılar, bilirkişi görevlilerinin tamamı FETÖ’cü olduğu gerekçisiyle tutukludur. Dönemin savcıları, hakimleri, başsavcıları tutuklu durumda. Bu yapı illegal bir örgütün talimatlarını alarak kumpas soruşturmaları yürütmüşse, kaç mağdur yarattı bilmiyoruz. İzmir’de bunun bir numaralı örneği Büyükşehir Davası’dır. Hukuka aykırı başlayan bu sürecin ve yargılamanın devam etmesi normal değildir. Beraat kararı verilmesi gereklidir. Tamamen hukuk dışı yöntemlerle elde edilmiş bu davanın halen sürmesi bu süreci tanımak anlamına gelir. İzmir halkını temsil eden seçilmiş belediye başkanı ve yöneticilerinin bu sürecin mağduru olarak kabul edilmeleri gerekir. Bu örgütün kumpasları reddedilmeli, tanınmamalıdır. Bizim talebimiz başka bir soruşturmaya gerek duyulmadan beraat kararı verilmelidir. Teknik takibi yapan düz polis memurundan, kararları veren hakim ve savcılara kadar tüm görevliler FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle tutuklanmıştır. Bu süreç bir kumpas organizasyonudur ve reddedilmelidir. Yarınki davada da beraat kararı bekliyoruz” şeklinde konuştu.
YARGI VE EMNİYET GÖREVLİLERİNİN TAMAMI TUTUKLANDI
Dava süreciyle ilgili soruları yanıtlayan Avukat Demir ayrıca, soruşturmanın yargı ayağında görevli 14 savcı ve hakim ile 16 bilirkişi görevlisinin tamamının tutuklandığına, emniyet ayağında ise dönemin görevli memurlarının tamamının tutuklandığını belirtti. “2011 yılında İzmir için startı verdiler” diyerek sözlerini sürdüren Demir, ülke çapında devam eden kumpas soruşturmalarında İzmir’de de CHP’li belediye yönetimlerini zayıflatmak amacıyla yola çıkıldığını savundu ve “Bu süreç İzmir’de yerel idareyi sarsacak bir şey olmadı aksine, halk yönetime daha fazla sahip çıktı. Kumpasla ortaya konduğu gibi bir durum yoktu. Karşılık bulamadı, boş ve saçma iddialar ile karşılaştık” dedi.
29. DURUŞMA YARIN
İzmir Büyükşehir Davası'nın 29. Duruşması, yarın (25 Ekim Salı) saat 14.00’te başlayacak. 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmada avukatların beraat talebinde bulunması bekleniyor.