Narlıdere Şehitliği’nde gerçekleştirilen ilk törene Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Narlıdere Kaymakamı Hayrettin Çiftçi, Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Yalçın, Narlıdere Garnizon Komutanı İstihkam Albay Ercan Kırcılar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Belediye Meclis üyeleri, Muhtarlar, Şehit ve Gazi aileleri ile vatandaşlar katıldı. Tören saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve çelenk sunumu ile başladı. Narlıdere Kaymakamlığı ve Narlıdere İstihkâm Okulu ve Narlıdere Belediyesi çelenkleri sırasıyla anıta sunuldu. Resmi törenin tamamlanmasının ardından Narlıdere Belediyesi tarafından hazırlanan karanfiller şehit mezarlarına bırakıldı. Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Kaymakam Hayrettin Çiftçi ile birlikte tüm şehit mezarlarını tek tek dolaşarak karanfil bıraktı ve şehit ve gazi aileleri ile sohbet etti. Şehitlikteki törenin ardından 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 103. yıldönümü anma programı kapsamında Narlıdere Belediyesi tarafından şehitlerin anısına Narlıdere eski belediye önünde lokma döküldü ve Yaşar Kemal Kültür ve Sanat vadisi belediye sosyal tesislerinde Şehit aileleri onuruna Narlıdere Belediyesi tarafından bir yemek düzenlendi.
EN BÜYÜK MİRAS
Narlıdere Belediyesinin 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 103. yıldönümü nedeniyle Şehit ve Gazi aileleri onuruna verilen yemekte bir konuşma gerçekleştiren Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur ‘Emparyel güçlere karşı bir ulusun zaferini en güzel simgeleyen Çanakkale Zaferi’nin 103. yıldonümünde diz değerli gazilerimizle, gazi ailelerimizle ve şehit ailelerimizle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum’ dedi. Batur, Kim ne derse desin bu Cumhuriyeti kuran ve bağımsızlığımızı en önemli isim Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yok olmanın eşiğindeki bir ulusu emperyalist güçler karşısında dev yürekli bir orduya dönüştürmüş ve büyük bir zafer kazandırarak bu ulusa Cumhuriyetimizin temellerini hazırlamıştır. Cumhuriyet kurulduktan sonra en önemli simgelerinden bir tanesi de ulusları ulus yapan İstiklal marşı’dır. İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri ile bugüne kadar taşınmış ve her zaman çocuklarımıza, torunlarımıza büyük bir onurla ve şerefle bırakacağımız en büyük miras olmuştur. Bayrağımız göndere çekilirken büyük bir onur ve gurur ile söylediğimiz ve söyleyeceğimiz tek şey İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşı hepimizin marşıdır. Gelecek kuşaklara bırakacağımız en büyük miras olan İstiklal Marşımıza sahip çıkmamız gerekmektedir. Ne bestesi ne güftesi. Marşımızın hiç bir parçası değişemez. Bugün Afrin’de onurlu ve şerefli mücadelelerini başarıyla yerine getiren şanlı ordumuzun afrine girdiklerini de öğrendik. Allah yardımcıları olsun. Bir an önce o bölgedeki görevlerinin bitip sağ salim ailelerinin yanına dönmelerini diliyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Yurt’ta Sulh, Cihanda sulh’ ilkesi ile barışın tesis edilmesi için bir an önce harekete geçilmesini gerektiğini düşünüyorum. Çanakkale’de kaybettiğimiz değerli şehitlerimizi, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere tüm edebiyete intikal etmiş değerli gazilerimizi saygıyla anıyor hayatta olan gazilerimize uzun ömürler diliyorum” dedi.
BİRLİK VE BERABERLİK RUHU
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 103. yıldönümü nedeniyle verilen yemekte bir konuşma yapan Narlıdere kaymakamı Hayrettin Çiftçi “ Çanakkale zaferini kazandıran ruh aslında Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhuydu. Aksi halde dünyanın en ileri teknolojisine ve deniz gücüne sahip bir İngiltere ve onun müttefiklerini altetmek çok kolay bir şey değildi. O dönem Osmanlı donanması bitmek üzere olan bir donanmaydı. İşte bu milli birlik ruhu iman gücü dünya güçleri ile baş edebilmiştir. Ogünden bugüne de türk milletinin ihtiyacı olan tek şey birlik ve beraberlik ruhudur. İnsanları dil, din, ırk, cinsiyet ve mezhep şeklinde böldüğünüz zaman o insanlara ‘Git aynı cephede, aynı siperde kardeşçe savaş’ diyemezsiniz. İşte bu yüzden ülkemizin ihtiyacı olan en önemli şey birlik ruhudur. 18 Mart’ın bir taraftan zafer bir taraftan’da şehitler günü olması şehit annelerinin yüreğinin söndürülemez şekilde yanması demektir. Şehit annesi olmanın verdiği gurur ama şehitin özlemi bir ömür boyu sürecektir. Bence devletin ve yüce Türk milletinin gönlünde şehitlerimizin, kahraman gazilerimizin apayrı bir yeri vardır” dedi.