Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, teknolojide öne çıkan, katma değerli üretim ile refah seviyesini artıran toplumların eğitimdeki başarıları ile Sanayi 4.0 sürecinin birbirine paralel seyrettiğini belirterek, “Kendimize misyon edindiğimiz Sanayi 4.0 sürecini anlatırken her zaman Eğitim 4.0’ın altını çizdik ve ayrı düşünülemeyeceği vurgusunu yaptık. Eğitim altyapısını doğru kurgulamış, teknolojik gelişmeler doğrultusunda revize etmeyi başarmış toplumlar hem daha zengin hem de Sanayi 4.0 sürecine çok daha yakın görünmektedirler” dedi.
Söz konusu ülkelerde sürücüsüz ve uçan arabalardan uzay çalışmalarına, 3D yazıcılarla kök hücreden, köprü yapımına, laboratuvar ortamında et üretimine kadar farklı alanlarda farklı başarılara imza atıldığını vurgulayan Yorgancılar, “Tüm bunların gerçekleşmesi için yazılıma, yazılım için de insana ihtiyaç olduğunu dikkate aldığımızda, neden çare Eğitim 4.0 dediğimiz de çok nettir. O nedenle, Sanayi 4.0 istihdamı azaltacak korkusundan çıkıp, işgücünü Sanayi 4.0 sürecine nasıl adapte edebiliriz konularına odaklanmamız kaçınılmazdır” diye konuştu.
Demografik fırsat penceresi
Nüfus yapısının sunduğu fırsat penceresinin, Sanayi 4.0 sürecinde, öncelikle bilim ve eğitim stratejilerimizi yeniden kurgulamamız gerektiğini ortaya koyduğuna dikkat çeken Yorgancılar, ABD’nin milli gelirinin yüzde 8’i yazılım sektöründen geldiğini, bu rakamın Türkiye milli gelirinin yaklaşık 2 katı olduğunu vurguladı. Yorgancılar, “Yani bir yazılım sektörünün değeri bir ülke değerini katlayabiliyor. Bunu çok önemsemeliyiz. Bunun için de eğitim sistemimizin Sanayi 4.0’ın altyapısını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini, ilkokullarımızdan başlamak üzere kodlama eğitiminin zorunlu olmasını, geleceğin mesleklerine yönelik bölümlerin açılmasını, atıl bölümlerin kapanmasını uzun bir süredir talep ediyoruz. Gerçekleşene kadar da talep etmeye devam edeceğiz. Çünkü, gerek PISA testlerinde gerekse OECD eğitim kalite sıralamasında ilk sırlarda yer alan Finlandiya, oluşturduğu eğitim modeli ile dünyaya örnek olmakla yetinmeyip, bugün revizyona giderek, Dijital Eğitim sistemine geçiş yapmıştır. Eğitim listelerinde son sıralarda yer alan ülkemizde çocuklarımız cep telefonu ve tableti oyun için kullanırken, Finlandiya okullarında serbest bir şekilde bunların araştırma için de kullanılabileceği çocuklara öğretilmektedir. Diğer yandan, yazılımın temeli olan kodlama eğitimi zorunlu ders olarak okutulurken, dijital okur-yazarlık müfredata girmiş, dijital öğrenme yöntemlerine ilişkin müfredat çalışmaları da devam etmektedir. Benzer şekilde öğretmenlerini de dijital sürece hazırlamaları kesintisiz devam etmektedir” diye konuştu.
Süper akıllı topluma doğru
Çok kapsamlı ve köklü bir değişim getiren Sanayi 4.0’ın doğal olarak pek çok muhtemel sorunu da beraberinde getirdiği ifade eden Yorgancılar şöyle devam etti, “Ancak, bu sorunlar birebir Sanayi 4.0’ın uygulanmasından değil, Sanayi 4.0’ın getirdiği değişimlere uyum sağlanmamasından kaynaklı olacaktır. Sanayi 4.0’ın özellikle de sosyolojik boyuttaki yansıması Japonya’nın öne çıkarttığı süper akıllı toplumla ve Toplum 5.0 kavramıyla bizi tanıştırmaktadır. Japonya; ülkenin yaşlanan nüfusu, doğal afetler açısından çok riskli bir coğrafyaya sahip olması ve çevre kirliliği ile enerji maliyetlerinin getirdiği sorunlardan dolayı, Sanayi 4.0’ı toplumsal açıdan ele almıştır. Aslında baktığımızda bu 3 ana başlık tüm dünyanın öncelikli sorunlarıdır. Toplum 5.0, Sanayi 4.0’ın getirdiği teknolojik yenilikleri topluma en verimli şekilde entegre ederek, insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde sağlandığı bir süper akıllı toplum modelini önermektedir. Bu bağlamda, Toplum 5.0, bilgi toplumundan süper akıllı topluma geçişi ifade etmektedir. Yani, bir süredir gözlemlediğimiz gibi dünya başka bir yöne doğru hızla yol almaktadır. Zor bir coğrafyada, jeopolitik risklerimize ve içerdeki farklı gündemimize rağmen potansiyelimizi ortaya çıkaracak adımları bir an evvel atmalıyız. Çünkü, her zaman vurguladığımız gibi; siyasi iradenin kararlılığı, Türk iş dünyasının heyecanı ve dinamik yapısı ile milletimizin azmi tüm sorunların üstesinden gelebilecek güçtedir. Yeter ki konuya odaklanalım ve yeter ki isteyelim.”