FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen, o dönemde Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinde görevli askerlerin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu, 46 sanığın yargılanması, Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Yargılama sonrasında bazı askerlerin dosyalarının ayrılması üzerine mahkeme 43 sanık için karar verdi. Yargılama sonunda eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, MAK timi eski üyeleri eski binbaşı Taner Berber, eski üsteğmen Hasan Aslanbay, eski teğmen Muhammet Burak İpek, eski astsubaylar Zekeriya Kuzu, Erkan Çıtak, Abdülhamit Gülerden, Serkan Elçi, İlyas Yaşar, Gökhan Güçlü, Ekrem Benli, Ömer Faruk Göçmen, Yakup Özcan, Selman Çankaya ile Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan eski binbaşı Şükrü Seymen, eski yüzbaşılar Ergün Şahin, İsmail Yiğit, Mehmet Öztürk, Bahadır Sagun, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Mehmet Cantaz, eski üsteğmenler Murat Köse, Mehmet Demir, Enes Yılmaz, SAT timi eski üyeleri eski üsteğmen Ali Sarıbey, yüzbaşı Haldun Gülmez, helikopter pilotları eski yarbay Davut Uçum, eski albay Murat Dağlı, eski albay Zeki Göçmen, eski albay Ali Aktürk 4'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası aldı. SAT timinde görevli eski yüzbaşı Özay Cöder, eski tuğgeneral Ünsal Coşkun ve eski albay Osman Kılıç'a 1'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi. İkinci pilotlar eski yarbay Yücel Ekizoğlu 4 kez ömür boyu, eski üsteğmen Haydar Murat Özden 3 kez ömür boyu, Deniz Üs eski komutanı albay Cenk Bahadır Avcı, helikopter teknisyenleri eski astsubaylar Ahmet Koçan, Aydın Özsıcak ve Murat Gösterit birer kez ömür boyu hapis cezası aldı. Ayrıca Cumhurbaşkanı eski yaveri albay Ali Yazıcı 18 yıl, eski tümamiral Tezcan Kızılelma 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Akıncı Üssü davasından halen tutuklu olan Hüseyin Yılmaz ise beraat etti.
Mahkemenin 2 bin 462 sayfadan oluşan gerekçeli kararında, "Birçok sanık tarafından duruşmada veya talimatla dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının, aşamalarda toplanan delillerin tartışılması yerine söz konusu bilirkişi ve tanıklar ile dosya muhtevası içerisinde bulunan delillerin itibarsızlaştırılması yönünde yoğun çaba sarf edildiği gözlemlenmiş, duruşmada dinlenen tanıklara, tanıklık kapsamının dışına çıkılarak gördüklerinin ve duyduklarının nelerden ibaret olduğundan ziyade, kendilerinin 15 Temmuz akşamı ne yaptıkları ya da ne yapmadıkları hususlarına yönelik sorular yöneltilmiş, bu şekilde tanıklar üzerinde algı oluşturulmaya ve tanıklar baskı altına alınmaya çalışılmış, ancak yargılamanın selameti açısından bir kısım sanık ve müdafilerinin bu yöndeki davranışlarına müsaade edilmemiş ve tanıklık konusu dışında kalan sorular tanıklara yönlendirilmemiştir" denildi.
İSTİNAF MAHKEMESİNE BAŞVURULDU
Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının ardından sanıklar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurdu. Davayla ilgili incelemesini tamamlayan Bölge Adliye Mahkemesi, sanıklardan Haydar Murat Özden, Aydın Özsıcak, Murat Gösterit, Ahmet Koçan ile Cenk Bahadır Avcı için yeniden yargılama kararı verdi. Yerel mahkeme eski pilot üsteğmen Özden'e 3 kez ömür boyu, helikopter teknisyeni eski astsubaylar Aydın Özsıcak, Murat Gösterit, Ahmet Koçan ile dönemin Dalaman Deniz Üs Komutanı eski albay Cenk Bahadır Avcı'ya da 1 kez ömür boyu hapis cezası vermişti.
5 SANIK İÇİN YENİDEN YARGILAMA
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2'nci Ceza Dairesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatları, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık avukatı katıldı. Mahkeme başkanı, Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar sonrası Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık avukatları ile 5 sanığın avukatının kararı temyiz etmesi üzerine duruşma açıldığını belirterek, sanıklara yasal haklarını hatırlattı. Tutuklu bulunduğu Osmaniye 2 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) bağlanan eski üsteğmen Haydar Murat Özden, ilk derece mahkemesinin 'Anayasal düzeni ihlal' suçundan 3 kez ömür boyu ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan verdiği 15 yıl hapis cezası kararını kabul etmediğini dile getirdi, hakkında isnat edilen suçlamaları reddetti. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından gözaltına alındığından bugüne kadar samimi bir şekilde verdiği ifadelerin tutarlı olduğunu savunan Özden, "Kanunların verdiği yetki çerçevesinde amirlerimden aldığım emirleri yerine getirdim. Hukuk dışı bir eylemde bulunmadım. O gece özellikle kendim bir görev talep etmedim. Marmaris'e gidecek helikopterde yardımcı pilot olarak görevlendirildim. Bu benim talebim değildi. Uçuşa dahil olmam, amirimin talimatıyla oldu. Göreve çağrılırken VIP uçuş olacağını söylediler. Helikopterimin pilotu eski albay Zeki Göçmen'le daha önce çalıştığımdan, hareketlerinde bir olumsuzluk görmedim" dedi.
Albay Zeki Göçmen'in talimatıyla cep telefonunu kapattığını anlatan Haydar Murat Özden, saat 23.58'de kısa bir süreliğine cep telefonunu açtığında eşi ve kardeşiyle görüştüğünü, ancak ikisinin de darbe girişimine ilişkin herhangi bir bilgi vermediğini ileri sürdü. Darbe girişiminden hiçbir şekilde haberinin olmadığını ifade etti. Haydar Murat Özden, mahkeme başkanının, "Marmaris'te silahlı timler helikopterden aşağıya indiğinde 'Neler oluyor' diye sormadınız mı" sorusuna, "Sormadım, başkanım" diye cevap verdi. Mahkeme başkanının, "Oraya bıraktığınız silahlı timleri geri alacaksınız diye bir emir aldınız mı'" sorusuna, "Bize 'bekleyeceksiniz' denildi, biz de bekledik. Beklemek dışında bir eylemimiz olmadı" diye yanıt veren Haydar Murat Özden, "Marmaris'e silahlı timlerin indirilmesini o gün sorgulamamıştım, ancak bugün sorgulamam gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Keskin Cezaevi'nde bulunan eski astsubay Murat Gösterit de SEGBİS üzerinden savunmasını yaptı, suçsuz olduğunu öne sürdü. Mahkeme başkanının yanında bulunanlarda makineli tüfek olup olmadığını sorduğu Murat Gösterit, "Tüfekli insanlar bindi. Ben personelin elinde makineli tüfek bulunduğuna dikkat etmedim" dedi. Gösterit, Zeki Göçmen ile aralarındaki görüşme için ise "Ben görevin ne olduğunu öğrenmeye çalıştım, komutanımız ise bana 'Komutanların emirleri doğrultusunda hareket ediyoruz' yanıtını verdi" diye konuştu. Murat Gösterit, mahkeme başkanının "Görevlendirmeyle ilgili senin kendi talebin oldu mu'" yönündeki sorusuna ise "Sıralı amirlerimin verdiği talimatlarıyla görevlendirildim. Telefonlarımızı kapatmamız talimatını Zeki Göçmen verdi. Biz de talimatlara uyup telefonlarımızı kapattık. İki saat kadar bekledik, biz görevin mahiyetini bilmiyorduk. Çiğli'ye döndükten sonra gerçeği öğrendik. O ana kadara uçuşun mahiyetiyle ilgili herhangi bir bilgim olmadı. Telefon görüşmesi de mesajlaşma da yapmadım" dedi.
'GÖREVİ BİLMİYORDUM'
Hatay Cezaevi'nden, SEGBİS üzerinden savunmasını yapan eski astsubay Ahmet Koçan, "Önceki ifadelerimi aynen tekrarlıyorum. Bilerek isteyerek bu göreve dahil olmadım. Mahiyeti konusunda da bilgi verilmedi. Kara Havacılık Komutanlığı'nda görev yapmaktaydım. Murat Dağlı ve Yücel Ekizoğlu ile aynı helikopterdeydim. Ailemi bir kez telefonla aradım. Merak etmesinler diye kız arkadaşımla mesajlaştım. Orada mesaj içeriğine bakılabilir, göreve gittiğimi söyledim. Ondan sonra kapattım telefonumu. Bir daha açmadım, Çiğli'ye tekrar döndüğümde açtım" diye konuştu. Mahkeme başkanının "Silahlı kişiler bindi mi'" sorusuna ise Ahmet Koçan, "VIP kapsamında ortam karanlıktı, komutan da kamuflajlı olanlar da biniyordu bu nedenle dikkat etmedim. Komutanların korumaları da biniyor efendim. Onlar da silahlı olduğu için şüphe duymadım. Makineli tüfekçi dediniz, boyutları büyük bir silah hatırlamıyorum. Gözüme çarpan makineli tüfek olmadı, helikoptere de kurulmadı. Herkesin elindeydi silahları. Nereye gittiğimiz konusunda bilgi verilmedi. Bazen böyle oluyor, bilgi verilmiyordu" dedi.
'RÜTBEMDEN DOLAYI GÖREVİ SORMADIM'
Duruşma salonunda bulunan eski astsubay Aydın Özsıcak da savunmasında, helikopterden ateş edilmesi konusunda açıklamalarda bulundu. Aydın Özsıcak, "Ben helikopterin içerisindeyim. 23 yıllık teknisyenim, helikopterde makineli tüfek aparatı olmadan ateş edilemez, bunu yapmak, intihardır. Bize konuyla ilgili haber verilmedi. Benim haberim, bilgim yok. Bana ateş edilmesi emri verilmedi, ateş edeni de görmedim. Eğer görseydim müdahale ederdim, bunu da mahkemede söylerdim. Saat 22.00 civarlarında telefonu kapatmışım saat 01.00 sıralarında açmışım, üç saniye eşimi aramışım. Bir çocuğum rahatsızdı. Gerekçeli kararda 'telefonum gece boyunca açıktı' deniyor. HTS kayıtları var" dedi. Görevin ne olduğu konusunda da kimseye soru sormadığını ifade eden Aydın Özsıcak, "100 tane göreve gitmişim 50 tanesinde görev söylenmemiş, bilgi verilmemiş. Soru sorduğumuzda 'Kardeşim işine bak' dendiği zaman benim zoruma giderdi. Bu nedenle soru soramazdım. Tecrübelerim vardı onun için sormadım. Rütbem de belli, alay komutanı bilgi verirse verir, yoksa bir şey diyemezsin. Marmaris'e helikopterin inmesi bizim için anormal değil. Bir VIP uçuş var denir, general gelecek denir, ama 8 kişi gelir. Bir şey soramazsınız, rütbemiz belli. Ama artık bizim teknisyenler sorar görevin ne olduğunu. 15 Temmuz'dan sonra sorarlar" diye konuştu.
Darbe gecesine dair açıklamalarda da bulunan Aydın Özsıcak, "Biz Marmaris'te limanın uzağındaydık. Oteller bölgesine askerler inmiş ama ben görmedim. Darbe olduğu kimin aklına gelir. Yunanistan'la ada meselesi var, askerlerin oraya gideceğini düşündüm ama darbe olacağı hiç aklıma gelmedi. Savcılıkta 'cumhurbaşkanı' dediler, zaten ben bittim orada. Bizi neye bulaştırmışlar dedim" dedi.
Bu sırada araya giren mahkeme başkanı, "Pilotlar bilmiyor, teknisyenler bilmiyor. Böyle bir darbe planlaması yapılması mümkün mü'" dedi. Bunun üzerine Aydın Özsıcak, "Onu bilmiyorum. Bunu planlamayı yapanlara sormak lazım. Ben neyse onu söylüyorum. Hatırladıklarımı, yaşadıklarımı anlatıyorum. Yakalandık, savcılıkta bir şey öğrendik. Muğla'ya giderken bir şey öğrendik. Eşimin anlattıklarından bir şey öğrendim, en son iddianame elimize geldiği zaman ne olduğunu öğrendik" dedi.
Mahkeme başkanı, duruşmayı yarına erteledi. DHA