POLİTİKA
Çocuk tacizlerine karşı ilk eylem İzmir'in Konak ilçesi Alsancak semtinde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde, Konak Kent Konseyi tarafından gerçekleştirildi. Çocuk istismarına karşı eylem yapan Konak Kent Konseyi üyesi yaklaşık 40 kişilik grup, üzerinde 'Çocuk susar sen susma', 'İstismara sessiz kalma ses ol', 'Çocuk bedenime dokunma' yazılı dövizler taşıdı. Basın metnini okuyan Konsey Başkanı Hamit Mumcu ölüm cezası ve hadım gibi cezaların suçların işlenmesine engel olmadığını ifade etti. Şiddetin şiddeti doğuracağını söyleyen Hamit Mumcu, "Şiddete şiddet ile karşılık vermek değil, çocukların korunması için aile içinde başlayan ve eğitim kurumlarında devam edecek ve hayatımızın her alanını etkisini göreceğimiz eğitim, koruma tedbirleri ve bunların uygulaması için yasal düzenlemelerin yapılması ve hayata geçirilmesi zorunludur. Konak Kent Konseyi olarak çocuklarımızı her tür şiddet ve istismardan korumak ve onları yaşatmak için bugüne kadar verdiğimiz mücadelemizi bugünden sonra da bu yolda arttırarak sürdüreceğiz" dedi.
Eyleme katılan CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu ise, "Türkiye'de toplumsal barış bitti. Adalet süreci zedelendi. Ekonomik dar boğazda olan insanlarımız var. Aileler çöküntü içerisinde ve boşanmaların arttığı bir ortamda yaşıyoruz. Ne yazık ki çocuklarımız da bundan nasibini aldı" diye konuştu.
CAYDIRICI ÖNLEM İSTEDİLER
Alsancak'ta çocuk tacizlerine karşı bir diğer eylem ise İzmir Kadın Platformu tarafından yapıldı. Alsancak'ta bulunan ÖSYM önünde toplanan kadınlar, hadımın çözüm olmadığını, koruyucu önlemlerin alınmasını istedi. Kadınlar üzerinde, 'Eylül ve Leyla son olsun, çocuklar ölmesin. Çocuklarımızı yaşatmak için ses çıkarıyoruz' yazılı pankart ile Alsancak'ta yürüdü. Eylül ve Leyla cinayetlerinin son bulmasını isteyen kadınlar, 'Tacize, tecavüze karşı ses çıkar' sloganları attı. Grup adına açıklama yapan Juliana Gözen, çocukların hayatlarının devlet tarafından korunmadığı için çalındığını ileri sürdü. Gözen, "Bu toplumsal dönüşümün temel sorumlusu olan AKP, devletin çocukların istismara uğradığı şartları ortadan kaldırma ve koruyucu-önleyici hizmetleri kurumsallaştırma görevini yerine getirmek bir yana, istismarı sadece hastalık ve ceza eksenine yerleştirmekte, hadım gibi insan haklarına aykırı çözümler ortaya atmakta. Toplumda açığa çıkan öfkeyi gerçek sorumlu ve sebeplerden uzaklaştırarak söndürmeye çalışmaktadır" dedi.
'CEZA İNDİRİMİ UYGULANMASIN'
Çocuk istismarının araştırılması önergesini TBMM'de reddedenlerin; Eylül, Leyla ve daha nice çocuğun ölümünden sorumlu olduğunu söyleyen Gözen, "Fail, çocukların istismarcısıyla evlendirilmesini öngören önergeyi utanmadan meclise getirenlerdir. İstismar Yasası için 'Çocuğun rızasıyla yapılan işler' diyenler AKP'li bakanlardır fail. Fail, Ensar Vakfı'nda gerçekleşen istismarın üstünü göz göre göre örtenlerdir. Ensar Vakfı'na sahip çıkanları tebrik etmek için mecliste kuyruğa girenlerdir" diye konuştu. Kadınlar, çocuk istismarı ve cinayetlerinin son bulması için taleplerini de açıkladı. İstanbul Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin uygulanmasını isteyen kadınlar, bakanların koordinasyonunda hazırlanan Çocuk Koruma Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesi'nin uygulanması gerektiğini açıkladı. Kadınların talepleri arasında, ceza indirilmelerinin uygulanmaması önerisi de yer aldı.
İDAM KONUSU GRUBU BÖLDÜ
İzmir'de çocuk istismarına karşı bir diğer protestoyu da Gündoğdu Halk Konseyi gerçekleştirdi. Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalık, çocuk istismarını protesto etmek için buradan Gündoğdu Meydanı'na kadar yürüdü. 'Çocuk susar sen susma', 'Çocuğa dokunan eller kırılsın', 'İzmir uyuma çocuğuna sahip çık' sloganlarıyla yürüyen gruptan bazıları idam istedi. Yine aynı grupta yer alan başkaları ise idama karşı çıkınca kısa süreli gerginlik yaşandı. Grubun yürüyüşü Gündoğdu Meydanı'nda son buldu. Burada açıklama yapan Konsey Başkanı Necati Tüysüzoğlu, "Biz Gündoğdu Halk Konseyi olarak son zamanlardaki çocuklarımızla ilgili istismar, taciz, tecavüz konularında zaten hassasız. Çocuklarımıza gerektiği gibi toplum olarak sahip çıkalım, onun için bir araya gelelim dedik. Sesimizi duyurabilmek için yürüyeceğiz. Bizim tek amacımız var. Özgür, mutlu, sevinçli bir yaşamı olsun çocuklarımızın. Onun için çalışıyoruz" dedi.
Protestolar, yapılan açıklamalarının ardından son buldu.
ÖDEMİŞLİ KADINLARDAN ÇOCUK İSTİSMARLARINA TEPKİ YÜRÜYÜŞÜ
İzmir'in Ödemişli ilçesindeki çeşitli sivil toplum örgütleri, son günlerde artan çocuk ölümleri ve istismarlarını protesto etmek için yürüyüş düzenledi.
Ödemiş'teki çeşitli sivil toplum kuruluşu üyesi olan yaklaşık 100 kadın son günlerde artan çocuk ölümleri ve istismarlarını protesto etmek için yürüyüş düzenledi. Salı Pazarı'ndan başlayan yürüyüş Hükümet Meydanı'nda son bulurken, kadınlar yürüyüş boyunca 'Masum bedenime dokunma' ve 'Çek o ellerini bedenimden' sloganları attı. Ellerinde pankartlarla yürüyen gurup Saraçoğlu Caddesi'ne geldiğinde çevredeki apartmanlarda yaşayan vatandaşlar guruba alkışlarla destek verdi.
Yürüyüşün sonunda Hükümet Meydanı'na ulaşan gurup adına basın açıklaması yapan Rahmihe Beykal, "Bu gün biz anne-babalar ne güzel bir adım attık. Bir araya gelme sebebimiz aslında hiç de güzel değil. Amacımız vahşete karşı ortak ses, tek yürek olabilmek. Artık çocuklar öldürülmesin, kaçırılmasın, tecavüze uğramasın. Başta çocuklarımız olmak üzere katledilen, yaşama hakkı elinden alınan her canlı adına buradayız. Ne yazıktır ki her yitip giden canımızın ardından, bu son olsun, ne olur tecavüze işkenceye maruz kalmasın diye dua ederek, sosyal medyada fotoğraflarını paylaşarak, kendi hayatımıza yine geri dönüyoruz. Bir kez daha gördük ki; evleri önünde oynayan çocukların kaybolmasını, şiddet görmelerini, yok yere yitip gitmelerini önleyemiyoruz. Onlarca, yüzlerce çocuğun yanmasına, zorla evlendirilmesine, tecavüzüne, gebe kalmasına, zorla çalıştırılmasına, öldürülmesine engel olamıyoruz. Biz anne babalar diyoruz ki; her çocuğun sağlıklı bir çevrede yaşama ve büyüme hakkı vardır. Unutulmamalı ki çocukların cinsiyeti değil çocuk olması önemlidir. Hiç bir hayvan yavru hayvana tecavüz etmez. Bu yitirdiklerimiz ve daha da kötüsü toplumca yaşadığımız endişe, insanlık değildir. Ben bir anneyim, siz bir anne, siz bir baba, abi, ablasınız. Artık yeter. Çocuklar öldürülmesin" dedi. (DHA)
Sayfa başına git
