Güneş kerahat vaktine girerken, kentte alabildiğine bir kıpırdanma... Arkadaşlar buluşmuş, aile toplanmış, çantalarda nevalelerle bir koşuşturma... İş çıkış saati değil, ama yine de metro tıklım tıklım. Az sonra bir anonsla işin rengi anlaşılıyor: “İzmir Fuarı’na gidecek yolcularımız Basmane istasyonunda inebilir.”
Tren boşalıyor, yeşil dokusuyla kentin ortasında vaha gibi kalan Kültürpark’a doğru “insan seli” dalgalanıyor. Akın var fuara akın, fuar ziyaretçilerinin önünü açın!
Eskiye dönüş
“Akıncılar” haksız sayılmaz. Eskilerin anlattığı ya da kaleme aldığı şaşaalı günler kadar olmasa da 86. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın albenisi, son dönemlere göre oldukça yüksek. Çocuklara, gençlere hatta gönlü gençlere yönelik hazırlanan etkinlikler doyurucu. Ortalıkta dolaşan metallerden bir fil, belediyelerin kendilerine yönelik stantları, sokak tiyatroları, lunapark hatta “geleceğin tüketicilerini” düşünen şirketlerin kültürel sos katılmış etkinlikleri çocukları cezbetmeye yetiyor da artıyor bile.
Zaten fuar çocuklara güzel. Belki de “Nerede o eski bayramlar!” der gibi eski fuarlara özlemin nedeni de “geçmiş zamanın çocukları” olmamızdan kaynaklanıyor.
Gençler konser kovalıyor
Gönlü gençleri en çok cezbedense, kimilerinin “dans etmeyi öğrendiği” Mogambo’daki caz akşamları. Gençler, eğlence için konser kovalıyor. Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’ndaki etkinliklerse her yaşın ilgisini çekiyor. Sanat sokağındakiler de öyle. Aralarında Nâzım Hikmet’in yaşamından kareler yansıtan serginin de olduğu kültürel etkinlikler, nicelik yönünden popüler olanların gölgesinde kalsa da niteliğiyle meraklılarını sevindiriyor. Partner ülke Rusya ile onur konuğu il Muğla’nın fuara kültürel katkısı yalnızca kendi alanlarında değil, fuarın genelinde hissediliyor.
Eğlence odaklı fuar
Akıncılar, fuarda bir oraya bir buraya koşturuyor, ama geçmiş yıllarda Tariş’in şırasının tadıldığı, Soğuk Savaş yıllarının teknolojik rekabetinin sürüklediği, şarkıcıların gazinolara adını verdiği dönemlerdeki fuarlar dünle gitmiş cancağızım. Şimdi yeni tarz fuarlara bakmak lazım! Yeni tarzın odağında eğlence var. Önceki gece eğlencenin odağındaki isimse Sıla’ydı. 100 bini aşkın fuar konuğunu çimlerin üzerine topladı Sıla. 15 Temmuz sonrası başlayan sanatçı yalakalığına karşı duruşu, İzmir’in iktidara karşı duruşuyla birleşince ortaya seyrine doyulmaz bir tablo çıktı. İzmir Sıla’ya, Sıla İzmir’e öyle çok yakıştı ki, giderek derinlere inmeye başlayan düşüncelerin üzerine sünger çekmeyi başardı Sıla, “oluruna bırak” diyerek. Ama ardından başka bir fitili ateşlemeyi ihmal etmedi:
“İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze, bundandır böyle dibe vuruşumuz!”