HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI- Türk Tabipler Birliği (TTB) Hekim Meclisi Üyesi ve SES İzmir Şube eski Başkanı Dr.Ergun Demir, son bilimsel istatistiklere göre Türkiye’de madde kullanımı oranının giderek arttığını, tedavi merkezlerine ayaktan başvuruda yüzde 674, yatan hasta oranında yüzde 381, madde kullanımı nedenli toplam ölüm oranlarında yüzde 220, uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan cezaevlerinde bulunanların sayısının da yüzde 401 oranında artış gösterdiğini belirtti.
TEDAVİ GÖRENLERİN YARISINDAN FAZLASI İŞSİZ, SADECE YÜZDE 28.9’UNUN DÜZENLİ İŞİ VAR
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2016 verilerine göre, madde kullanımının en çok işsiz ve yoksul kesimleri etkilediğinin görüldüğünü kaydeden Dr. Ergun Demir, şu çarpıcı verileri paylaştı:
“Madde kullanım sorunu toplumun tüm kesimini etkilemekle birlikte işsiz/yoksul kesimini daha çok etkilemekte. Tedavi gören hastaların yüzde 53,9’u işsiz, yüzde 10,4’ünün düzenli işi yok, yüzde 28,9’unun düzenli işi var, yüzde 2,7’sinin ise öğrenci olduğu görülmekte.”
MESELE ASAYİŞ SORUNU DEĞİL, BACAK KIRMAK DA ÇÖZÜM DEĞİL
Uyuşturucu ile mücadelenin asayiş sorununa indirgenerek çözülemeyeceğini kaydeden Dr. Ergun Demir, “Düşük eğitim seviyesi, işsizlik, borçlanma, göç, fuhuş ve şiddet madde kullanımını tetikleyen faktörler arasında yer almakta ve son yıllarda bu faktörler hızla artmakta. Bu sorunu çağımızın ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak ele alıp uzun vadeli ve kalıcı devlet politikaları geliştirmek, gerekli önleme ve tedavi programları üretmekle mümkündür. Meseleyi salt bir asayiş sorununa indirgeyip ‘bacak kırmakla’ çözüm mümkün değil” dedi.
NÜFUS ARTIŞI VE GÖÇ TETİKLİYOR, MADDE KULLANANLARIN YÜZDE 70.7’Sİ İLK VE ORTAÖĞRETİM MEZUNU
Nüfus artışı ve göçün beraberinde uyuşturucu kullanımı sorununu da getirdiğini kaydeden TTB Hekim Meclisi Üyesi Demir, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, hastane ve rehabilitasyon merkezlerinde tedavi gören hastaların yüzde 70.7’sinin ilk ve ortaöğretim mezunu, yüzde 24.4’ünün lise, yüzde 3.3’ünün yüksekokul, yüzde 1,7’sinin de hiç okula gitmediğini vurgulayarak, göç alan ve nüfus yoğunluğunun fazla olduğu büyük kentlerde uyuşturucu kullanımı sorununun fazlalaştığına dikkat çekti:
“Son yıllarda göç ve nüfus artışı beraberinde ekonomik ve sosyal sorunlara neden olmaktadır. Bu durum ailelerin özellikle gençlerini ve çocuklarını etkilemekte ve madde kullanım sorununu da beraberinde getirmektedir. Yatarak tedavi gören hastaların ikamet ettikleri iller incelendiğinde; en yüksek vaka sayısının sürekli göç alan ve nüfus yoğunluğunun olduğu iller (İstanbul, Adana, Mersin, Antalya, Konya, Ankara, Gaziantep, Şanlıurfa, İzmir, Bursa, Hatay ) olduğu görülmektedir.”
TEDAVİ SONRASI REHABİLİTASYON AŞAMASI TAKİP EDİLMEDİĞİ İÇİN KISA SÜRE SONDA TEKRAR KULLANIM BAŞLIYOR
“Madde kullanmaya başlama yaşının giderek düştüğü ve gençlerde madde kullanma sıklığının giderek arttığı, madde kullanımı ve bağımlılığı toplumun tüm kesimlerini etkilemekle birlikte işsiz/yoksulları daha çok etkilediği, eğitim ve öğretim düzeyi düştükçe madde kullanım sorunu olanların sayısının arttığı, toplumsal sahiplenme olmaksızın bağımlılık sorunu ve sonuçları büyük ölçüde bağımlıların ve ailelerinin yaşadıkları ve katlandıkları bir sorun haline gelmektedir. Madde bağımlıları, tedavi sonrası sosyal rehabilitasyon aşaması takip edilmediğinden tekrar kısa sürede madde kullanmaya başladıkları belirtilmekte” diyen Dr. Ergun Demir, madde kullanımı ya da bağımlılığının asayiş sorununa indirgenemeyeceğini, ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldiği uyarısını yaptı.
MADDE KULLANIMI-BAĞIMLILIĞI SUÇ DEĞİL TEDAVİ EDİLEBİLEN CİDDİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU
TTB Üyesi Dr. Ergun Demir, sorunun bütüncül olarak ele alınmaması durumunda madde kullanımı bağlantılı ölümlerin de giderek artacağına vurgu yaparak, açıklamalarını şöyle sonlandırdı:
“Esasen bir halk sağlığı sorunu olan madde kullanımı/bağımlılığı, İçişleri Bakanı tarafından salt bir ‘asayiş’ sorununa indirgediği sürece, hangi ‘’Bacak kırma eylem planı’’ uygulanırsa uygulansın önümüzdeki yıllarda madde kullanımı ve bağımlılığı toplumun tüm kesimini etkilemeye devam edecek ve madde bağlantılı ölümler giderek artacaktır. Madde kullanımı/bağımlılığı bir suç değil tedavi edilebilen ciddi bir halk sağlığı sorunudur.”