Susam, Haziranda doların 2,12 civarında seyrettiğini hatırlatarak, “Dolar bugün 2,3 sınırına dayandı. Yıllardır sürdürülen hatalı ekonomik politikalar kamuyu, özel sektörü ve vatandaş aşırı borçlandırdı. Türkiye’nin toplam brüt dış borcu 390 milyar dolara ulaştı. Son 4 ayda yaşanan yüzde 8,5’luk devalüasyon neticesinde bu borç vatandaşa lira bazında 70 milyon ek yük getirmiş bulunuyor” diye konuştu.
Sanayicinin kaybı 32,3 milyar
Hatalı ekonomik politikalardan en fazla etkilenen kesimin sanayiciler olduğunu ifade eden Susam, “Sanayicinin dış borcu 2002’de 6,5 milyar dolarken, 12 yılda 30 kat artarak yaklaşık 179,4 milyar dolara ulaştı. Kurdaki yükseliş nedeniyle sanayicinin cebinden de son 4 ayda 32,3 milyar kaybolmuş oldu. Bu kaybın sorumluluğu Türkiye’yi 12 yıldır üretim yerine borç ekonomisiyle yöneten, lirayı baskı altına almaya çalışan, küresel ekonomideki değişiklileri göremeyen AKP iktidarıdır. Yıllardır bu ekonomik politikanın iflas etmeye mahkum olduğunu her fırsatta söylememize karşın, yapısal düzenlemeler yapmak yerine günü kurtarmayı ve kolay olan borç ekonomisini sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Bu ekonomi anlayışında deniz bitmiştir. Veriler, giderek bozulan bir ekonomiyi işaret etmektedir. Kur ve enflasyon artık hükümetin baskısıyla sabit tutulamamaktadır. Artık borcu borçla ödeme, rezidans ve AVM yapma ekonomisinin gideceği yer kalmamıştır. Hızla üreterek ve tasarruf yaparak zenginleşme anlayışına dönmeye ihtiyacımız bulunmaktadır” dedi.
Elektrik ve doğalgaza zam
Türkiye’nin en büyük ithalat kaleminin doğalgaz olduğunu ve alınan doğalgazın yarısının elektrik üretiminde kullanıldığını hatırlatan Susam, “Elektrik ve doğalgaza yapılan %9’luk zam, doların fiyatındaki artışa bağlanıyor. Oysa bu zamların asıl nedeni hükümetin enerji politikasının olmayışıdır. Hükümet yıllardır enerji alanına hiçbir yatırım yapmıyor, üretimin, dağıtımı özelleştirdi. Özel sektör de –doğal olarak-en hızlı kazanç elde edeceği doğalgaz ya da ithal kömürle çalışan santrallere yatırım yapıyor. Neticede Türkiye, elektrik üretiminin yarısını, Türkiye’de bulunmayan, ithal edilen kaynaklarla yapıyor. Ucuz enerji, yerli ve yenilenebilir kaynakla elde edilen enerjidir. Türkiye hızla yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimin teşvik etmelidir” dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
