EGE POSTASI - CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Radyo Ege Postası’nda, Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Mithat Umutoğlulları’nın konuğu oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla yapacağı görüşmenin ardından milletvekilliği aday adaylığı için iki buçuk yıldır sürdürdüğü il başkanlığı görevini bırakacak olan Engin, geride kalan görev süresi, önseçim, yeni il başkanının kim olacağı gibi konularda açıklamalarda bulundu.
Engin’in konuşması şu şekilde oldu;
PARTİNİN KAPILARINI AÇTIK İki buçuk yıldır il başkanlığı koltuğunda oturuyorum. Bu iki buçuk yıla yönelik genel kanaat, her şeyden önce uzlaşma kültürü getirmeye çalıştığımız üzerine oldu. Tamamıyla yaptığımızı söyleyemeyiz. Aynı uzlaşma anlayışını, toplumun diğer kesimlerine de aktarmaya gayret ettik. CHP’nin kapıları hem parti içinden hem parti dışından herkese açıldı. İl başkanıyla görüşmek istiyorum ama görüşemiyorum diyen kimse olmadı. Partide hiyerarşiye, emeğe önem verdik. Olabildiğince çalışanla çalışmayanı ayırdık. Toplumun şimdiye kadar giremediğimiz kesimleriyle diyalog kurmaya çalıştık. CHP’ye ön yargıyla yaklaşan kesimlere CHP’nin aslında onların taşıdığı önyargı gibi olmadığını, ne olduğunu anlatmaya çalıştık. Yeni bir siyaset kültürü oluşturma çabası içinde il yönetim kuruluyla uzlaşma içinde bütün kararlarımız oy birliğiyle geçti. Daha önce diğer listeden gelenler vardı, yedeklerden gelenler vardı. Hepsini harmanlayarak tek amacımızın partimizin büyütmek, toparlamak olduğunu ön planda tuttuk. Çaba gösterdik. Tabii yapamadıklarımız da var. Ayrıca partiyi mali yönden de iyi idare ettik. Kendi işyerimi nasıl idare ediyorsam, burayı da öyle idare etmeye çalıştım. Partinin her kuruşunu önemsedik. Parti borçlu olursa, personel maaşını alamazsa, verim düşerdi. Ona çok dikkat ettik. Personelimiz 30 ay boyunca büyük kuruluşlarda olduğu gibi hem maaşlarını yeterli miktarda, hem de günü gününe aldı. Bir gün bile gecikmedi. Tabii ki partinin kaynakları, bağışçıların, üyelerin kaynaklarıyla bu oldu. Şu anda borcumuz yok. Parti olarak mali olarak da iyi yönetildiğine inanıyorum. Bu da bir sorumluluk. Partiyi yönetenler partinin her şeyinden sorumlu olmalı.
SİSTEMLİ KAMPANYA MOTİVASYONUMU BOZMADI DEĞİL Daha önceki planımız il binamız Alaattin Yüksel’in başkanlığında alınan, şehir merkezinde güzel, ama küçük, partinin büyüme trendine uymayan, yeni ihtiyaçlara cevap vermeyen bir binaydı. Tek katta toplanmış. Yerel seçimlerden sonra yeni bir bina almak için girişimlerde bulundum. Bağışçılarımızla da görüştüm. Ama seçim döneminde, sonrasında, partide yaşanan gelişmeler, partiye ve bize karşı sitemli şekilde yürütülen kampanya, doğrusu motivasyonumu bozmadı değil. Çünkü yeni bir enerjiye ihtiyaç vardı. Ciddi bir kaynağa ihtiyaç vardı. Maalesef partiden ayrılıp giden, onların uzantısı olarak partide kalanlar, partiyi tahrip etmeye,kamuoyu önünde küçük düşürme çabalarını sistemli şekilde, diğer partilerle, odaklarla iş birliği yapmaya kadar vardırdılar. Biraz heyecanımız düştü. Ben bundan sonra yine bu amaca ilişkin parti il başkanımızla yeni il yöneticilerimiz çaba gösterirse, bu konuda destek olacağımı ifade ediyorum. Partinin fiziki anlamda büyütülmesinin önemli bir hedef ve kazanım olacağını düşünüyorum. Yapamadıklarımızın bazıları partinin yapısal sorunlarından kaynaklanıyor. Bizden değil. Keşke yapsaydım deyip, zaten çoğu zaman yapılması mümkün değildi. Şimdiki gençlik kolu başkanımız ve yöneticilerimiz başarılı. Sinan ve arkadaşlarını kazanım olarak görüyorum. Partinin gençlik örgütlenmesi hem de partinin gelecek kadrosu açısından o yönetimi önemsiyorum. Bunu daha önce yapabilmeliydik ama yapamadık. Çünkü bu konuda ayrı organlar Kadın ve gençlik kolları ille doğrudan bağlantılı değil.Önceki gençlik kolu başkanını da kişi olarak severdim. Sevgi, saygıda eksiğimiz yoktu. Enerjide, beceride, çabada bir uyum tutturamadık. Siyasete aynı yönden bakmadığımız, aynı motivasyona sahip olmadığımız için orada başarısız olundu. Son 8-9 aydır bu açığı kapatmaya çalışıyoruz. İzmir il örgütü İzmir’e yakışır bir yapı oluştu.Kadın kolumuzda eksikler var ama şimdiki yönetim fedakarlıkta iyi bir noktada. Fedakarca çalışıyor. Daha iyisi olabilir. İzmir hem il başkanlığı hem kadın ve gençlik kolları açısından hepimizden daha iyisini hak ediyor. İzmirli bize yüzde 50-60 oy veriyor. Daha da vermeye devam edecek. Bize oy veren seçmene daha iyisini, daha fazla çabayı sunmak zorundayız diye düşünüyorum.
SİYASETTE TECRÜBE ÖNEMLİ Bence siyasette enerji önemli. Heyecan önemli. Ama sadece il yönetimi için değil, kişiler için de kurumlar için de tecrübe çok çok önemli. Siyasette tecrübe çok önemli. Yeni bir şirket kurarsınız, satış sistemini, pazarlama elemanlarını, lojistiğini kurarsınız ve çok tecrübeye ihtiyaç yoktur. Belki yeni olmanın avantajları da vardır. Ama siyasette hafıza, tecrübe, ilişki çok önemli. Siyaseti milyonlarca insanla götürüyorsunuz. 2.5 -3 yılda zar zor kurduğumuz bu ilişkileri sıfıra çekeceksiniz.Hangi noktadasınız, nereden devam etmelisiniz, bunların bilinmesi lazım. Heyecanım var, yorgun değilim, geldim, her şeyi baştan başlatacağım. Zaten partinin daha önce yaptığı en büyük hata buydu. Geçmişi, hafızayı yok et. Hep yeni.Bu doğru bir şey değil. Yeni CHP dediğimiz bu değil. Yeni CHP yeni bir siyaset kültürü. Herkesi yok edelim biz gelelim değil. Tam tersine biz eksik yaptığımız alışkanlıkları bırakıp yeni siyaset kültürüne devam etmeli yeni CHP.
YÖNETİM TECRÜBELİ DEVAM ETMELİ Yönetimin tecrübesine uyum içinde çalışmasını önemseyerek arkadaşların kongreye kadar kurum olarak gitmesini partinin yararlı buluyorum. Kendi yararıma değil. Sonuçta ben il başkanıyım, bırakacağım. Aday olmanın yöntemleri belli. Parti için düşündüğümüzde sorumluluk sahibi insanlarız. Enerji mi, motivasyon mu, tecrübe mi derseniz, siyaset açısından ben tecrübe derim.
AYRIM YOK KAYNAŞTIK İstifalar sonrası yedeklerden geleceklerle birlikte kongrede aday olan Levent Eyipişiren’in listesinde yer alan isimlerin yönetimde ağırlık kazanması yönündeki algı doğru değil. Yönetimde fark yok. Çoğumuz bilmeyiz kim hangi listeden geldi. Dün yönetim toplantımız vardı. Bir arkadaşımız, üç yıldır buradayım. Levent beyi sokakta görsem belki beni tanımaz. Çay içmişliğim yoktur. Nereden çıkıyor bu tartışmalar. Biz parti için seçildik, kişiler için değil. Görev yapıyoruz. Bunu da geçmiş üç yılda gösterdik. Sanki sır bir şey varmış gibi. Bu arkadaşlarımız sekiz on kişi diğer listeden gelen. Hiç sorun olmadı üç yılda, 8-9 ayda mı sonuç olacak. Ben bu yönetimin gitmesi için bahane olarak görüyorum. Pek gerçekçi de değil. Üç yıldır arkadaşlarla uyum içinde çalışıyoruz. Bir çoğunun hangi listeden geldiğini hemen sayamam. Öyle bir ayrım yok. Arkadaşlarımın bana ya da birbirilerine karşı öyle bir tutumu yok. Belki eski alışkanlıklarla kıyaslıyorlar. Eskiden öyleymiş o listeden, bu listeden geldin diye. Herkesin bir başkanı var. Şimdi partinin tek il başkanı, tek yönetim kurulu var. Herkese eşit davranılıyor.
İZİN İSTEME ZİYARETİ Genel Başkanımıza aday adaylığı için istifa edeceğimi söyleyeceğim. “Devam et” deme ihtimalini çok zayıf görüyorum. Nezaketen izin isteme olarak bu ziyaret gerçekleşecek. İl yönetiminin yeni durumunu konuşacağız. İl başkanlığı konusunu. Kişiler üzerinden değil, genel hatlarıyla konuşacağız. Yüzde 1 de olsa bir ihtimal var mı onu bilmiyorum, varsa da görevimizde kalırız. Görüşmede bir karar alınmasa bile değerlendireceğiz.
ÖNSEÇİM OLSUN Bizim görüşümüz belli, İzmir’de ön seçim olsun. Gayet net. Aksi olduğunda da biz hiçbir şekilde itaatsizlik, motivasyonsuzluk yaşamayız. Bunu yerel seçimde de gösterdik. Yerel seçimde de ben Ankara’da hepsinin huzurunda,İzmir milletvekillerimiz de vardı, İzmir’de ön seçim yapın demiştim. Daha rahat ederiz, daha rahat edersiniz demiştim. Olmadı. Öngörmüştüm. Hatta Karşıyaka’da toplantı yapan arkadaşlarımız ön seçim olmasını istiyordu ben de destek vermiştim. Toplantı yapanlar benim aday olmamı istiyordu. Hiçbir yerde yapmayacaksınız bile ben aday olursam Karşıyaka’da yapın dedim. Gidip il başkanı olarak oraya oturmak, atanmak istemiyorum. 29 ilçede yapmasanız bile ama yapın, ben olacaksam Karşıyaka’da yapın demiştim. Siyasette tutarlılık önemli. 25 yıl önce ben neysem sade bir CHP üyesi olarak Karşıyaka’da itilip kakılan, hakları yenilen Ali Engin ne diyorsa o gün, bugün il başkanı olarak aynı şeyi söylüyorum. Bugün de aynı şeyi söylemeye devam edeceğim. Siyaset güvenilirlik işi, tutarlılık işi. Demokrasiyi sonuna kadar savunma işi. Başkalarının hakkını da savunma işi. Kudretli olanı değil, zayıfı da koruma işi demokrasi.
ÜYELERİN TAKDİR EDECEĞİNE İNANIYORUM Seçimden kimin çıkacağı belli değil. CHP’li üyeler kendisine, partisine, ülkesine hizmet edenlere sahip çıkarlar. Bu genel bir doğrudur. Ali Engin partisine sahip çıkmışsa fedakarlık yapmışsa, kentiyle ilgili pozitif düşünceleri varsa, kendini değil kentini, partisini ve ülkesini düşünmüşse, İl başkanı olarak ihale takip etmemişse, kendi menfaatine yandaşlarına ekonomik kaynak aktarmamışsa, tam tersine kendi ailesini, işyerinin kazancını partiye aktardıysa bunun onbinlerce CHP üyesi tarafından takdir edileceğine inanıyorum. Bunları yaptığım için kendim şanslı görüyorum. CHP’nin aldığı her kararı da saygıdeğer buluyorum. Seçilmezsem de 2011’de yaptığım gibi, daha önce yaptığım gibi, kampanyanın en etkili insanı olacağımı her zaman söyledim ve gerçekleştirdim. Bugün de aynı şeyi söylüyorum.
KİŞİLERLE İŞİMİZ YOK Karşıyaka’da örgütle bir toplantı yaptık. Beni o toplantıya davet ettiler. Bir şartla katılacağımı söyledim. O toplantıda kişiler konuşulmayacak. Genelde Karşıyaka’da üç yıldır yapılan toplantılarda il başkanı, eski belediye başkanı, şimdiki başkanı genel başkanına hakaretler küfürler havada uçuşuyor. Bu kez gittiğimde eski ilçe başkanları oradaydı. Partinin tecrübesi, kadınları, gençleri oradaydı. Ben de bir konuşma yaptım. Umut veren, birleştiren, bütünleştiren, geleceğe ilişkin pozitif şeyler konuşuldu. Hala da aynı tutumdayım. Kişilerle işimiz yok. Zihniyetle sorunumuz var. Bizim anlayışımızda olan herkesle biz birlikte olabiliriz. Eskiden yaptığı hatalar da önemli değil. Çok büyük hatalar değilse yine beraber olabiliriz. İnsanları mahçup etmek, bir hata yaptıysa onu ötelemek. Zaten insan kaynağı sınırlı partide. Hepimiz hata yapabiliriz. Eksik yapabiliriz. O insanı linç etmek, dışlamak doğru değil. İnsan kaynağımız zaten çık sınırlı. Çok insan siyaset yapmıyor. Onları dışlamak doğru değil. Herkese fırsat vermek, herkesle el uzatabilmek. Ellerimizi açmamız, uzatmamız lazım. Yumrukları sıkarak siyaset yapamayız. Siyasetçinin zaten böyle bir lüksü de yok. Ne toplumun kesimini, ne partili arkadaşlarını dışlayabilir. Herkesin oyu bir tane. Ayakkabı boyacısının da profesörün de oyu bir tane. Herkesin oyuna, katkısına ihtiyacımız var.Mutsuz olan biri varsa, dışlanmış biri varsa, hem ülkeye, hem partiye hem demokrasiye tehdit demektir. Dışlamayacaksınız, hakir, hor görmeyeceksiniz. Dön dolaş demokrasi ve ülkenin başına iş açacaktır. Toplumu da kişileri de partilileri de dışlamamak lazım.
ÖRGÜT ÖNSEÇİME HAZIR Örgüt ön seçime hazır. Üç yıldan beri on binlerce kişi üyelikten çıkarıldı. Sandığından sıfır oy çıkanlar elendi, partiden atıldı. Sandığında sıfır oy ne demek ya oy kullanmadın ya da başka partiye oy verdin demektir. Birden fazla partiye üye olanlar var. Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı onları da attı partilerden. Diğer partilerden de çıkardı onu. Yeni üyeler var on binlerce. Mobil değil, akraba, aşiret, hemşehri değil, kendiliğinden gelen on binlerce üye var İzmir’de. Biz geldiğimizde üye sayısı 70-80 bindi şimdi 125 bine çıktı. Yüzde 50 arttı. Hep yeni üye. Kimsenin tanımadığı gençler, kadınlar, yeni insanlar. Genel merkez aidat ödemeyi kolaylaştıran, cepten, internetten sistem getirdi. Ayda 1 TL. Pahalı da değil. CHP’ye üye olan herkes cep telefonunun tuşuna bastığında belki de küçük bir telefon görüşmesi ücreti kadar bedelle aidatını ödeyebilecek ve oy kullanabilecek. Bankaya gidip havale ücreti ödemesine de gerek yok. Hem hakim denetiminde olacak. Şaibe, başka bir kaygı yok. Okullarda sandıklar kurulacak. Diyelim Karşıyaka’da 7 bin kişi oy kullanacak. 20 sandık kurulacak. Her sandığa bir memur atanacak. Sandık kurulları oluşacak. 8’de başlayıp 17.00’de bitecek.Pusulalara en az 7 kişi, işaretlenecek. En fazla 13 kişi işaretlenecek.. Sayımı, oy kullanımı, kampanyası kolay. Bir bölgede bizim ikinci bölgede 16 ilçe var. Diğerinde 14 ilçe var. Her bölgede üye sayısı eşit. 60 bin dolayında. Katılımın yüzde 65-70 olacağını ön görüyorum. Bu bölgede 60 bin üye varsa, yaklaşık 40 bin kişi her bölgede bu da büyük oy demek. Orta Anadolu'da ilin nüfusu kadar seçmeni kadar bir sayı. Bu da önemli. Manipülasyona kapalı. Beydağ'dan da Kınık'tan da Foça'dan da Menemen’den de alacaksın.
ÖNSEÇİM OLURSA SUÇLU ARANMAZ Ön seçim olduğunda kimse şikayet edemez, etmemeli. Bu tartışmalar bitecek. Herkes aslanlar gibi çıkacak. Ben önemli bir insanım. Beni örgüt istiyor, halk istiyor ama genel merkez istemiyor. Ya da beni il başkanı engelledi gibi şeyler olmayacak. Bazen toplantılara gidiyorum. Herkesi konuşturuyoruz. Kalkıyor, beni meclis üyesi niye yazmadın diyor. Ben seni nerden yazmamış oluyorum. Suçlu aranır hep. Aziz Kocaoğlu onu yazmadı, bunu yazmadı. Genel başkan beni niye yazmadı. Genel başkan falan ilçenin falan meclis üyesini nasıl yazsın. Onun için bu tartışmalar bitecek. Herkes kendi emeğine, mücadelesine göre oy alacak. Parti içinde bir milat olacak bu. Yeni siyaset kültürü oluşacak partide. Çok iyi olacak diye düşünüyorum.
DAHA ÇOK HALKA GİDECEĞİM Milletvekilliği aday adalığımda daha çok halka gideceğim. Üye ve partiliye de gideceğim tabiî ki ancak halka da gideceğim. Aday olmak önemli ama halka da dokunmanız önemli. STK’larla, esnafla, dernekler, vatandaşla Türkiye siyasetini, AKP’yi ülkenin sorunlarını konuşmak gerekir. Bazı toplantılara gitti, toplantı sonunda “Hakikaten AKP ülkeyi ne hale getirmiş, CHP bu ülkede iktidar olmalı” yorumları yapıldı. CHP’yi anlatacağım.
STK’LARI BİR ARAYA GETİRDİK Son bir ayda Romanlar, Balkan göçmenleri ve Karadenizlilerle toplantı yaptık. Toplantılara STK’ların geniş katılımını çok önemsiyorum. Bütün dernek başkanları katıldı. CHP’ye olan ilgi beni memnun etti. “Bizi bir araya getirdiğiniz için teşekkür ederiz” diyenler oldu. Son yıllarda dernekler bir araya gelememiş kendi içlerinde biz bunu yaptık. Onları bir araya getirdik, sorunlarını dinledik, önerilerini dinledik. Partimizi anlattık. Bu toplantılar milletvekilliği aday adaylığı için yatırım değil. Böyle diyenler oldu. Genel seçim sürecinde partimize katkı koyacak toplantılardı.
İLÇE BAŞKANLARI ARASINDA KAYNAŞMA SAĞLADIK Geldiğimizden beri her ay ilçe başkanları toplantısı düzenledik. Her ay bir ilçe de yaptık. İlçe başkanlarının her ilçeye gelmesini sağladık. Belediye başkanları da katıldı toplantılar. Konuşma yaptırdık, hizmetlerini anlattılar. Daha bir kaynaşma oldu. Kınık ilçe başkanı, Çeşme Belediye Başkanı’nın ne yaptığı gördü. Partililik pekiştirdi.
KİMSEYİ KAYIRMADIM İl yönetimimle, ilçe başkanlarımla hiç kavga etmedim. İş odaklı çalıştık. Ben ilçe başkanlarının il yöneticilerinin amiri değilim. Hiyerarşi var ama onların kişiliklerine işlerine saygı duydum. Bu görevler gönüllü yapılan işler. Zor koşullarda görev yapıyorlar. Karşılıklı saygı sevgi çerçevesinde çalıştık. Bilgileri enerjileri yettiğince çalıştılar. Hepsine teşekkür ediyorum. Bana il kongresinde oy vermeyenleri bir kenara ayırmadım. Kimseyi kayırmadım.
AZİZ BEY’LE ABİ KARDEŞ GİBİYDİK Aziz Bey’le çalışmak kolaydı. Yeminle söylüyorum bana ve yönetime bir müdahalesi olmadı. Ben de onun işlerine karışmadım. Problem çıkmadı. Abi olarak kendisini seviyorum. Güven duymam, çalışkan olması, adil olması işleri daha da kolaylaştırdı. Abi-kardeş ilişkisi içinde çalıştık. Kendisi İzmir için bir şans. “Aziz Kocaoğlu bizim dediğimiz şekilde siyaset yapsın” diyenler oldu. Yok böyle bir şey. Milyonlarca insanın oyunu almış, partinin güvenini kazanmış birini kendinizin ölçülerine getirmeye çalışmayacaksınız. Saygı duyacaksınız. Kentin her şeyini savunan, kenti yağmalatmayan belediye başkanına sahip çıkacaksınız. “Bizim dediğimizi yap” diyemezsiniz.Muz cumhuriyeti mi burası benim dediğimi yap diyeceksiniz. Demokrasi tahammül işi…
SİYASET SADE ÜYE OLARAK DA YAPILIR Siyaset kariyer planlaması değil. Siyaset yapmaya hangi görevde olursam olayım yapmaya devam edeceğim. Ömrüm elverdiği sürece hangi görevde olursam olayım CHP’de siyaset yapacağım. Her zaman doğruları savunacağım. Sade üye olsam da, milletvekili olsam da doğruları anlatacağım. Sade bir üye olarak da çok şeyleri değiştirebilirsiniz. Görüşlerini sokakta paylaşarak büyük işler başarırsınız. Görevlere seçilmediğini zaman siyaset bırakırsanız olmaz. Samimi olmaz. Siyaset bir şey olmadın diye bırakılacak bir şey değil. Siyaset hobi değil.
RAKİP PARTİYE ÇALIŞANLARIN SUÇU YOK MU Yerel seçimde 8 ilçe kaybedildi. Kaybedilen ilçelerde tek sorumlu ilçe balanı mı, il başkanı mı…Rakip partiye çalışanların suçu yok mu…Biz kaybedilen ilçelerde görevden almalara gitmedik. Kimseyi rencide etmedik. Bazı başkanlar kendileri bıraktı. Görevden almadık. Kongreler yapıldı. Yönetim içinde seçimler yapıldı. Bu emeğe saygıdır. Çalışan partilileri bulmak kolay mı…
İZMİR EĞER KÖYSE İNSANLAR NEDEN İZMİR’E GELİYOR AKP İzmir kötü yönetiliyor, köy gibi diyor. Köy gibiyse insanlar neden İzmir’e yerleşmek istiyor. İstanbul’dan kaçtıkları için. Anadolu’da nefes alamadıkları için. İstanbul’da gününü trafikte geçirdiği için, Anadolu’da kızını okula gönderemediği için İzmir’e geliyor insanlar. Son bir ayda dünyada 2 bin belediye arasında en başarılı en rahat şehir sıralamasında son 25 kaldı İzmir….Neden kalıyor…Biz AKP gibi ödül dağıtan sıralama yapan firmalara para mı veriyoruz. Büyükşehir’in kasası para dolu. Belediye başkanı iktidardan tek bir şey istiyor “ Beni engelleme” diyor. Tünel yapıyorlar. Şeşbeş vaziyette. Yanlış yaptılar iptal ettiler. Üstelik özel sektör. Bitince vatandaş parayla geçecek.Vatandaşı AKP müşteri gibi görüyor.
EŞİME TEŞEKKÜR EDİYORUM Eşim İlke Hanım hep arkamda oldu. İşlerimde yardımcı oldu. Çok fedakarlık yaptı. Ben partim adına çalıştım, fedakarlık yapmak ona düştü.
PROGRAMIN TEKRARINI DİNLEMEK İSTEYENLER İÇİN GECE SAAT 00:00'DAN İTİBAREN 92.2 RADYO EGE POSTASI (KRT FM)'NDA TEKRAR YAYINI OLACAKTIR.