Yarimadayi hoyrat bir şekilde paylaşmaya çalişiyorlar
“Dört katlı TOKİ evleri, mahalle sınırları içinde RES, su toplama havzasına taş ocağı, en güzel sahillerimizin açığına balık üretim çiftliği olmamalı” diyen Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç:
İZMİR- Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç bir parçası oldukları Çeşme Yarımadası’nın, Türkiye’yi dünyaya en iyi tanıtabilecek, ülkemizin turizm gelirlerini arttıracak yegane bölgelerin başında geldiğini ama yarımada halkına ve yerel yönetimlere danışılmadan alınan kararlar ve yapılan planlamalar nedeniyle sıkıntı içinde olduklarını belirtti. Bugüne kadar bütün yerel yöneticileriyle, sivil toplum örgütleriyle ve yöre halkıyla bu bölgeyi hem mimari, hem de coğrafi olarak korumaya çalıştıklarını, bundan sonra da bu misyonu devam ettirmek için çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.
DÜNYA STANDARTLARINDA TEMİZ ENERJİ TANITIM İÇİN DE İYİ AMA YERİ YANLIŞ
“Bölge planlamaları yapılırken neden yerel idaresiyle, burada yaşayanıyla, herkesle konuşarak yapılmaz'” sorusunu yetkililere soran Muhittin Dalgıç, “Yarımadanın sorunu o kadar çok ki. Mahalle sınırları içinde RES, dört katlı TOKİ evleri, su toplama havzasına taş ocağı, en güzel sahillerimizin açığına balık üretim çiftliği olmamalı. Evet konut ihtiyacı var. Ama bu yüksekliklerde, bu bölge mimarisine uygun olmayan konuta ihtiyacı yok. Evet temiz enerjiye ihtiyaç var. Üstelik temiz enerji tanıtım için de çok iyidir dünya standartında. Ama alanları yanlıştır. Konutun da alanı yanlıştır, temiz enerjinin de. Bu bölgedeki tek su kaynaklarını yok edecek taş ocaklarına da kesinlikle karşıyız. Taş ocağına da ihtiyaç vardır ama bölgesinin isabetli belirlenmesi lazım. Bunu da en iyi belirleyecek kurum yerel idaredir, buradaki yaşayan insanlardır” diye konuştu.
BAKANLIK “ARTIK YEREL MİMARİYE DÖNECEĞİZ” DEDİ, BİZ DE BUNU SÖYLÜYORUZ
Belediye olarak Nisan ayından bu yana kentin içindeki 27 hektarlık koruma imar planlarını bitirdiklerine dikkat çeken Dalgıç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun örneklerini daha önce de vermiştik. Korumacı turizmin bölgeye nasıl katkı sağladığını ve bu mirası gelecek kuşaklara nasıl taşıyabileceğimizi zaten gösterdik. Ama bu saldırıları da durdurmamız lazım. Biz belediye olarak bu işlerde üzerimize düşenin bütününü yerine getiriyoruz, hepsiyle ilgili hukuki mücadelelerimizi zaten yapıyoruz. Ama maalesef çok hoyratça bir saldırı var. Ben bunu açıkça söylüyorum. Birçok şey sorulmadan planlamaya çalışılıyor. Çevreyle ilgili yürütmeyi durdurma kararları var, mahkemelerde açılan davalarda Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ile ilgili olumsuz bilirkişi raporları var. Biz bölgenin konuta ihtiyacı yok demiyoruz. Sadece ne şekillerde yapılması veya yapılmaması gerektiğini söylüyoruz. Çeşme’nin, yarımadanın elbette toplu konuta ihtiyacı var. Ama bu şekilde ve bu yerde değil. İlk baştaki aynı düşüncemi devam ettiriyorum. Sizler binanın sövelerini maviye boyayıp, girişine bir cumba yaparak bölge mimarisini yaşatamazsınız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir açıklama yaptı ve ‘Biz artık yerel mimari ve yerel malzemeye döneceğiz’ dedi. Biz de bunu söylüyoruz, başka bir şey söylemiyoruz ki. Üstelik bunu yeni de söylemiyoruz, 10 senedir söylüyoruz.”
EVLERİN 500-600 METRE YAKININDA ‘RES’ OLUR MU'
Planlar yapılırken 30 sene, 50 sene sonra yarımadanın gelişme düzeyinin hesaplanmak zorunluluğu olduğunu ama maalesef bunun yapılmadığını vurgulayan Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, “Bakanlık Rüzgar Enerji Santralleri’nin (RES) önünü açabilecek şekilde yeni bir şey yayınladı. Biz temiz enerjiye de karşı değiliz, aksine destekliyoruz. Ama RES’lerin her alana kurulması gibi bir şey mümkün değil, evlere 500-600 metre yakın bir alanda olmamalı. İlçemizin doğu tarafında (Karaköy civarında) kurulan RES’lerle ilgili hiç kimsenin bir şikayeti yok. Türkiye’de bir başka Çeşme yok ki mahalle sınırları içine RES kurulmaya izin veriliyor. RES’lerle ilgili olarak asıl sorun bakanlıkta. Yatırımcı gidiyor bakanlığa, ‘Ben bu bölgelerde lisans almak istiyorum’ diyor. Sen bakanlık olarak o bölgeyi tahsis etmesen, vermesen, bu sorun daha en başta yaşanmayacak işte. Bunu önce bakanlık veya ilgili kurum vermeyecek. Kurallar baştan konur. İlgili kurum bunun kurallarını koymadığı için bu sıkıntıları yaşıyoruz” dedi.
YARIMADA ELDEN GİDİYOR, EYLEM ZAMANI
Yarımadanın ne yazık ki hoyrat bir şekilde paylaşılmaya çalışıldığına, her kurum ve kuruluşun kendi yapısı içerisinde bir şeyleri planladığına dikkat çeken Dalgıç, yarımada sakinlerinin bu uygulamalara karşı ortak eylem yapmalarını isteyerek şöyle konuştu:
“Bölgenin tek su kaynağı olan ve Uzunkuyu’dan da dahil bütün alanların suyunu getiren, halk arasında Hırsızdere diye adlandırılan Issızdere’nin üzerine taş ocağı ruhsatı verdiler. Buradaki yaşamı çok ciddi baltalayan bir işlemdir bu. Benim bildiğim 20-22 kuruluş plan yapma yetkisine sahip. Çok yakında belki bizden de yetkilerin hepsini alacaklar. Bütün sahillere göz diktiler. Savunmaları da şu: ‘İşte belediyeler beceremiyor, görüyorsunuz bütün sahilleri rezil ettiler’. Ama bu Çeşme yarımadasına için geçerli değil. Bizdeki planlamaların çoğu 70’li yıllardan. O yapılan sitelere bakın. Ruhsat ve yapılış tarihleri bellidir. Burada belediyeler sınıf geçmiştir aslında ve iddia edilenin aksine çok daha iyi planlama yapılmıştır. Yarımada sakinleri olarak, daha geç olmadan yanlış uygulamalara dur demeliyiz. Eğer sesimizi Ankara’ya duyuramazsak bölgemiz elden gidecek. STK’lar bir an önce bir araya gelerek eylem planları yapmalılar.”