Sevdiğiniz bir insanın tabutunun başında durmak…
Hayatın size yaşattığı en ağır anlardan biri.
Bugün, canım kardeşim Onur Günay’ı ebediyete uğurladık. Bu, hepimiz için en zor günlerden biriydi. Yaşadığımız üzüntünün tarifi var mı, emin değilim. Ama bugün, hayatımızın en acı günü olarak hafızalarımıza kazındı.
Onur’un gidişiyle yalnızca bir kardeşi değil, aynı zamanda bir dostu, bir yoldaşı kaybettik.
Bazı insanlar vardır; hayatınıza bir kez girer ama etkisi bir ömür sürer.
Onur Günay benim için öyle biriydi.
Kardeşten öte, yol arkadaşıydı.
Tartışmadan, kalp kırmadan yılları devirdik.
Ve şunu net söyleyebilirim ki, siyaset gibi dikenli bir yolda böyle bir dost bulmak, altın bulmaktan daha zordur. Ama Onur hem siyasetçi hem de “güzel insan” olmayı başarmış nadir biriydi.
Genç yaşına rağmen siyaset kulislerinde fırtına gibi esen, tavırlarıyla net bir duruş sergileyen Onur’u sevmemin en büyük nedenlerinden biri de buydu. Yıllar önce Manisa’daki bir CHP il kongresinde karşılaşmıştık.
Özgür Özel’in desteklediği aday için oradaydı. “Kazanma şansınız yok, ne işin var burada?” diye sorduğumda, hiç unutmam, gülümseyerek şöyle demişti:
“Benim işim seçim sonucu değil, dostlarıma olan desteğimi göstermek.”
İşte Onur tam da buydu.
Sonuçlara değil, değerlere inanırdı.
İnsanları kazanmak onun için bir görev değil, yürekten gelen bir tavırdı.
Özgür Özel’in, Onur Günay’ın cenazesinde yaptığı konuşma, bu dostluğun ne kadar gerçekçi ve derin olduğunu ortaya koyuyor. Genel Başkan Özel’in sözleri, Onur’un yalnızca bir kardeş değil, aynı zamanda bir iz bırakan olduğunu gösteriyor:
“Şeker hastasıydı, dinlenmezdi.Diyet yapması lazımdı ama dikkat etmezdi. Bir gün odama geldi, elinde iki çerçeve vardı. 'Siyasete girdiğiniz günden bugüne sosyal medya hesaplarınızı taradım. Biri en mutlu gününüz, diğeri en mutsuz gününüz' dedi. Soma’nın altına asalım dedi. Gezi’de kırmızılı kadın fotoğrafın altına da mutlu olduğunuzu asalım. O fotoğrafları 4 sene odama astım. Her gelene gösterdim.”
Şimdi düşünüyorum da, Onur yalnızca siyasetin içinde değildi.
O, bir vefa abidesiydi.
Bir dostun zor zamanlarında omuz vermenin, mutlu anlarında yanında olmanın simgesiydi. Bu dünyadan erken göçtü ama geride bir hikâye bıraktı. Öyle bir hikâye ki, ona dokunan herkesin yüreğine işledi.
Benim güzel kardeşim Onur…
Seninle bu yolda yürümüş olmak bile bir şereftir. Seni her zaman sevgiyle ve özlemle anacağım. Gittiğin yerde ışıklar içinde uyu. Çünkü sen, bu dünyanın en aydınlık yüzlerinden biriydin.
Ve Mustafa Günay Başkanım, ağabeyim…
Allah sana sabır versin.
Bu acı nasıl unutulur ya da unutulur mu, bilemiyorum.
Ama şunu bilmeni isterim ki, Onur’un geride bıraktığı herkes senin bir Onur olacaktır.
Onun ışığını ve mirasını yaşatacak, onun adıyla büyüyecek dostluklar daima senin yanında olacaktır.