Sakin gibi görünen suların altında öyle bir kaynama var ki... İzmir’de siyaset fokur fokur!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Aslanoğlu’yla yola devam” dedi mi?
Dedi.
Peki örgüt “tamam başkan” dedi mi?
Hiç sanmıyorum.
Herkes susuyor, kimse çıkıp açık açık itiraz etmiyor. Ama kulislerde diplomasi trafiği var, hem de öyle böyle değil!
Telefonlar susmuyor, kahveler soğumuyor, mesajlar uçuşuyor…
13 Ekim Kararı Her Şeyin Başlangıcı Olabilir
Gözler 13 Ekim’de görülecek davada.
Çünkü eğer Şenol Aslanoğlu mahkemeden “cezalı” çıkarsa, partinin başına koca bir bela sarılmış olacak.
Düşünsenize: Ceza almış bir il başkanı…
O koltukta nasıl oturacak?
Oturamayacak.
Otursa bile kimse orada oturmuş saymayacak.
İşte CHP örgütlerinin asıl kaygısı da bu.
Olası bir mahkûmiyet kararında, “Seçilmiş ama cezası kesinleşmiş” bir il başkanını kim, nasıl savunacak?
Üstelik bu dava sıradan bir dava da değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bile grup toplantılarında o dosyayı dilinden düşürmüyor. AK Parti kurmayları her mikrofon bulduğunda “CHP’de yolsuzluk, CHP’de çete” diye bağırıyor. İzmir gibi 'CHP’nin kalesinde,' bu kartı onlara kendi elimizle verelim mi yani?
Diplomasi Devrede: Eşki'nin Hamleleri Sessiz Ama Etkili
İşte bu yüzden diplomasi trafiği hızlandı.
En dikkat çeken isim ise Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki. İlçe kongrelerinde yıldızı parlayan, tabandan ciddi destek alan Eşki, bu süreci sadece izlemiyor, aktif olarak yönetiyor.
Kulislere göre, Ömer Eşki son günlerde genel merkeze “Bu karar gözden geçirilsin, bu yol kazayla sonuçlanmasın” mesajını farklı kanallardan iletiyor.
Direk söylemiyor belki ama diplomatik dili gayet iyi kullanıyor.
Yani özetle; “Aslanoğlu’yla bu iş yürümez, İzmir’deki dengeleri bozar” diyenlerin sayısı az değil.
Ama Özel’in kafası karışık...
Bir yandan “örgüt iradesi” diyor, diğer yandan “tutuklu adayla devam” diyerek bizzat kendi örgütüne güvenmediğini gösteriyor.
E hani “değişim”?
E hani “yeni siyaset anlayışı”?
E hani “CHP’ye yeniden umut olacağız” sözleri?
Krizden Çıkış Yolu: PM Formülü Masada
Açık konuşalım: Şenol Aslanoğlu’nun il başkanlığı koltuğunda oturması ne etik açıdan, ne siyasi açıdan ne de örgütsel açıdan sürdürülebilir değil.
Herkes bunun farkında. En çok da örgüt farkında…
Bu yüzden en mantıklı çıkış yolu şu: Genel Merkez, Aslanoğlu’na “Sen bu süreci daha fazla germeden Parti Meclisi’ne geç” teklifini sunsun.
Hem kriz çözülür, hem de Aslanoğlu gözden çıkarılmış olmaz.
CHP’de kazan-kazan diye bir şey varsa, bu formül onun tam karşılığıdır.
Ama tabii siyaset bu…
Duygularla değil, dengelerle oynanır. Ve görünen o ki, İzmir’deki dengeler çoktan bozuldu.
Yarın ne olur bilinmez…
Ama bugünden şunu söyleyebilirim:
İzmir’de kriz kapıda, kapıyı çalan ise “inatla sürdürülen yanlış bir ısrar.”