İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ‘uzlaşı adayı’ için çıktığı yolda önceki gün sürpriz bir şekilde kamuoyuna dayattığı Deniz Yücel adaylığını açıkladı.
Yücel’in basın açıklamasına CHP örgütünden kimsenin katılmaması dikkatlerden kaçmadı. Toplantıda Aziz Kocaoğlu’nun yıllardır askerliğini yapan birkaç meclis üyesinden başka kimse yoktu.
Ne bir ilçe başkanı ne de bir il yöneticisi vardı. Örgütün dışladığı İl Başkan adayı Deniz Yücel basın açıklamasına çocuğu ve eşi ile katıldı.
Yücel’in basın toplantısında ne söyleyeceğini ben de çok merak ediyordum ve dikkatle dinledim.
Kullandığı bir ifade vardı ki; CHP açısından ürkütücüydü…
Basın mensuplarının “tecrübesiz” ve “örgütte emeği yok” eleştirilerini sorması üzerine Yücel, “Ben örgütün tüm emekçilerine emeklerine saygı duyuyorum. Tüzüğümüze göre bu görevlere aday olabilmek için ‘emek’ kriteri yoktur. Bunun bir ölçüm tarzı yoktur” diyerek verdiği cevap siyasi acemiliğini ortaya koyuyor.
Oysa CHP’nin Genel Merkez binasında “Emek en yüce değerdir” yazar.
Kemal Kılıçdaroğlu emekten yana insandır, tescillidir.
Partisi, emeğin hakkını savunur.
CHP seçim bildirgesine,
Kılıçdaroğlu’nun ağzından; “Emek en yüce değerdir ilkesini ve insan onurunu gözeteceği” sözü konulmuştur.
CHP’nin ana ilkelerine oturmuş ve bütün seçim bildirgelerinde yer alan “Emek” kelimesinin tüzükte yerinin olmadığı için “Tüzüğümüze göre bu görevlere aday olabilmek için ‘emek’ kriteri yoktur” sözünü söyleyen bir kişinin Türkiye’nin en önemli ilinde bu kentin en önemli adamı tarafından aday gösterilmesi ise örgütle dalga geçmektir.
Ve basın açıklamasın bir bölümünde ise “İzmir bir uzlaşı adayı arayışındaydı. Benim bir çalışmam olmadı” diyor. “Kocaoğlu’nun adayı mısın” sorusuna 'Aziz Bey bana destek verirse bu bana onur verir! Ben kimsenin adayı değilim, CHP örgütünün adayıyım" diye yanıt veriyor. Yücel örgütün gözlerinin içine baka baka bu cümleleri kurarken onları kandırdığını sanıyor…
Doğruları söylemiyor…
Kalkıp orada “Ben çalışma yapmadım, Aziz Bey bana destek verirse benim için onur verici olur” sözlerini söylemek yerine, “Ben hiçbir çalışma yapmadım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız beni aradı bana bu görevi teklif etti. Bu benim için büyük bir onurdur. Bu görevden kaçmam mümkün değildi, CHP’nin İl Başkanı olmak büyük onur bu görevden kaçamazdım” vs gibi bir açıklama yapması daha samimi ve doğru olurdu.
Daha yola çıkmadan laf cambazlığı yaparak örgüte doğru söylemeyen bir kişiye bu örgüt nasıl görev verecek…
Zaten örgütün böyle bir niyeti de yok…
Deniz Yücel ismine tepkiler her geçen gün artıyor…
Kongreden çıkması neredeyse imkansız.
Öte yandan CHP’nin DNA’ları ile oynayanlara birkaç şey yazmak gerekiyor… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adana İl Kongresi’nde “Bir CHP'li çıkar 'Ben ne olacağım'' derse derhal CHP'den istifa etsin. Bizim kapımız bunlara kapalı. Parti içinde asla kavga istemiyorum. Delege hesabı yapanların partide işi yoktur” sözünden sonra delegelerin üzerinde pazarlık yapan ya da onlar adına pazarlık yapan kişilerin önümüzdeki dönem CHP’de yeri olmayacaktır.
Konak Yalı Grubu’ndan Serkan Kalmaz ve Ali Karamustafaoğlu’nun Yücel’in basın toplantısına katılması dikkat çekti. Yalı Grubu’nun il başkanlığında kilit noktada olmak için hamle yaptıklarını ve “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile aralarında yaşanan krizin çözülmesi için bir fırsat gördüklerini düşünüyorum”
Bunun bence başka da bir anlamı yok.
Örneğin Deniz Yücel gibi siyasette yeni olan fakat “Cin olmadan adam çarpmaya çalışan” isimler var.
Buca’nın havasından mı suyundan mı anlayamadım…
Buca İlçe Başkanı Kasım Akdağ, Buca delegeleriyle yapılan toplantıdan sonra “İl başkanlığı ile ilgili süreci takip etmek ve çıkacak il başkan adayları ile ilgili gerekli görüşmeleri yapma yetkisi tekrar tarafıma verilmiştir. Bugüne kadar resmi adaylık açıklaması yapan hiçbir il başkan adayı ile ilgimiz yoktur” diyerek açıklama yapıyor.
Ama yine Akdağ’ın yakın arkadaşı Serkan Kalmaz İl Başkan adaylığını açıklayan Deniz Yücel’in basın açıklamasında fotoğraf veriyor…
Bu ekip içinde yaşanan çelişkiyi ortaya koymaz mı'
Bu durumda delegeler İlçe Başkanı Akdağ’ın yaptığı, “Adaylık açıklaması yapan hiçbir İl Başkan Adayı ile ilgimiz yoktur” açıklamasına mı inansınlar yoksa kalkıp İl Başkanlığı açıklaması yapan Deniz Yücel’in arkasında ben buradayım diyen Serkan Kalmaz’a mı inansınlar…
Deniz Yücel’in isminin açıklanması üzerine “Buca delegesinin büyük bölümü biz bu adama destek vermeyiz” diyerek kurulan WhatsApp grubundan isyan ettikleri ifade edildi.
Yani anlayacağınız…
Deniz Yücel’in arkasında duracak yapının çok sağlam olduğunu düşünmüyorum… İl Başkan adaylığı için yola çıkan Deniz Yücel’in acaba seçim çalışmasını kendisi mi yapacak yoksa yanına İzmir’i bilen birkaç kişi mi verecekler…
POLİTİKA
Sayfa başına git