POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

18 işçinin göçük altında kaldığı maden şirketinden ilk açıklama geldi. Açıklamada "İşletmekte olduğumuz maden ocağında tüm iş güvenliği tedbirleri alınmış, bu zamana kadar gerekli denetimlerin hepsi yapılmış, maden ocağı hukukun emrettiği şekilde işletilmiştir. Kazanın oluş nedeninin şu anda tespit edilmesi imkansız olmakla birlikte, içeriden kurtulan kardeşlerimizin bize verdiği bilgeye göre doğal bir afetten bahsedilmektedir..." denildi.

Bu fotoğraf, 18 maden işçisini yutan kömür ocağına ait. Dün akşam saat 18.40 sıralarında çekildi. İşçilerin çalışmalarını tamamlayıp çıktıkları, nefeslik ve nakliye için kullanılan yer. Bu bölüm, yaklaşık 350 metreden oluşuyor. Çalışmalar 230’uncu metrede devam ediyor. İşçiler ise 350 metrelik bölüm geçildikten sonra, aşağıya düz olarak inen 50 metrelik bölümdeler.
 

 
Madenin üç çıkışından birine ait ve faciadan 30 saat 25 dakika sonra çekilen bu fotoğrafta, kurtarma ekipleri, 18 maden işçisine ulaşmak için çabalıyor. Ancak işleri hiç de kolay değil. Zira çalışmalar güçlükle yürüyor. Kurtarma ekibinde yer alanlardan biri de A.K. Kazanın ardından çağırılan A.K., tahlisiye ekibinden. Dün sabah saat 03.30’da 12 kişilik ekiple birlikte madene inmiş. Sabaha karşı yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kurtarma çalışmaları başladıktan sonra sabaha karşı 02.30’da telefonla arayıp acele ocağa çağırdılar. Aşağı indiğimizde 03.30’du. Sabah 09.30’a kadar aralıksız çalıştık. Aşağıya sabaha kadar su borusu çektik dalgıç, motor, pompa indirdik. Toplam dört motor çalıştı.”
 
MOTORLAR BALÇIK YÜZÜNDEN BOZULDU
Ancak kurtarma ekibi sadece suyla mücadele etmiyor. Balçık, işlerini hayli zorlaştırıyor. A.K. bununla ilgili şöyle devam ediyor: “Monte ettiğimiz motorlardan ikisi su artık balçık halini aldığından, mil yüzünden bozuldu. Yeni dalgıç motorlar sallandırıldı. 220-230 metreye kadar indik. Daha 90-100 metrelik bölüm aşağıya kadar su doluydu. Suyu çektikçe yeniden su geliyor. Bizim olduğumuz saatlerde ancak 2 buçuk metre su çekilebildi. Balçığa çakılması çalışmaları zorlaştırıyor.  Arkadaşlarımızın bunun da altında olan anayol düzlüğünde olduğu tahmin ediliyor. Dinlenip akşamüstü 18.30’da tekrar indim.”
 
A.K., çalışmalarını tamamlayıp madenden çıktıktan sonra yaşadığı zorluğu ise şöyle anlatıyor: “Aşağıda da yukarı çıkınca da zor anlar yaşadık. Ailelerin hepsi yanımıza koşuyor, haber bekliyor. Ama en acısı kimsenin yüzüne bakıp da bir şey diyemiyoruz.”
 
OCAKTA MAHSUR KALANLAR
Osman Çoksöyler, Hüsnü Çolak, Ali Haznedar, Kerim Haznedar, Mehmet Tokat, Hüseyin Çolak, İsa Gözbaşı, Bahri Üzer, Kamil Yaman, Tezcan Gökçe, Uğur İlhan, Hüseyin Gültekin, İsmail Gürses, Mehmet Baha, Mehmet Özcan, Hasan Tuncer, Recep Çiloğlu, Ömer Cansu.      

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Dalgıçlar indiler, baktılar çok fazla girmelerinin anlam ifade edemeyeceğini, orada 3-4 metre bile dalamayacaklarını söylediler. Daha sonra kendi can güvenlikleriyle ilgili sıkıntının doğacağı anlaşıldı. Biz buna rağmen ‘girin’ talimatı veremeyiz. Onlar da bizim için son derece önemli, yapılan tetkiklerde hem masada hem de suyun yanında böyle bir sonuca varıldı. Aşağıda 10-12 bin ton su var. Suyun ne kadar beslendiğini bilmiyoruz. O yüzden boşaltma konusunda zaman veremeyiz.
 
 
3 SAVCI GÖREVDE
GÜNEYYURT’ta meydana gelen maden kazasını soruşturmak amacıyla 3 savcıdan oluşan bir ekip kuruldu. Savcılık kaynakları, Hürriyet’e, “Hak, hukuk ne gerektiriyorsa o yapılacak, kimsenin endişesi olmasın” diyerek, soruşturmayla ilgili şu bilgileri verdi: “Kazanın ardından 3 ayrı Cumhuriyet savcısı olay mahalline giderek, şirketin tüm evraklarına, haritalarına, bilgisayarlarına el koydu. Üniversiteden ve Adli Tıp Kurumu’ndan oluşan iki ayrı heyet kuruldu. Kurtarma işlemleri tamamlandığı takdirde güvenlik önlemi alınacak ve heyet ile birlikte madene inerek ilk incelemeler yapılacak.”


BALIKADAMLARI TEHLİKEYE ATAMAYIZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik Biz aşağıda iken tahliye hattında bir sorun oldu. Plastik boru işlevsiz hale geldi. Bu bir zaman kaybı. Su baskınının nasıl olduğunu ancak su atımından sonra bir neticeye ulaştırmak mümkün olabilir. Teknik olarak herkes ne yapması gerekiyorsa geldi, baktı. Eğer yapacakları bir şey var ise yapacaklar. Daha içeriyi görmeden konuşmak doğru değil. Balıkadamların hayatlarını da tehlikeye atmak doğru değil. Onlar ne yapacaklarını biliyorlar. Yapılacak bir görev varsa onun için gelmişler zaten. Eğer yapamıyorlarsa şartlar uygun değil.

BAKANDAN ÇARESİZLİK İTİRAFI
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, “Bu acı çekilecek gibi değil. Ocağı kapatacağımız zaman işveren 50 kişiyi devreye sokuyor. Sorumluluk hepimizde can önemliyse kapatırız. Ancak ‘Tehlike geliyor’ diyecek olan buradakilerdir. İşverenler ‘İşçiye 3 kuruş ödeyeceğiz’ diye işçiden 5 kuruşu kesiyor. Biz o parayı kesilsin diye vermedik. Buradaki talihsizlik yasanın yeni yürürlüğe girmesi. Keşke kayıpsız aklımız başımıza gelse” yanıtını verdi.
 
Çelik, “Denetime gelen müfettişleri görmüyoruz” diye dert yanan işçilere de “Şerefsizlik yapıyorlarsa bu alçaklıktır” karşılığını verdi.
 
GÖÇÜKLER OLUYOR
Karaman’ın Ermenek ilçesi su baskınında mahsur kalan işçileri kurtarma çalışmaları aralıksız devam ediyor. Madende 'Ahtapot' adlı verilen su tahliye aracının devreye girmesiyle madendeki su seviyesi düşmeye başladı.
 
Ekipler 24 saat boyuncu aralıksız çalışma yürütüyor. Madende biriken su nedeniyle 1-1.5 metrelik çökmeler oldu.
 
Bakanlar Taner Yıldız, Lütfi Elvan ve Faruk Çelik, saat 10.00 itibarıyla son bilgileri paylaştı.
 
Bakan Yıldız, "Suyu boşaltıyoruz ama 1-2 metrelik çökmeler oluştu. 18 işçi kardeşimizle alakalı umutlarımızın azaldığını söylemem gerekir. Her metreyi aştıkça karşımıza yeni şeyler çıkıyor. Burada 24 saat kesintisiz çalışma yapılıyor" dedi.

VE ŞİRKETTEN İLK AÇIKLAMA
Şirketten yapılan açıklamada ''İşletmekte olduğumuz maden ocağında tüm iş güvenliği tedbirleri alınmış, bu zamana kadar gerekli denetimlerin hepsi yapılmış, maden ocağı hukukun emrettiği şekilde işletilmiştir. Kazanın oluş nedeninin şu anda tespit edilmesi imkansız olmakla birlikte, içeriden kurtulan kardeşlerimizin bize verdiği bilgeye göre doğal bir afetten bahsedilmektedir..."