İZMİR-Efemçukuru Köylüleri, köyde altın madeni işletmek isteyen Tüprag Metal Madencilik A.Ş.'ye topraklarını satmaya yanaşmayınca Bakanlar Kurulu, 2008 yılında köylüye ait 35 parsel hakkında 'yurt savunması için acil durumda' kullanılan kamulaştırma yasasını uyguladı. Kararın ardından arazisi kamulaştırılan 35 köylü, kararın iptali için dava açtı. Ancak geçen zaman içerisinde madene bitişik iki parseli bulunan Ahmet Karaçam dışındaki davacılar şirket ile anlaşarak arazilerini sattı.
Köyde keçi çobanlığı yaparak yaşamını güçlükle sürdüren Ahmet Karaçam yaklaşık 25 dönüm tutan arazilerini kurtarmak için açtığı davadan vazgeçmedi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun Nisan ayında verdiği karar ile Ahmet Karaçam şirkete karşı zafer kazandı. Kurul, Efemçukuru'nda 'acelecilik' koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile davayı kabul etmeyen Danıştay 6. Dairesi'nin kararını bozdu.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararının ardından Elele Hareketi Dönem Sözcüsü Dr. Oya Otyıldız açıklama yaptı. Mahkeme kararının Efemçukuru Altın Madeni'ne verilen işletme izninin hukuka aykırı olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyleyen Otyıldız, "Sağlık koruma bandı oluşturmak için acele kamulaştırılan taşınmazlara henüz el konulmadan işletme izninin verilmesi özensizlik, ciddiyetsizliktir, İzmir'in sağlığını göz göre göre tehlikeye atmaktır. Bu karar karşısında İzmir İl Özel İdaresi'nin verdiği işletme iznini geri alması gerekmektedir" dedi. Otyıldız, Tüprag Metal Madencilik A.Ş.'ye verilen işletme ruhsatının iptali için idare mahkemesine dava açacaklarını da sözlerine ekledi.
YENİ TAKTİK
Ahmet Karaçam'ın avukatı Arif Ali Cangı ise Bakanlar Kurulu'nun acele kamulaştırmayı bu tür işletmelerin önünü açabilmek için sıkça kullanmaya başladığını söyledi. Cangı, "Sadece Ağustos ayında çoğunluğu HES'ler olmak üzere 30'a yakın acele kamulaştırma kararı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Acele kamulaştırma kararı kanuna göre vatan savunması gibi aciliyet gösteren durumlarda verilebilecek bir karar. Ancak Bakanlar Kurulu bu tür şirketlerin yolunu açabilmek için her türlü yola başvuruyor. Acele kamlaştırma da silah olarak kullanılıyor. Köylünün geçimini sağladığı toprak alınıp şirkete veriliyor. Ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararı ile başta Efemçukuru olmak üzere bu parsellerin vatan kurtarmadığını gösterdi" diye konuştu.
Daha önce Ahmet Karaçam'a ait davada red kararı veren Danıştay 6. Dairesi'nin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun verdiği bozma kararına uymak zorunda olduğunu hatırlatan Cangı, "Ahmet Karaçam şirketin, köylülerinin, akrabalarının baskılarına boyun eğmedi ve kararı iptal ettirdi. Ancak başta İzmir'i yöneten kişiler olmak üzere tüm İzmir'in hayati önem taşıyan bu konuya sahip çıkması gerekiyor" dedi. (DHA)