Kadın Erkek Eşitliği Derneği Başkanı ve CHP geçen dönem Parti Meclisi Üyesi Berrin Gürçay Dilekçi, Türkiye'de AKP’nin gerici politikaları ile kadına yönelik şiddetin arttığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da "fıtrat" çıkışıyla şiddet ve ayrımcılığı körüklediğini söyledi.
KAZETE Kadın Hakları Gazetesi İmtiyaz Sahibi Dilekçi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Eylem Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, bu yılın 25 Kasım’ını Dünyada ve Türkiye’de gericiliğin tırmandırıldığı, şiddetin ve sömürünün giderek arttığı koşullarda karşılandığına dikkati çekti.
Dünyada kadın nüfusunun yüzde 10’unun tecavüze maruz kaldığını, dünya üzerinde her ırk ve ülkeden 4 aileden birinde aile içi şiddetin yaşandığını , dünyada her yıl 10-12 milyon kız çocuğunun erken yaşta evlendirildiğini, mültecilerin yüzde 80’ini kadınlar ve çocuklar oluşturduğunu ifade eden Berrin Gürçay Dilekçi, Türkiye'deki kadının durumunu ise şöyle özetledi:
"- Ülkemizde gericilik giderek artarken kadına yönelik şiddet tüm boyutlarıyla yaşanmakta ve giderek karanlığa bürünen bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu tabloda Türkiye’de kadına yönelik şiddetin son 10 yılda 14 kat arttığı, aile içi suçların yüzde 90’ının da kadınlara karşı işlendiği görülmektedir. Bunun çözümü önce zihniyet devrimidir. Bu da toplumsal cinsiyet eşitliğini hayata geçirmek demektir.
Ancak bu ülkenin Cumhurbaşkanı, kadın erkek eşitliğini kendi inançlarına göre tarif ederek, "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz" ya da "Kadına annelik makamı verilmiş, feministlere anneliği anlatamazsınız" gibi gerici, çağdışı, halkı ayrıştıran ve kadının 'analık' duygularıyla oynayarak onu eve hapsetmek isteyen bu dayatmalarıyla devlet ve hükümet yetkililerinin kadına yönelik şiddeti engelleme gibi bir kaygı taşımadığını açıkca gösteriyor..
Oysa kendi vatandaşını korumakla görevli sosyal devlet, 10 ayda kocaları tarafından öldürülen 255 kadının sorumluluğunu almış olsaydı; bugün yüzünü çevirdiği batı ülkelerinde yıllardır uygulanan, şiddete uğrayan kadınlar için oluşturulan "Sosyal Güvenlik Kurumu"nu hayata geçirirdi. Ama bunun için de eşitliğe inanmak şart!"