Bir avuç tuzu kuruya bütçe istemediklerini kaydeden Polat, “Biz, halka, üretene, emekçiye bütçe istiyoruz. Bu ülke ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyen insanların kurduğu bir ülke fakat geldiğimiz noktada, iktidarların yumuşak karnı dış politika. Uyuduğumuzda başka bir yerde, uyandığımızda başka bir yerde olduğumuz bir anlayışa teslim ettik ülkemizi” diye konuştu. Polat, S400’ler için 2,5, Patriotlar için 3,5 milyar dolara hava savunma sistemi kurulacağını belirterek, “Türkiye’nin iki rakip savunma sistemine ihtiyacı var mıdır'” diye sordu.
TBMM Çevre Komisyonu Üyesi ve CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, 2019 bütçesi üzerine bir konuşma yaptı. 2019 bütçesini “cep delik, cepken delik, kevgir misin be kardeşlik bütçesi” olarak tanımlayan Polat, “Bu bütçenin buhranları da yoksul halkımızın üzerinden, emekçilerimizin, işçilerimizin, emeklilerimizin ve emeklilikte yaşa takılanların üzerinden geçiştirilmeye çalışılacak. Biz, saltanatlara, bir avuç tuzu kuruya bütçe istemiyoruz; biz, halka, üretene, emeğe, emekçiye bütçe istiyoruz” dedi. İktidarın yumuşak karnının dış politika olduğunu ifade eden Polat, “Maalesef uyuduğumuzda başka bir yerde, uyandığımızda başka bir yerde olduğumuz bir anlayışa teslim ettik ülkemizi. Rusya’ya yakınlaşmak hesabıyla S400’lerle bir hava savunma sistemi kurmaya kalktık; şimdi, bugün, Amerika’dan Patriot hava savunma sistemleri alıyoruz. Türkiye’nin iki rakip savunma sistemine ihtiyacı var mıdır'” diye sordu.
“CEP DELİK, CEPKEN DELİK BÜTÇESİ”
CHP’li Polat, 2019 bütçesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya, Maraş katliamını anarak başladı. Maraş katliamının yakın tarihte kara bir leke gibi durduğunu ifade eden Polat, “Maraş katliamı ‘Beni onların eline bırakma sen öldür” diyen kadının feryadıdır. Ülkemiz, topraklarımız çokça acılar yaşadı, bundan böyle bu tip acıları yaşamamasını diliyorum” dedi. 2019 bütçesinin mantığı, yapılışı, verdiği açıklar itibariyle sakat bir bütçe olduğunu vurgulayan Polat, “Yani bu bütçe cep delik cepken delik kevgir misin be kardeşlik bütçesidir” dedi.
“BU BÜTÇENİN BUHRANLARI DA YOKSULA, EMEKÇİYE ÇIKACAK”
Birçok kez israf, savurganlık ve lüksle bütçenin eleştirildiğini ifade eden Polat, şöyle devam etti:
“Bu bütçede devlet yatırımları yok, bu bütçede gelişme yok, bu bütçede ilerleme yok, en önemlisi bu bütçede insana dair hiçbir iz yok. Yarın hep beraber yaşayacağız ve göreceğiz, tarihe not olarak düşülsün diye söylüyorum: Bu bütçenin buhranları da yoksul halkımızın üzerinden, emekçilerimizin, işçilerimizin, emeklilerimizin ve emeklilikte yaşa takılanların üzerinden geçiştirilmeye çalışılacak. 2014 yılında dönemin Başbakanı, Hazreti Ömer’e atıfta bulunarak şöyle sesleniyor: ‘Bu ülkenin Başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır.’ Çok güzel. Bırakın kurdun kaptığı koyunu Soma’da ölen maden işçilerinin sorumluluğunu almayanlar, Çorlu’da devrilen tren altında can veren vatandaşların sorumluluğunu almayanlar, Gebze’de düşen beton blokların altında can verenlerin sorumluluğunu almayanlar, üzülerek söylüyorum ki, yarın bu bütçe çökerse vatandaşımızın üzerine, bu sorumluluğu da almayacaklardır.”
“İSRAF VE LÜKSTEN VAZGEÇELİM”
Polat, Türkiye’nin krizin yaşanmadığı, hükümetin anlattığı gibi “güllük gülistanlık” bir ülke olabilmesi için israfa değil, yatırıma; rantiyeye değil, sanayiye; lükse değil, eğitime kaynak ayırması gerektiğini belirterek, “Bu ülke üretemiyor, tarım ve sanayi kesimi aynı sebeplerle üretemiyor. Bu ülke, çocuklarına birinci sınıf eğitim veremiyor, bu eğitim anlayışı altında çocuklarımız birer kobay gibi kalıyor. Bu ülke iyi bir gelecek umudu veremediği için yetişmiş beyinlerini ve geleceklerini beyin göçü olarak dışarıya veriyor. Gelin, bu ülkenin yetişmiş insanlarına daha iyi bir hayat vadederek ülkedeki beyin göçünü tersine çevirelim, bu insanlara iyi bir gelecek vadedelim. Gelin, çocuklarımıza birinci sınıf eğitim verelim. Gelin, bu ülkenin kaynaklarını iyi kullanalım. Bu ülkenin potansiyelleri var, kaynakları var, bu ülke ilerleyebilecek tüm donanımlara sahip bir ülke; yeter ki üretmek, gelişmek için bilime ve eğitime yatırım yapalım ve ülkemizi üreten, gelişen müreffeh ülke hâline çevirebilecek, demokrasi ve adalet ülküsü içerisinde bir yönetim anlayışı koyalım” dedi.
“BİR AVUÇ TUZU KURUYA DEĞİL, ÜRETENE BÜTÇE İSTİYORUZ”
Saltanatlara, bir avuç tuzu kuruya bütçe istemediklerini vurgulayan Polat, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz, halka bütçe istiyoruz, biz üretene bütçe istiyoruz, emeğe, emekçiye bütçe istiyoruz; en önemlisi, çocuklarımıza, geleceğimize, eğitimimize bütçe istiyoruz. Bu ülke ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyen insanların kurduğu bir ülke fakat geldiğimiz noktada, iktidarların yumuşak karnı dış politika. Uyuduğumuzda başka bir yerde, uyandığımızda başka bir yerde olduğumuz bir anlayışa teslim ettik ülkemizi. Elbette ülkelerin savunma sanayi ihtiyaçları vardır. Ülkemizde Rusya’ya yakınlaşmak hesabıyla S400’lerle bir hava savunma sistemi kurmaya kalktık; şimdi, bugün, Amerika’dan Patriot hava savunma sistemleri alıyoruz. Türkiye’nin iki rakip savunma sistemine ihtiyacı var mıdı? Ya da Türkiye dışında farklı bir ülke böyle iki rakip savunma sistemi almış mıdı? S400’ler için 2,5; Patriot'lar için 3,5; toplamda 6 milyar dolar, bu ülke bir hava savunma sistemi kuruyor yani 3,5 milyar dolar bu ülkenin havaya giden parası var. Gelin, Türkiye’nin dış politika anlayışını değiştirelim ve bu israfa bir son verelim.”
DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY’I NAZIM HİKMET’LE ANDI
23 Aralık’ta ölüm yıldönümü olan ve Menemen’de meczuplar tarafından katledilen devrim şehidi Asteğmen Kubilay’ı da anan Polat, Nazım Hikmet’in “Siz toprak altında derin uykudayken/ Düşmanı çağırdılar/ Satıldık, uyanın! /Biz toprak üstünde derin uykulardayız/ Kalkıp uyandırın bizi! /Uyandırın bizi!/ Şehitler, Kuvayı milliye şehitleri/ Mezardan çıkmanın vaktidir!” dizelerini okudu.