ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli," İmralı'da yatan bebek katili, Başbakanla çözüm zehri imalatına başlamıştır.
Türkiye'nin tansiyonu İmralı'ya göre inip çıkmaktadır. Bölücü kalkınmanın medceziri tam olarak İmralı'ya endekslenmiştir" dedi.
Bahçeli ayrıca, "Önüne gelen AKP aracılığıyla ülkemize yön çizmekte, ayar vermektedir. İmralı canisi Başbakan'ın akıl hocası, hacet kapısı seviyesine çıkmıştır.
Yabancı sefirler, AKP'yle danışıklı dövüş halde kamuoyuna çarşaf çarşaf mülakatlar vermekte ve içişlerimizle ilgili yorumlar yapmaktadır" şeklinde konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen "Cumhuriyetin 90. Yılında Türk Gençlik Kurultayı ve Şöleni"nde konuşma yaptı.
"TÜRKİYE'NİN TANSİYONU İMRALI'YA GÖRE İNİP ÇIKMAKTADIR"
Bahçeli konuşmasında, "Türk'ün nabız atışının duyulduğu hiç bir yeri silmedik silmeyeceğiz. Türk milletinin yüzyıllar içinde elde ettiği millli hazinesi, milli kimliği Recep Tayyip Erdoğan'ın terekesi değildir. Asla yağmalatmayacağız. Türk milleti bu coğrafyanın, bu coğrafya Türk milletinin ayrılmaz parçası olmuş" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sınır hatları şehitlerin kanıyla belirlenmiştir. Bunu unutmayınız. Dünkü ihtişamdan bugün iz ve eser bile yoktur. Olması da bugünkü durumla zordur. Türk gençliği bunu görmelidir. Bu felaket öncesi durumu iyi okumalıdır. İnanıyorum ki genç kardeşlerimin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Keşkelerle geçirilecek zaman ve sabrımız kalmamıştır. Yaparım kararlılığı ile her mihnetin üstesinden gelinebilecektir. Milliyetçi ülkücü hareket belki 12 Eylül öncesinde daha ağır, o günkü şartlardan daha kasvetli bir dönemde bulunmaktadır. Türk milliyetçileri tarihi bir imtihandan geçmektedir.
Ülkücüler yeni ve yeniden bir vatan mücadelesinin cebelleşmesi içinderdir. Üzerinde titrediğimiz ne varsa bugün saldırılar altındadır. Türk milletinden bahsetmek ırkçıkla anılır olmuştur. Milliyetçilik, kafatasçılıkla bir ve eşdeğer görüşmüştür.
Türkçülük vebalı hasta muamelesi görmektedir. Kibir ve cehaletin içine batmış olan AKP zihniyeti milletini kurşun sıkan katillerle milli değerlere ilave seferler düzenlemektedir. İmralı'da yatan bebek katili, Başbakanla çözüm zehri imalatına başlamıştır. Türkiye'nin tansiyonu İmralı'ya göre inip çıkmaktadır. Bölücü kalkınmanın medceziri tam olarak İmralı'ya endekslenmiştir.
Genelkurmay başkanları Türk Ordusu'nun şerefli simaları, kan akıtan PKK militanları ile el değiştirmiş, terörist olarak küstahça suçlanmıştır. Türk milletinin tüm direnç ve tepki eşikleri törpülenmekte ve tasviye edilmektedir. Bunun için milliyetçilik kötülenmekte ve kötü gösterilmektedir.
Türk milletinden bahsetmek, Türk milletinin birlik hukukunu savunmak alçakça şeytanlık olarak sunulmaktadır. Şeytana bile pabucunu ters giydirecek kadar çamura batmış güruh geleceğimizi karartmakta, hayallerimizi kapatmaktadır. Milliyetçilik suçlanmaktadır. Zira Türk milletinin bölünmesi için bu zorunluluktur. Türklük sulandırılmakta ve etnik kimlik mertebesine çekilmektedir. Zira bu Türk milletinin sakatlanması için neredeyse mecburidir."
"SONU MEÇHUL BİR ORTAMA DOĞRU HIZLA SÜRÜKLEMEKTE"
Devlet Bahçeli konuşmasında başkanlık sistemi ve yeni anayasaya da yer vererek şunları kaydetti:
"Üniter devlet yapısı tartışılmakta, başkanlık modeli inadına dillendirmektedir. Zira Türkiye'nin federasyona gitmesi için bu gereklidir. Türkçe ikinci plana sürüklenmekte, ana dilde savunma talepleri karşılanmakta ve ana dilde eğitim programları etaplar halinde uygulanmaktadır. Zira Türk milletinin içinde yeni bir millet yaratmak için işleyen süreç bunu gerektirmektedir. Yargının AKP güdümüne alınması için tüm hazırlıklar, öncelikli adımlara eklemlenerek ilerletilmektedir. AKP, BDP, PKK yanlarına aldıkları CHP ile birlikte Türkiye'yi Türkiye'yi karanlık ve sonu meçhul bir ortama doğru hızla sürüklemektedir."
"TÜRKİYE HER TARAFINDAN YONTULMAKTA"
Bahçeli, "Başbakan Erdoğan PKK'yla anayasa yapmak için düğmeye basmıştır. Terörün stepnesi, terörün yedeği, şuursuzlar, saygısızlar, ceset avcıları, nekrofiller, Apo'ya peygamber diyenler sözleriyle suçladığı BDP'yle sonunda tam olarak kucaklaşmıştır" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçtiğimiz yüzyılda, bu iki zihniyete rağmen Türkiye Cumhuriyet'i kurulmuştur. Fakat 90 yıl sonra bölücü hainler; millet, milliyet ve milliyetçilik karşıtlarıyla tekrar elbirliği yaparak geniş bir cephe açmışlardır. Bunlar için Türkiye Cumhuriyeti'nden intikam alma zamanı gelmiştir. Bekledikleri fırsatı sonunda yakalamışlardır.
Gecikmiş öclerini, yıllarca yastık altında tuttukları öfkelerini yavaş yavaş su üstüne çıkarmışlardır. Türk milleti ne olduğu henüz açıklanmayan, ancak aşağı yukarı hakkında fikir sahibi olduğumuz sözde çözüm süreciyle ötenazi masasına istismar morfini yardımıyla sere serpe uzatılmıştır. Türkiye her tarafından yontulmakta, her değerinden alı konulmaktadır. Ermeni mezalimi bile bu kadarını yapmamış, Yunan işgali bile bu kadar hasar bırakmamıştır. Türk isminden nefret duyan münafıklar, meymenetsizler ve merhametsizler öbek öbek AKP'nin ışığına koşmuşlardır. Vefasızlığın, dönekliğin, aç gözlülüğün ve vicdanları eleğe dönmüş batı piyonlarının hepsi AKP'de derlenmiş, AKP'de toparlanmış ve AKP'de karar kılmıştır."
"ÖNÜNE GELEN AKP ARACILIĞIYLA ÜLKEMİZE YAR VERMEKTEDİR"
"Türk milleti AKP tasallutu altındadır. Türk milleti AKP-Haçlı ittifakıyla sarsılmaktadır" diyen Devlet Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk devletinin itibar ve inandırıcılığı ayaklar altındadır. Önüne gelen AKP aracılığıyla ülkemize yön çizmekte, ayar vermektedir. İmralı canisi Başbakan'ın akıl hocası, hacet kapısı seviyesine çıkmıştır. Yabancı sefirler, AKP'yle danışıklı dövüş halde kamuoyuna çarşaf çarşaf mülakatlar vermekte ve içişlerimizle ilgili yorumlar yapmaktadır. Türkiye, mütareke yıllarının işgalci komiserlerinin bir benzerine şahitlik etmektedir.
Önce konuşan, sonra usulen özür dileyen bir kandırmaca altında, AKP yabancı elçilere gösterdiği kolaylık ve verdiği tavizlerin diyetini belirli aralıklarla ödemektedir. Türk milletinin gündemi dumanlıdır. Böylesi bir ortam içinde, milletimizi teslim almak ve mukavemet noktalarını tesirsiz kılmak amacıyla, milliyetçiliğin ve ülkücülüğün gözden ve gönülden düşürülmesi hedeflenmektedir.
Milliyetçi-ülkücü hareket bu oyunu kati olarak bozmaya muktedirdir. İlim ve irfan kutbu merhum Erol Güngör'den esinlenerek söyleyebilirim ki; Bizim milliyetçiliğimiz kültür temelli olduğu için ırkçılığı, millete dayandığı için demokrasi dışı arayışları dışlamakta ve reddetmektedir. Milliyetçiliğimiz, milli kültürümüzü medeniyet havuzu haline getirmek, milleti çapsız ve şaibeli değişim darbelerinin açık pazarı haline dönüştürme eğilimlerinden korumak esaslıdır. Türk milliyetçiliği başka milletlere düşmanlık beslemez, kin gütmez ve hınç duymaz. Böylesi bir ilkel ve geri bir anlayışa prim vermez, kapı aralamaz. Biliniz ki, milliyetçilik Türk milletinin en doğal hali ve var oluş nedenidir."
"YETER Kİ TÜRK MİLLETİNE AİDİYETİ GURURLA TAŞISIN"
Bahçeli, "Faşizm, şovenizm, Nazizm, kafatasçılık, biyolojik tasnif gibi sapma ve anormallikler bize uzak ve yabancıdır. Türk milleti laboratuarlarda değil, binlerce yılın kültür ve siyasi birliğinden oluşmuştur" dedi. "Türklük ise milletimizin adı, kim olduğunun beyanı, asırların alın teri, göz nuru, kültürel kazanımların müşterek ruhu olarak hiçbir şeyle mukayese kabul etmeyecek tarihi bir mücevherdir" şeklinde konuşan Bahçeli şunları kaydetti:
"Esasen milliyetçilik hem millet hem de Türklük davasıdır. Türklüğün yaşaması, milletin soluk alması için milliyetçilik kan basıncı, kalp atışı işlevi görmektedir. Milliyetçilik; milletimizin gören gözü, duyan kulağı, konuşan ağzı, seciye, karakter ve şahsiyet endazesidir. Üst seviyede, Türk milletine mensubiyet bağıyla bağlı olan her insanımız, özelde kendisini nasıl tanımlarsa tanımlasın, evinin içinde nasıl konuşursa konuşsun bu fazlaca önemli değildir. Yeter ki Türk milletine aidiyeti gururla taşısın, yeter ki Türk milletinin bir ferdi olmayı şerefle sahiplensin.
Millet dediğimiz muazzam kudret, müstakil bir kültüre sahip, milli ekonomi ve devlete ulaşmış; aynı eğitimi görmüş, ortak bir dili, duyguyu, ideali, dini, ahlakı ve estetik duyarlılığı paylaşmış fertlerden oluşan topluluğun ismi ve sosyolojik zırhıdır. Milletten uzaklaşmak, milleti yabana atmak, milleti linç etmek dünyanın ve insanlığın tersine gitmektir ki, bunu yapanlar sonunda sıfırı tüketeceklerdir. Milliyetçiler de milleti var etmeye kendisini adayan, Türklüğün birikim ve emanetlerini her şeyin üstünde gören, özgürlük ve demokrasiyi özümsemiş idealist şahsiyetlerdir. Bizim milliyetçiliğimiz aksiyoner, reaksiyoner veya savunma temelli değildir.
Olaylar karşısında anlık tepkiler veren, gelişmelere göre dönemsel yükseliş ya da inişlere konu olan bir özellikte de değildir.
Milliyetçiliğimiz; ön alan, önce davranan, sorunları bütün ve ceheleriyle kavrayan, ferdi merkeze koyan ve milleti öne çeken, insan olmaktan kaynaklı hak ve hukuka riayet eden, küreselleşmenin negatif yönlerine karşı milli kimlik ve kültürü canlı tutan bir muhteviyata haizdir."
Bahçeli konuşmasının sonunda, "Partimizin kurucusu Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey başta olmak üzere, milli mücadele kahramanlarına, tüm vatan ve dava şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyor, hepsini minnet hislerimle anıyorum" dedi.(Gerçekgündem)