Ege Postası
Geri

"PKK'nın kararı, stratejik yaklaşımın yeni koşullardaki tezahürüdür"

Kürt-siyasetçi İbrahim Güçlü, PKK'nın 'çekilmeyi durdurdum' kararının örgütün stratejik yaklaşımının yeni koşullardaki tezahürü olduğunu söyledi. "PKK'nın silah bırakmayacağı bilinmesine rağmen, hükümet, PKK silah bırakacakmış...
Haberler / Güncel
22 Eylül 2013 Pazar 10:08
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kürt-siyasetçi İbrahim Güçlü, PKK'nın 'çekilmeyi durdurdum' kararının örgütün stratejik yaklaşımının yeni koşullardaki tezahürü olduğunu söyledi. "PKK'nın silah bırakmayacağı bilinmesine rağmen, hükümet, PKK silah bırakacakmış gibi bir yatırıma yöneldi. Öcalan'ın sözlerine kandı ya da işine öyle geldiği için Öcalan'ın görüşlerini gerçekleşebilir kabul etti." ifadelerini kullandı.

Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Güçlü, PKK'nın silah bırakıp bırakmayacağı konusundaki tartışmaların çıkmaz sokaka dönüşmüş durumda olduğunu ifade etti. AK Parti'nin benimsediği "Türkiye'nin Kürt sorunu ile PKK sorunu aynı değildir. Bu iki sorun birbirindan ayrıdır." stratejinin doğal olarak PKK'nın hiç hoşuna gitmediğini dile getiren Güçlü, PKK'nın, otoriter faşizan sol düşüncesinin bir gereği olarak kendisini Kürt halkı ve Kürt sorunuyla eşitlemeyi stratejik olarak çıkarlarına uygun gördüğünü ifade etti.

Böyle yapmakla bütün yolların Roma'dan geçmesi gibi, Kürtler ilgili bütün çözüm yollarının kendisinden geçmesini sağladığını belirten Güçlü, "Türk sol, ulusalcı, hatta liberal ve liberal sol çevrelerin PKK'yı 'Kürt siyasal Hareketi' olarak tanımlamaları ve Kürt Ulusal Siyasi Hareketinin asıl gövdesini ve aktörlerini görmemesi, PKK'nın otoriter ve faşizan sol düşüncesine katkı sağlamakla kalmıyor, meşruiyet kazandırıyordu." dedi.

AK Parti'nin yaklaşımının genel olarak Kürtler tarafından da benimsenen bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Güçlü, 21 Mart'tan sonra ise AK Parti'nin Öcalan üzerinden PKK sorununu ve Kürt sorununu tümden çözeceği düşünce saplantısına girdiğini söyledi. Bu saplantısının, denklemin öbür tarafını unutmasına yol açtığını dile getiren Güçlü, Kürtlerin kollektif haklarının teslimi konusunda bir program çıkarmayı da bir tarafa bıraktığını ifade etti.

Öcalan'ın üzerinden PKK sorununu bile çözemeyeceği gerçeği bulunduğunu belirten Güçlü, bulunulan aşamada da PKK'nın 'çekilmeyi durdurdum' kararının PKK'nın stratejik yaklaşımının yeni koşullardaki tezahürü olduğunu kaydetti.

PKK yöneticilerinin, silahla bir statü kazandığının altını çizen Güçlü, silahı bıraknmaları halinde bu statülerini kaybedeceklerini anlamaya başladıklarını belirtti. PKK yöneticilerinin, silahla, toplumun itibar görülen, korkulan, saygı duyulan insanları olduklarını gördükleri zaman; ayrıca Kürt toplumunun önemli bir kesiminde ve belirli bölgelerinde silahla ve korkutarak egemenlik kurduklarını gördükleri zaman, Kürt siyasi yapısı üzerinde silahla tekelleşmeyi de sağlayınca, silahın PKK yöneticileri için 'olmazsa olmaz', vazgeçilmez bir aktör olduğuna dikkat çeken Güçlü, şöyle devam etti: "PKK, bunun yanında bölgesel ve iç güçlerin siyasal devlet hesaplarının da figüranları durumuna gelince, silahı bırakma sadece PKK yöneticilerinin iradesiyle gerçekleşebilecek bir iş olmaktan da çoktan çıktı. PKK, çoklu güç odaklarının iradesiyle yönetilmeye başlandı. Bu gerçeklerin ışığında, PKK'nın silah bırakmayacağı bilinmesine rağmen, hükümet, PKK silah bırakacakmış gibi bir yatırıma yöneldi. Öcalan'ın sözlerine kandı yada işine öyle geldiği için Öcalan'ın görüşlerini gerçekleşebilir kabul etti."

"ÖCALAN'IN SÖYLEDİKLERİNE GÖRÜNÜŞTE BAĞLI OLDUĞUNU GÖSTERMEK"

"Öcalan ve PKK silahı bırakmak istemediği halde peki olan neydi'" sorusuna ise Güçlü, " Olan, geçici olarak silahlı çatışmaları durdurmak, Öcalan'ın söylediklerine görünüşte bağlı olduğunu göstermek, yine görünüşte silah bırakmaktan yana olduğunu götererek pazarlık gücünü artırmak, en önemlisi de zaten silahlı çatışmayı sürdürmesi Kürdistan'ın Güney Batısındaki yeni durumdan dolayı olanaksız olmasından dolayı çatışmaların durdurulmasını kendi çıkarlarına uygun görmek, Kürdistan'ın güneybatısında bir yanda Esat'ın çıkarlarına hizmet etmek ve diğer tarafta kendi egemenlik alanını kurmak ve korumak stratejisi bağlı olarak silahlı güçlerini oraya çekmek. Kürdistan'ın Kuzeyinde de dağa çıkaracak gençlerin sayısını sesizce artırmak ve kitleler içinde silahlı propaganda yapmak ve kitleleri sindirmek. Kendi egemenlik alanlarınıı korumak ve genişletmek, silahlı propaganda gruplarına dayanarak kitle hareketlerini geliştirmekti." karşılığını verdi.

Nevruz'dan sonra PKK'nın, silahlı güçlerini dışarı çekmediğini, silahlı propagandaya devam ettiğini ve daha fazla genci dağa çıkararak onları eğitmeye başladığını anlata Güçlü, örgütün şimdi de bölgesel şartları gözeterek, güçlendiğini hesap ederek, bölge devletlerinin kendisine olan güvenini tazeleyerek 'çekilmeyi durduğunu' açıkladığını ifade etti.

Öcalan'ın da yeni koşullarda yeni bir limana yanaşmanın hesaplarını yapmaya başladığını belirten Güçlü, çekilen güçler olmadığına göre çekilmenin durdulmasından bahsetmenin de sözden öteye bir şey olamayacağını vurguladı.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası