AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İngiltere’nin Brexit süreci sonrası Avrupa Birliği’nden çıkmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, İngiltere’nin AB’den çıkışı hakkında resmi sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. 47 yıl önce AB’ye katılan İngiltere yerel saatiyle 23.00’te, TSİ ile 02.00’de birlikten resmen ayrıldı. İngiltere’nin AB’den çıkmasını dönüm noktası olarak nitelendiren Çelik, İngiltere bayrağının AB kurumlarından indirilmesini de siyasi ve sembolik olarak bir dönemin bittiğini simgelediğini aktardı.
Çelik açıklamasında, “İngiltere artık AB’den çıktı. Kuşkusuz bu bir dönüm noktası. Avrupa yeni bir denge durumu oluşturana kadar AB içindeki tartışmalar devam edecektir. AB ilk defa bir krizi fırsata çevirmemenin sancısını yaşıyor. İngiltere-AB ilişiklerinin bitmesinde bir geçiş dönemi olacak. Ama İngiltere bayrağının AB kurumlarından indirilmesi siyasi ve sembolik olarak eski dönemin kesin olarak bittiğini gösteriyor. AB, birliğe dönük tehdidin hep Rusya ve Çin’den kaynaklandığını düşündü, son zamanlarda buna ‘ABD karşısında Avrupa’nın çıkarlarını korumak’ siyaseti eklendi. Her zaman Birliği dış tehditlere karşı koruma duygusu önde oldu. Şimdi görülüyor ki AB için asıl tehdit içeriden kaynaklanıyor. Reform yapamayan bir AB kendini koruyamıyor. Türkiye’ye karşı olduğu gibi genişleme politikasında ilkeli davranmayan AB’nin cazibesi kalmıyor” ifadelerine yer verdi.
‘Avrupa’nın DEAŞ’ı olarak adlandırılan aşırı sağ karşısında AB’nin etkili bir mücadele gösteremediğini vurgulayan Çelik, geçmiş dönemlerde Avrupa’nın aşırı ırkçı tavırlar nedeniyle felakete sürüklendiğini de ekledi. Çelik, açıklamasının devamında, “En önemlisi de “Avrupa’nın DEAŞ’ı” olarak adlandırdığım aşırı şağ karşısında, AB, etkili bir mücadele veremiyor. Geçmişte Avrupa anti-semitizm yapanlar eliyle felakete sürüklenmişti. Şimdinin nazileri İslam düşmanlığı yapıyor. Avrupa kurumları buna karşı genelde pasif kalıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen artık sona eriyor. Bundan sonra mesele reform yapılarak daha kapsayıcı ve demokratik bir düzen mi kurulacak, yoksa korumacı, içe kapanmacı ve daha az demokratik yollara mı sapılacak meselesidir. Avrupa için anlamlı bir gelecek daha kapsayıcı ve daha demokratik bir düzene evrilmekle olur. Bunun anahtarı Türkiye ile güçlü ve ilkeli bir ilişkiden geçer. Avrupa için reform zamanı, Türkiye zamanıdır. Reform fırsatını değerlendiremeyen AB, aşırı sağ zamanını davet edecektir” aktarımlarını yaptı.