"Şerefsizlere, vurun dedik öldürmüşler"
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davada ifade vermeye devam eden sanık İlker Çınar, olayın gerçekleştiği günün gece yarısı İnönü Üniversitesi araştırma görevlisi Ruhi Abat’ın kendisini arayarak “Bu işte artık dönüş yok....
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davada ifade vermeye devam eden sanık İlker Çınar, olayın gerçekleştiği günün gece yarısı İnönü Üniversitesi araştırma görevlisi Ruhi Abat’ın kendisini arayarak “Bu işte artık dönüş yok. Şerefsizlere, 'vurun' dedik, öldürmüşler. Sen de bize yardım edeceksin, tamam mı.” dediğini anlattı.
Zirve Yayınevi'nde, biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 69. duruşmasında, gizli tanık ‘Deniz Uygar’ kod adıyla bilinirken kimliği deşifre olan İlker Çınar, ifade vermeye devam etti. Yüzü karartılarak, kendi sesiyle tele konferans yöntemi kullanılarak ifade veren Çınar, olay öncesi Zirve Yayınevi cinayetlerinin olacağını, bu doğrultuda bir plan hazırlandığını bilmediğini söyledi.
Olayı medyadan öğrendiğini anlatan Çınar, "Zirve Yayınevi cinayetini medyadan duydum, televizyon izlerken olayı gördüm. Bu sırada Emre Günaydın'ın adını duyduğumda ise çok şaşırdım ve öfkelendim. Çünkü bana eylemin korkutma maksatlı olacağını söylemişlerdi. Cinayetlerin yaşandığı gece 00.15'te Ruhi Abat beni aradı. Çok öfkeli olduğumdan bu öfkemi kendisine belli ettim. O da ses tonunu yükselterek, 'Bak abicim, güzel kardeşim, beni iyi dinle ve kafanın bir köşesine şunu yaz, bu işten artık dönüş yok. 'Vurun' dedik öldürmüşler. Sen de bize yardım edeceksin tamam mı'' diye çıkıştı. Bu görüşmemiz 625 saniye sürmüştü. Ertesi gün saat 13.44'te yeniden arayan Ruhi Abat, 105 saniye süren görüşmemizde, bana bazı mailler atacağını ve onlara iyi çalışmam gerektiğini, akşam arayacağını ve o metne göre yapacağımız görüşmenin manipülasyon amaçlı kaydedileceğini söyledi. Haydar Yeşil'den ele geçirilen hard diskte bulunan ses kaydı o gece 22.03'te yaptığımız bin 221 saniyelik görüşmenin yalnızca 10 saniyelik kısmıdır." iddialarında bulundu.
Ruhi Abat’ın, cinayetlerin olduğu gece kendisini aradığını söyleyen Çınar, “Bak güzel kardeşim, beni iyi dinle. Kafanın bir kenarına yaz. Bu işte artık dönüş yok. Şerefsizlere, 'Vurun' dedik, öldürmüşler. Sen de bize yardım edeceksin, tamam mı'” dediğini öne sürdü.
Olaydan sonra Mehmet Ülger ve ekibinin, cinayetleri Hizmet Hareketi ile ilişkilendirmek amacıyla dezenformasyona yönelik sahte belgeler ürettiğini vurgulayan Çınar, “Sahte ses kayıtları ve belgeler düzenlenerek manipülasyon yapıldı. Masa başında Orta Doğu Hristiyan Birliği başlıklı bir birlik kuruldu. Aslında böyle bir birlik yoktur. Bu birliğin Antakya'da toplantı yaptığı ve bazı kararlar aldığı şeklinde sahte istihbarat raporu hazırlandı.” diye konuştu.