İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G.’yi 6 yaşından itibaren ‘imam nikahı’ ile evlendirdiği Kadir İstekli’nin cinsel istismarına maruz kalması nedeniyle açılan davanın 4. duruşması bugün Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen duruşma, 17 Temmuz'a ertelendi.
“NEYE GÖRE, KİME GÖRE ÇOCUK’ LAFLARI İSTİSMARA TEŞVİK ETMEKTİR”
Duruşma başlamadan önce kadın örgütleri İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. H.K.G.'yi yalnız bırakmacağını ve bundan sonraki tüm duruşmaları da takip edeceğini bildiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri'nin açıklaması şöyle:
“Biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri olarak bugün buraya 6 yaşından beri istismara, cinsel istismara uğrayan HKG kardeşimizin duruşmasını takip etmek için geldik. Bu duruşmanın en başından beri bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. 'Neye göre çocuk? Kime göre çocuk' lafları, söylemleri, çocuk istismarına teşvik etmek anlamına gelir. Biz bu teşvik etme söylemlerinin aklanmasına izin vermeyeceğiz. Kadınlar, kız çocukları sahiplenecek mal gibi alıp satılacak bir meta değildir. Asla yalnız yürümeyecekler, bu yolda her zaman yanlarındayız. Kadınlar, kız çocukları kendinizi yalnız hissetmeyin. Biz buradayız. Sizinle ilgili her davada, her problemde yanınızda olacağız. Omuz omuza yürüyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nden asla vazgeçmeyeceğiz. Ve HKG kardeşimizin de bundan sonra olacak bütün duruşmalarını takip edeceğiz.”
Kadınlar Birlikte Güçlü Derneği de İstanbul Adliyesi önünde bir açıklama yaptı. Dernek adına açıklamayı yapan Dila Kurtuluş, Türkiye’de çocukların güvende olmadığına işaret ederek, şunları dile getirdi:
“AKP SENEDE BİR DEFA MECLİS'E ÇOCUK İSTİSMARINI AKLAYACAK YASALAR SOKMAYA ÇALIŞIYOR: Kadınlar Birlikte Güçlü olarak davanın başından beri takipçisi olacağımızı söylemiştik ve bu istismar davasında faillerin hak ettiği cezayı alması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz 6 yaşında bir çocuğun İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı hocası Yusuf Ziya Gümüşel tarafından müridi Kadir İstekli ile çocuk yaşta, imam nikahıyla evlendirilmesi sonucunda yaşanan bir istismar vakası bu. Ama ilk olmadığını biliyoruz. Bu tarikat ve cemaat vakıflarında yaşanan çocuk istismarına karşı yıllardır mücadele ediyoruz. Ve maalesef yıllardır bizler kadın örgütleri, çocuk örgütleri, istismarı, çocuk istismarını engellemek için çalışırken, bu iktidar, AKP iktidarı neredeyse periyodik olarak senede bir defa Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, çocuk istismarını, çocuk yaşta zorla evlendirmeleri, aklayacak yasalar sokmaya çalışıyor.
BU ÜLKEDE ÇOCUKLAR GÜVENDE DEĞİL: Bu ülkede çocuklar güvende değil. Çünkü devlet, hükümet, siyasi iktidar doğrudan çocukları koruyucu, yasaları, önlemleri almıyor. Bu ülkede çocuklar güvende değil. Çünkü başta Milli Eğitim olmak üzere çocuklara dönük politikalar neredeyse tarikatların, cemaatlerin ve diyanetin eline bırakılmış vaziyette. Daha dün İzmir'de Okullara imamlar atandı. Milli Eğitim Bakanlığı bütün bu istismar yaşandığını bildiğimiz, vakıflarla, tarikatlarla, cemaatlerle, protokoller imzalayarak bu vasıfların eline çocukları adeta teslim ediyor.
DEPREMDE AİLESİ BULUNAMAYAN ÇOCUKLAR TARİKAT EVLERİNE GÖNDERİLDİ: Deprem yaşandı bu ülkede ve depremde kimliği belirlenemeyen ailesi bulunamayan çocuklar tarikat evlerine gönderildi. O tarikatlarda istismar var. EKG bir genç bir kadın olarak kendi yaşadığı durumun ne olduğunu, istismarın ne olduğunu fark ettikten sonra mücadelesine başladı. Bizler de o mücadelenin omuzdaşıyız, yanındayız. Onunla dayanışıyoruz. Ama maalesef bu mücadele iki yıl boyunca basının gündemi olana kadar iki yıl boyunca bu adliyede bekletildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iki yıl sonra kamuoyu tepkisiyle yapılan eylemlerle bu davaya müdahil oldu. Biz kadın örgütleri davanın sahibi olamıyoruz. Neden? Çünkü bu ülkede adalet erkeklerle. HKD'de bugün bir hukuk savaşı veriyor. O hukuk savaşını kazanacağına bu faillerin hak ettikleri cezayı alacağına inanıyoruz.
BU İKTİDAR KADIN, ÇOCUK VE LGBT’YE DÜŞMANDIR: Bugün seçimlerden sonra meclis kadın katilleriyle, işkencecilerle, çocuk istismarcılarını aklayanlarla, dört tane kadınla biri resmi üçü gayrı resmi olmak üzere 4 kadınla evlenebileceğini söyleyen bir adamla eğitimin kaydolmasının yasal olmadığını söyleyen adamın Milli Eğitim Bakanı olduğu şekilde kuruldu yeni iktidar. Bu iktidar kadın, çocuk ve LGBT’ye düşmandır. Halk düşmanıdır. Buna karşı biz kadınlar mücadelemizi sonuna kadar sokaklarda vereceğiz. Hiçbir kadın yalnız ve çaresiz kalmayacak. Hem MKG'nin hem bütün kadınların sesi olmaya, dayanışmamızla gücümüzü ortaya koymaya, mücadelemizi de kazanımlarımızı korumaya ve kazanmaya devam edeceğiz.”
UCİM BAŞKANI ÖZKAN: “ÇOCUKLARIMIZ İÇİN MÜCADELEMİZE, KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”
Duruşma sonrası Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Başkanı Saadet Özkan ve dernek avukatları, adliye önünde açıklama yaptı. “Çocuk da susmayacak, UCİM de! Çocuk istismarı önlenebilir! Sen de destek ol” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “Tacizi affetme, vicdanını kirletme”, “Çocuk istismarına dur de”, “Saklama, ihbar et” ve “Çocuktur, rızası yoktur. Konu kapanmıştır yazılı dövizler taşındı, “Çocuklar vatandır, vatanına sahip çık” sloganı atıldı.
“HER CELSE KAPININ ÖNÜNDE NÖBET TUTMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Avukat Ayça Bolat, davaya katılma taleplerinin reddedilmiş ve davada gizlilik kararı alınmış olmasına karşın davanın akıbetlerini takip edeceklerini söyledi. Bolat, bir sonraki duruşmada da adliyeye geleceklerini belirtti.
UCİM Başkanı Saadet Özkan da şöyle konuştu:
“6 yaşında bir çocuk, istismarla mücadele etti ve sesini çıkardı. Daha ülkemizde bu şekilde büyüyen ve ses çıkaramayan çocuklar varsa onlara sesleniyorum. Sesinizi gür çıkartın. Sizin arkanızda abileriniz, ablalarınız, kardeşleriniz, kız kardeşleriniz var. Dava 17 Temmuz’a ertelendi. Biz, kamuoyunun vicdanının bir an önce yerini bulmasını istiyoruz. Her celse kapının önünde nöbet tutmaya devam edeceğiz. Biz neden nöbet tutuyoruz, neden adalet nöbetindeyiz; çocuklar istismar edilmesin diye, küçücük çocuklar istismarcıların ellerinde hayatları yok olmasın diye. Onlar güzel hayatlar yaşasınlar diye mücadele ediyoruz. Buradan yüce Türk milletine sesleniyorum. Bu olayı duyduğumuzda hep birlikte ayağa kalkmıştık. Aklımız, vicdanımız bu duruma el vermemişti. 'Böyle bir kötülük nasıl olur' demiştik. Şimdi biz adalet yerini bulsun diye 17 Temmuz’da da ondan sonraki dönemlerde de burada olacağız. Bu kişinin arkasındaki mensup şahıslara da sesleniyorum. Lütfen istismarın yanında olmayın. Siz de hep birlikte vicdanı, merhametli ve inançlı insanlar olarak çocuklarınızın, kızlarınızın, evlatlarınızın yanında olun. Kaybetmekten korkanlar değil, mücadele edenler kazanırlar. Biz de çocuklarımız ve vatanımızdaki evlatlar için mücadelemize, kanımızın son damlasına kadar devam edeceğiz.”