Ege Postası
Geri

10-15 çocuklu aileler, en az bir çocuğun kaçakçılık yapmasına göz yumuyor

Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi'nin yaptığı araştırmaya göre Doğu ve Güneydoğu'nun sosyo-ekonomik durumu, hızlı nüfus artışından doğan ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak. Bu durum...
10-15 çocuklu aileler, en az bir çocuğun kaçakçılık yapmasına göz yumuyor
Haberler / Güncel
29 Nisan 2013 Pazartesi 12:19
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi'nin yaptığı araştırmaya göre Doğu ve Güneydoğu'nun sosyo-ekonomik durumu, hızlı nüfus artışından doğan ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak. Bu durum ise hayattan bir beklentisi olmayan, geleceğe umutla bakamayan, kişiliksiz nesillerin yetişmesine sebep oluyor. 10-15 çocuklu ailelerin çocuklarından en az birinin kaçakçılık yapmasına göz yumuluyor. Bu çocuklar üzerinden kazanılan para ile diğerlerinin geçimi sağlanıyor.

    Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Süleyman Özeren, Doç. Dr. Oğuzhan Başıbüyük ile Yrd. Doç. Dr. M. Alper Sözer, bireylerin PKK/KCK bölücü terör örgütüne katımına etki eden faktörleri araştırdı.

    Toplam 236 örgüt üyesine ait kayıtlar içerik analizine tabi tutuldu. Eski örgüt üyesi ve mahkûmlardan oluşan toplam 42 örgüt üyesi ile de mülakat yapıldı. Ailevi sorunlar, yakın ilişki çevresi, etnik milliyetçilik duyguları, işsizlik, ekonomik sorunlar, intikam duygusu, özenti ve takdir edilme arzusu gibi değişkenlerin, bireyin terör örgütüne katılmasında en önemli faktörler arasında yer aldığı ortaya çıktı.

    PKK/KCK terör örgütü üyelerinin örgüte katılım yaşı, 15-21 yaş arasında yığılıyor. Çocuk ve genç yaştaki bireylerin terör örgütlerine daha kolay katıldıkları görülüyor. Araştırmanın sonuç bölümünde, "Bölgenin sosyo-ekonomik durumu bu hızlı nüfus artışından doğan ihtiyaçları karşılamaktan çok uzaktır. Bu da hayattan bir beklentisi olmayan, geleceğe umutla bakamayan, kişiliksiz nesillerin yetişmesine neden olmaktadır. Bazı durumlarda, 10-15 çocuklu ailelerin çocuklarından en az birinin kaçakçılık yapmasına göz yumdukları ve bu çocukları üzerinden kazandıkları para ile diğerlerinin geçimini sağladıkları sıklıkla dile getirilen hususlar arasındadır. Bir kişinin örgütte olması kalabalık ailenin bir şekilde örgütle bağlantılı duruma gelmesine neden olmaktadır. Bir anlamda bu, örgütü ve örgüt söylemlerini bu aile içinde canlı ve güncel bir realite haline getirmektedir." deniyor.

    Terör örgütünün potansiyel eleman grubunu teşkil eden genç ve çocukların tamamı ilköğretim ve lise çağında. Zorla evlendirmeler, başlık parası, kız çocuklarına miras verilmemesi gibi hususlar ise birçok kızı çaresizlik içine atıyor. Kız çocukları da örgüte katılmayı bir kaçış yolu olarak görüyor. Buna karşılık kadınların örgüte katılımı örgüt tarafından 'örgütün kadınlara gerçek anlamda sahip çıkarak onlara değer verdiği' şeklinde lanse ediliyor. Araştırmada, özellikle kız çocukların okutulmasının birçok açıdan önem arz ettiğine dikkat çekiliyor.

    Halkta etnik milliyetçilik duygusunun göreceli olarak arttığı ve örgüt propagandaları ile bu duygu üzerinde ayrılıkçı Kürt milliyetçiliği olgusunun güçlendirilmeye çalışıldığı görüldü. Özellikle halktaki adaletsizlik ve mağduriyet algısı örgüt propagandaları ile sistemli şekilde pompalanıyor ve bu durum örgüte eleman kazanmada çok önemli bir işlev görüyor.

    Ortaya konulacak çözüm önerilerinin uygulanmasında bütüncül bakış açısının yakalanmasının çok önemli olduğunun vurgulandığı sonuç bölümünde, "Buna paralel olarak da terörle mücadele; teröristle mücadele ve terörizmle mücadele boyutlarını içermektedir ve bu boyutların eşgüdümlü olarak yürütülmesi gerekmektedir. Terörü besleyen sosyal, ekonomik, kültürel, psikolojik ve siyasal sorunların çözümü kadar teröristle mücadele de bu süreçte ön plana çıkmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki teröristle mücadele, terörle mücadele çabalarının küçük bir bölümünü (yüzde 15) içerirken terörün köklü çözümünü öngören terörizmle mücadele daha uzun soluklu ve çok sektörlü çabalarının tamamını içermektedir. Kazanma-kaybetme ikileminde sivil toplum, üniversiteler, medya ve devletin ilgili kurumlarının bütüncül çabaları sayesinde bireyler terör örgütlerinden önce kazanılmalıdır." değerlendirmesi yapılıyor.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası