POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

İZMİRLİ bir grup avukatla 17 Aralık sorşturmasına savcılığın verdiği takipsizlik kararına itiraz eden avukat Arif Ali Cangı, İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi'nin itirazı incelemeden reddettiğini açıkladı. Cangı, yine bir grup avukatla bu kez Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

Avukat Arif Ali Cangı bir grup arkadaşıyla, iki bakanın oğlu ile İranlı işadamı Reza Zarrab'ın da adının geçtiği yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair savcının kararına geçtigimiz yılın sonunda İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi'ne itiraz etti. Ancak Sulh Ceza Mahkemesi itirazı reddetti. Cangı ve arkadaşları bu kez Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Avukat Cangı şu açıklamayı yaptı, 

"17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması yargılaması yapılmadan kapatıldı. Savcılığın verdiği kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair kararına bir grup yurttaş olarak itiraz etmiştik. Sulh Ceza Hakimliği itirazlarımızı incelemeden reddetti. Bir yıl boyunca Türkiye'nin yargı, siyasi ve toplumsal gündemini meşgul eden, çok ciddi iddialar olan soruşturmanın kapatılması kabul edilemez. Bu nedenle itiraz eden bir grup yurttaş olarak bugün Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptık. Umarız ki anayasa mahkemesi başvurumuzu en kısa zamanda gündemine alır, haklarımızın ihlal edildiğini tespit eder. Anayasa Mahkemesinin alacağı karar, 25 Aralık soruşturmasına da Meclis'teki dört eski bakanla ilgili soruşturma için de yol açıcı olacaktır. Ayakkabı kutularından çıkan milyonlarca dolar, ele geçirilen kaynağı açıklanamayan milyonlarca dolar ve euro ve şüphelilerin karanlık ilişkileri karşısında soruşturmanın, yargıya açıkça yapılan müdahalelerle kamu davası açılmadan kapatılması, üstelik buna itiraz haklarımızın tanınmaması yurttaş olarak adalete olan güvenimizi ortadan kaldırmakta, geleceğe dair kaygılarımızı artırmaktadır. Bu soruşturma dosyasında soruşturulan suçlar bu tür suçların kovuşturulmasına amaçlanan hukuki yarar göz önüne alındığında tüm toplumu doğrudan etkilemektedir. Bu kadar ciddi iddiaların yargılanmadan soruşturmanın kapatılmasından, tüm yurttaşlar zarar görmektedir. Dolayısıyla hepimizin hukuk devletinde güven içinde yaşama, anayasal haklarına dayanarak hak arama özgürlüklerimiz, etkili hukuk yollarına başvurma haklarımız ihlal edilmiştir. Soruşturmanın bu şekilde kapatılması anayasada güvence altına alınan hukuk devleti ilkesi, hukuk güvenliği hakkımız ve hak arama özgürlüğümüz ile AİHS'nin 13'üncü maddesindeki etkili iç hukuk yoluna başvurma haklarımız açıkça ihlal edilmiştir. Hukukun üstün olduğu bir toplumda, suçla itham edilen herkesin adil biçimde yargılanmasını istiyoruz."