ABD, İngiltere ile birlikte Yemen'deki Husi hedeflerine düzenlediği saldırılardan bir gün sonra Husilere yönelik bir saldırı daha düzenlendiğini duyurdu. ABD Merkez Komutanlığı'nın (CENTCOM) sosyal medya platformu X'teki hesabından yapılan açıklamada, "ABD güçleri, Sana yerel saatiyle 03.45'te Yemen'deki Husi radar mevziine bir saldırı düzenlemiştir" ifadeleri kullanıldı. Açıklamaya göre, saldırı, USS Carney destroyeri tarafından, kara saldırı gücü olan Tomahawk füzeleri ile gerçekleştirildi.
'19 KASIM'DAN BU YANA 28 SALDIRI VE TACİZ TEŞEBBÜSÜNDE BULUNULDU'
CENTCOM, Husilere yönelik saldırının 12 Ocak'ta düzenlenen saldırının devamı niteliğinde olduğunu, saldırıların hedefinin Husilerin ticari gemiler de dahil olmak üzere deniz araçlarına saldırı düzenleme kapasitesini azaltmak olduğunu ifade etti. CENTCOM'un açıklamasında 'İran destekli Husi militanların 19 Kasım 2023'ten bu yana Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde gemilere yönelik 28 saldırı ve taciz eyleminde bulunduğu' belirtildi. Saldırının Kızıldeniz'de oluşturulan görev gücü ile bağlantılı olmadığı da kaydedildi.
Reuters haber ajansının haberine göre, Husilerin televizyon kanalı Al-Masirah, ABD ve İngiltere'nin Yemen'in başkenti Sana'yı 'baskınlarla hedef aldığını' aktardı. ABD Başkanı Joe Biden ise dün Pennsylvania'da basına yaptığı açıklamada, "Eğer bu korkunç davranışlarını sürdürürlerse Husilere yanıt verildiğinden emin olacağız" diye konuştu.
BMGK, YEMEN'E YÖNELİK SALDIRILARI GÖRÜŞTÜ
Öte yandan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) de Rusya'nın talebi üzerine İngiltere ve ABD'nin öncülüğünde Yemen'e yönelik saldırılara ilişkin görüşme yapıldı. Dün düzenlenen oturumda söz alan BM Orta Doğu, Asya ve Pasifik'ten Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mohamed Khaled Khiarı, "Şahit olduğumuz şiddet sarmalı, Yemen ve bölgede çok ciddi siyasi, güvenlik, ekonomik ve insani sonuçlara neden olabilir" dedi.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise ABD ve İngiltere öncülüğünde yürütülen saldırılardan üzüntü duyduğunu dile getirdi. "Uluslararası toplumun BM yetkisi olmadan Yemen'e yönelik bu saldırıyı kınaması çağrısında bulunuyoruz" ifadelerini kullanan Nebenzia, söz konusu saldırıların uluslararası hukuku ihlal ettiğini savundu.
Nebenzia, saldırıların BM Şartı'nın 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa sayılamayacağını ifade ederek, "Meşru müdafaa seyrüsefer serbestisini sağlamak için uygulanamaz" dedi.
ABD: SALDIRILAR ORANTILIYDI
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward ise İngiltere'nin Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarını çok kez kınadığını anımsattı. Husilerin İngiliz gemilerini de hedef aldığını belirten Woodward, "Dün gece ABD ile birlikte kısıtlı, gerekli ve orantılı bir adım attık" dedi. Woodward, kasımdan beri Husilerin 100'den fazla insansız hava aracı (İHA) ve füze saldırısı yaparak masum hayatları tehlikeye attığını savunarak, "Seyrüsefer serbestini muhafaza etme konusunda kararlıyız" diye konuştu.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield de saldırıların 'orantılı' olduğunu savunarak, aynı zamanda uluslararası hukuk ve meşru müdafaa hakkıyla uyumlu olduklarını kaydetti. Tüm Konsey üyelerinin İran üzerinde baskı kurarak Husilerin saldırılarını sonlandırması için baskı yapmaları gerektiğini ifade eden Greenfield, "Saldırılar tüm askeri olmayan yollar tüketildikten sonra gerçekleştirildi" ifadelerini kullandı.
BM Güvenlik Konseyi, 11 Ocak'ta ABD ve Japonya tarafından sunulan ve Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının acilen sonlandırılmasını isteyen kararı kabul etmişti.
'İRAN'LA ÇATIŞMA İSTEMİYORUZ'
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby de ABD'nin MSNBC kanalına verdiği mülakatta Yemen'e yapılan son saldırıyı değerlendirdi.
Kirby, Kızıldeniz'deki saldırılarına devam eden Husileri İran'ın desteklediğini herkesin bildiğini ve Tahran'ın bu desteği kesmesi gerektiğini söyledi. "Tansiyonu artırmak istemiyoruz, son birkaç gündür Husilerle yaşananların ötesinde bölgede tansiyonu artırmak için bir neden yok. Gerilimi onlar artırdılar. İran'la bir çatışma peşinde değiliz" yorumunu yapan Kirby, Kızıldeniz'deki gemi trafiğinin normale dönmesini arzu ettiklerini dile getirdi.