AK Parti İzmir'de seçim stratejisi masaya yatırıldı

AK Parti Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen İzmir Bölge Toplantısı Balçova Termal Otel'de gerçekleştirildi. Seçim İşleri Başkanlığı İzmir Bölge Topantısı'na katılan AK Parti Seçim İşleri Başkanı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop “İktidara gelmezsek Bu memleketi CHP ‘ye mi bırakacağız” dedi.

Haberler / Yerel Politika

5 Ocak 2015 Pazartesi 13:59

PAYLAŞ

HALİL SOLAK/ HABER SERVİSİ- Partiyi 2015 Genel Seçimlerine götürecek kadroları yoğun kongre süreciyle tamamlayan AK Parti, İzmir Bölge Toplantısı'yla seçim stratejisini masaya yatırdı. Bölge Toplantısı'na Manisa ili ve bağlı ilçelerde katıldı. Seçim İşleri Bölge Toplantısı'nda İzmir ve Manisa illerinin genel değerlendirmesi ile sandık çalışmaları da ele alındı. Toplantıya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş, AK Parti Seçim İşleri Başkan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, AK Parti İzmir Milletvekilleri Hamza Dağ, Ali Aşlık ve Rifat Sait, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, AK Parti Manisa İl Başkanı Murat Baybatur, ilçe bellediye başkanları, ilçe taşkilat başkanları ile ilçe SKM başkanları katıldı.

Delican'dan sandık vurgusu
Seçim İşleri İzmir Bölge Toplantısı'nda açılış konuşmasını yapan AK Parti İl Başkanı Bülent Delican, Partisinin ve parti kadrolarının hedefler koyan ve o hedeflere ulaşabilmek için mücadele eden parti olduklarını kaydetti. Delican, “Etrafımızda sınırlar değişiyor. Ülkemiz üzerinde birçok hesaplar yapılıyor şükürler olsun ki 13 yıl önce 'Erdemliler Hareketi' olarak başlayan harekette doğal liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın çizmiş olduğu çizgide hepimiz planlı düzenli ve disiplinli olarak parti çalışmalarımızla yol alıyoruz. Hedefimiz 2023, 2053, 2071. Biz hedefler koyan ve bunları gerçekleştiren bir siyasi partiyiz. Bizler bu davaya inanmış bir partiyiz. Yüzlerce yıl atalarımızın mücadele ettiği belki de halkımıza anlatılmayan mücadelelerle büyük sıkıntılar çektik. Tarihte bize oyunlar oynandı ama artık AK Parti kadroları bunlara izin vermeyecek. Halkımızda bize inandığı için halkoyuyla cumhurbaşkanımızı seçtik. İzmir’de istediğimiz sonucu yakalayamadık. Burada sandığın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Yüzde 52’nin anlamı anayasayı değiştirmek için siz yetki veriyorum demektir. Bizler sandıklarımıza çok daha fazla sahip çıkacağız. Benim olmazsa olmaz 2 prensibim var. Birincisi sandık yönetim kurulunu kurmamız. 10 bin 297 sandığımız var. 90 bin kişilik bir seçim hazırlık ordusu yapıyor. Bu arkadaşlarımız tek tek kimler bize oy vermiş kimler oy verme potansiyelinde bakması lazım. İkinci prensibim de kadın kollarının ev çalışmasıdır. Biz bunları yaptığımızda İzmir halkı teveccühünü esirgemeyecektir. Çevremizde oynanan oyunları ve geleceğimizi herkese anlatmak zorundayız. Sandığa sahip çıkmalıyız ve devamlı antrenman yapmak zorundayız” dedi ve sandık sorumluları ve üyelere hasta olmayın uyarısında bulundu.

Şentop, 7 Haziran'da tarih yazacağız
Şentop, Seçim İşleri Başkanlığı İzmir Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, “Şimdiye kadar her seçimin kendine göre konjontür olarak bir önemi var. O konjontör değiştikten sonra seçim önemini kaybediyor fakat Haziran 2015 seçimleri sadace bulunduğumuz günlerin veya 1-2 senenin kritk bir dönüm noktası değil, Türkiye siyasi tarihinin en önemli seçimidir” dedi.
Şentop toplantıda şunları kaydetti : “Bölge toplantılarını seçim yaklaşıyor ve seçime hazırlık mahiyetinde yapıyoruz. Genel seçimi de iyi bir sonuçla bitirdiğimiz zaman 3 seçim arka arkaya yapmış olacağız ve Mayıs 2019'a kadar seçim falan yaşamayacağız. Türkiye'de 3 seçim arka arkaya seçim kazanan bir DP vardı bir de AK Parti var. DP darbe yüzünden dördüncü seçimi görememiştir. AK Parti birçok darbe girişimini Cumhurbaşkanımız sayesinde bertaraf etmiştir. Biz 7 Haziran'da tarih yazacağız. Bu seçim Türkiye için kritik bir süreç. Her seçimin kendi şartları var. AK Parti ile Türkiye'nin muhalifi ve hasmı
olan çevreler 2015 seçimlerini önemli görüyor. Mart 2014'de yapılan yerel seçimler öncesinde Türkiye siyas tarihinde olmadığı kadar kirli bir propaganda yapıldı. Türkye'de bir araya gelmesi, birlite hareket etmesi mümkün olmayanlar resmi veya gayri resmi olarak bir araya getirildi. İktidara gelemk iin birlikte çalıştılar. İktidara gelmek, yerel yönetimlerde belediye başkanlıklarını elde etmek için değil, AK Parti'yi zayıflatmak için bir araya geldiler. 'Paralel Yapı' diye ifade ettiğimiz paralel cunta ile irtibat halinde olduğu çevreler 'bir yerde CHP güçlüyse CHP'yi, MHP güçlüyse MHP'yi, destekleyin' telkinlerinde bulundu. Bir siyasi görüşe saihp olabilirsiniz, CHP,MHP, HDP'li AK Parti'li olursunuz. Siyasi görüşününüzü değiştirirsiniz. Bunlar anlaşılabilir şeyler ama herhangi bir siyasi görüşe bağlı değilken, siyasi görüşü desteklemezken sadece 'AK Parti kaybetsin' diye hangi parti olursa olsun onu destekleyelim şeklinde bir yıkım anlayışı Türkiye tarihinde kolya görülmüş bir hadise değil. Bunnu sadece paralel cunta yapmadı. CHP, MHP'de bunu yaptı.”

AK Parti'yi zayıflatma operasyonu
Şentop, “Önceki dönemlerde Mit müsteşarımızla ilgili bir soruşturma açarak onu ifadeye çağırdılar. Türkiye’nin gücünden rahatsız olan bazı kişiler MİT müsteşarı göreve gelir gelmez aleyhinde açıklama yaptılar. Bir süre sonra Gezi Olayları olarak karşımıza çıkan süreç, ülkede bir iç huzursuzluk olduğu söylenen bir süreç. Benzer tarihlerde Almanya’da, İngiltere’de de benzer olaylar oldu ama basın 5 katı gösterdi. 17-25 Aralık olaylarını çok açık bir şekilde darbe teşebbüsü olarak nitelendiriyoruz. Yolsuzluk operasyonları dünyanın her yerinde milli iradeyi gasp etmek isteyenlerin maskesidir. Bu yolsuzluk operasyonu değil AK Partiyi zayıflatma operasyonudur. CHP’nin böyle bir gücü yok, MHP aynı şekilde sözleriyle hareketleriyle millete güç uyandıran bir parti değil. Paralel yapı denilen daha organize bir yapıyı hakim ve savcılar üzerinden etkili olan bu yapıyı harekete geçirelim dediler. Bu bir darbe teşebbüsüdür. Bütün darbelerin uluslararası ilişkileri vardır. 27 Mayıs 1960 böyledir. 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri de öyledir. 28 Şubat da öyledir. Hiçbir darbe uluslararası senaryoyla değil yerel olarak hedeflerle yapılmıştır. 17-25 Aralık tamamen uluslararası bir senaryo durumundadır. Bunun nedenleri, AK Parti göreve geldiğinden bu yana yüz yıldır tarihi problemlerini ele alarak çözerek ilerliyor. Millet desteği, ekonomik istikrar, sosyal barış gerçekleşti. Bunları AK Parti yöneticileri ve lideri Recep Tayyip Erdoğan üstlenebilirdi” şeklinde konuştu.

Seçim için rehavetimiz yok
Şentop, 17-25 Aralık darbe teşebbüsleri bu anlamında diğerlerinde farklıdır. Tamamen uluslararası bir projedir. AK Parti bunlara hazırlıklıdır. 7 Haziran 2015 seçimler çok önemlidir. Milletimizin vereceği oy oranı ufak tefek siyasi aktörlere değil. Güneydeki birçok uluslararası çevreye de cevap olacak. Bu da sizlere bağlı. Ak parti kadroları dünya siyasi partilerin gördüğü en sağlam kadrolardır. Çok fazla üyemiz var bunların yarıdan fazlası aktif olarak çalışıyorlar. Böyle büyük bir teşkilat bütün bu başarıların asıl mimarıdır. Çalışmak çok önemlidir. Bugüne kadar ki başarılarımız bizi rehavete kapılmadık, kapılmak da yok” dedi.

“CHP itibarlı bir parti değil”
“İktidara gelmezsek Bu memleketi CHP ‘ye mi bırakacağız” diyerek CHP'yi eleştiren Şentop, “Bir haftadır Şişli’de bir kavga var. Kimdir bu adam; Sarıgül. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yaptılar. İstanbul’u Şişli gibi yapacağım demişti. Demek ki Allah korumuş. İstediği isimleri aday yaptılar. İstifa mektubu CHP’li müftünün cebinde bulundu. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bunlar medyada yer bulmadı. Niçi? Çünkü CHP itibarlı bir parti değil. İyi projeler üretselerde haber değeri yok, yolsuzluk da yapsa haber değeri yok, bir şey söylese de haber değeri yok. Vatandaşlar CHP Atatürk’ün partisi diye oy veriyorlar. Bu yalandır. İnsanları kandırıyorlar. Bu parti Deniz Baykal’ın partisidir. Atatürk’ü kurduğu parti 80 darbesinden sonra kapatılmıştır. O CHP ölmüştür. 1991 yılında Baykal’ın açmış olduğu bir partidir. Şu an da Kılıçdaroğlu’nun partisidir. Bu sadece bir isim benzerliğidir. Şişli’yi, Kadıköy, Beşiktaş’ı yönetemeyen, İzmir’i yönetemeyen bir partiye iktidarı nasıl verirsiniz. MHP’yi de var eden şey terör sorunuydu. Bu sorunda yol alınınca böyle bir partide kalmadı. Devletin bekası derlerdi o devlet, Devlet Bahçeli’dir. Diğer parti zaten Türkiye’nin tamamına hitap eden bir parti bile değil” dedi.