EGEPOSTASI- İzmir'in Gaziemir ilçesindeki Sarnıç Gölet’i yakınlarında saat 13.00'te çıkan orman yangını nedeniyle çıkan yoğun duman ve yangına havadan müdahale edildiği için Adnan Menderes havalimanı 13.15 ile 14.50 saatleri arasında 1 saat 30 dakika uçuş trafiğine kapatıldı.
Öte yandan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik bugün bir dizi programa katılmak üzere İzmir'e gelecekti. Ancak yangın nedeniyle Çelik'i taşıyan uçak İzmir'e inemedi ve Bodrum Havalimanı'na yönlendirildi.
Çelik İzmir'e geliş planı gecikince programında sarkma yaşandı.
Sözcü Çelik, AK Parti İzmir İl Başkanlığında 'Şehir Buluşmaları kapsamında'; toplantı gerçekleştircekti.
Ömer Çelik sosyal medya hesabı X'ten (Twitter) duruma ilişkin şu açıklamayı yaptı;
"Bugün programlarımız İzmir’de... İzmir havaalanı yakınında yangın çıktığı için planlanan vakitte İzmir’e inemedik. Uçağımız, İzmir havaalanının yangın sebebiyle geçici olarak kapanmasından dolayı havada yön değiştirip Bodrum’a indi. Yakıt aldıktan sonra tekrar İzmir’e uçtuk. Şimdi programlarımıza güzel İzmir’imizde başladık..."
BORNOVA'DA GENÇLERLE BULUŞTU
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bir dizi program gerçekleştirmek amacıyla İzmir’e geldi. Gaziemir'deki orman yangını nedeniyle Adnan Menderes Havalimanı'nın uçuş trafiğine kapatılması nedeniyle uçağı Milas-Bodrum Havalimanı'na inen Çelik'in AK Parti İzmir İl Başkanlığı’ndaki programı iptal oldu. Değişikliğin ardından Bodrum'dan kara yoluyla İzmir'e gelen Çelik, Bornova ilçesinde gençlerle buluştu.
Bornova Kültür Merkezi'ndeki programa Çelik’in yanı sıra AK Parti İzmir Milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Eyyüp Kadir İnan, Yaşar Kırkpınar, Ceyda Bölünmez Çankırı, Şebnem Bursalı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı yer aldı.
Gençlerle bir araya gelen Çelik yaptığı açıklamada; "Gençlik dediğimizde akla sadece yaşın gelmesi bizi kandıran bir şey. Aslında gençlik hiçbir zorluk karşısında idealizmi kaybetmemek, hiçbir zorluktan korkmadan yoluna devam etmek, ilkelerini ne olursa olsun, kim ne tehditle gelirse gelsin asla terk etmemek, yürüdüğün yolu bir gün iki gün değil sonuna kadar yürümek. Bu ilkelerden baktığınızda AK Parti’nin en genci Recep Tayyip Erdoğan’dır. Siz bizlerden çok daha şanslısınız. Birçok siyasi olayın içinde büyüyorsunuz. Gençliğin nasıl bir duygu olduğunu hiç yaşlanmayan, sürekli olarak zorluklar karşısında yılmadan yol yürüyen, ilkelerini ne olursa olsun savunan, hiçbir tehdit karşısında, herhangi bir felaket tellallığı karşısında ilkelerinden taviz vermeden yol yürüyen bir liderin okulunda yetişiyorsunuz. Yıllar sonra dönüp baktığınızda tarih kitaplarında anlatılan birçok olayı 'Biz yaşadık’ diyeceksiniz. Başkaları için o tarih kitaplarında yazanlar bir anıyken sizin için hepsi gerçek. Türkiye’yi dönüştürdüğü gibi bölgesini dönüştüren, bölgesini dönüştürdüğü gibi dünyadaki dönüşüme imza atan, dünyanın en büyük siyasi hareketlerinden birinin mensubusunuz" dedi.
'EVİMİZ AK PARTİ, LİDERİMİZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yola çıktığında 25 yaşında olduğunu ifade eden Çelik, "O günden bugüne 29 yıl geçti. Kim siyasi istikametini değiştirirse değiştirsin, kim yoldan çıkarsa çıksın, bizim evimiz AK Parti, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan. Eyyüp kardeşim genelde çıktığında kürsüye gençlik kollarına teşekkür ediyor, ben de ana kademe ve kadın kollarına teşekkür ediyorum. Eyyüp bana diyor ki 'Ağabey gençlik kollarına teşekkür etmedin.' 'Eyyüp diyorum insan kendisine teşekkür eder mi? Gençlik kollarından yetişmiş kardeşlerimizin partimizde önemli yerlere gelmesi bizim en büyük gücümüz ve kuvvetimizdir. Kardeşlerimiz çok küçük yaşlardan itibaren bu büyük siyasi okulun sıralarında yetişiyorlar. Gençlik kollarımız, aynı zamanda partimizin geleceğinin inşa edildiği bir okul olarak yoluna devam ediyor. Gençlik sadece yaşla sınırlı bir kavram değil hatta yaşla bir alakası yok. Tarihimiz içerisinde çok önemli gün dönümlerinden birindeyiz. Güzel İzmir'imizin 101’nci düşman işgalinden kurtuluş gününü kutluyoruz. Allah’a şükürler olsun ki; 28 Ekim 1923’te; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Efendiler yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ demişti. Aradan 100 yıl geçti. 28 Ekim 2022’de Cumhurbaşkanımız Türkiye Yüzyılı’nı ilan etti" dedi.
'SİZİN YAŞLARINIZDAYKEN TÜRKİYE’DE ESER SİYASETİ GÜNDEM OLMAZDI'
Öte yandan Çelik konuşmasında, "Bu büyük siyasi hareketin içinde ülkemizi, bölgemizi dönüştürürken, dünyada bu büyük dönüşüme imza atarken, ülkemizi nereden nereye getirdik. Ben çok iyi hatırlıyorum sizin yaşlarınızdayken Türkiye’de bakanlar kurulu toplantıları, eser siyaseti gündem olmazdı. Türkiye’de milli güvenlik kurulu toplantıları gündem olurdu. Bizim iktidarımızın ilk yıllarında bile maalesef Türkiye kendi iç çekişmeleriyle enerjisi tüketilmeye çalışılan bir ülke halindeydi. Bu büyük siyasi okulun Türkiye’ye verdiği en önemli katkılardan bir tanesi Türkiye’de siyaseti, demokrasiyi yerli yerine oturtmaktır. Yıllar önce biliyorsunuz en çok övünülen şey şuydu; ‘6 kere gittik, 7 kere geldik’ denirdi. Aslında halkın destek verdiklerine birileri herhangi bir şekilde, yetkileri olmadığı halde karşı çıkarlardı. Bu karşı çıkmanın neticesinde iktidar milletten çalınırdı. AK Parti ile birlikte öylesine büyük bir siyasi dönüşüm gerçekleştirildi ki, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi hiçbir şekilde gasp edilemez, bölünemez, parçalanamaz ve yetkisi ertelenemez bir ilke haline geldi" dedi.
'TBMM, BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞ KUMANDANLIK ETMİŞTİR'
İzmir’in Kurtuluş Yıldönümü 9 Eylül’e de dikkat çeken Çelik, "9 Eylül’de biz bu kurtuluş mücadelesini verirken bir şeye dikkat çekmek isterim. Bütün dünyadan bir farkımız var. Dünyadaki bütün büyük millet meclisleri, bir kurtuluş savaşının sonunda kurulmuştur. TBMM tek başına bu konuda ayrışır. TBMM, bir kurtuluş savaşına baş kumandanlık etmiştir. Bizim Meclisimiz devlet kuran bir meclistir. Bu sebeple Gazi Meclis olarak anılır. Daha sonra da 15 Temmuz darbe girişiminde de Gazi Meclis saldırıya uğradığı için ikinci kez 'gazi' unvanıyla onurlandırılmıştır. O büyük İstiklal mücadelesine başkumandanlık etmiş bir Meclise Türkiye’de defalarca darbeciler tarafından saldırı yapıldı. 15 Temmuz’da da Fetullahçı Terör Örgütü tarafından yapıldı. Bu meclisin yetkileri sürekli elinden alındı. Halbuki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi için biz istiklal savaşı vermişiz. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesini en yüksekte tutmak için şehitler vermişiz. Ama ne yazık ki 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesi içimizden çıkan bir takım demokrasi ve millet düşmanları tarafından gasp edilmiş. Bizim dönemimizde bu konuda da ilkler yaşandı. Partimize kapatma davası açtıklarında, partimize karşı bir muhtıra vermeye kalktıklarında yine bir ilk yaşandı. Cumhuriyet tarihinde bütün hükümetler muhtıra karşısında sessiz kalıp kabullenirken, ilk defa bir başbakan verilen muhtıraya karşı direndi. Muhtıra girişimine direnildiği için, muhtıra yapılmak istenen o teşebbüs, Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kağıt parçasına döndü. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesini ihlal etmek isteyen vesayet girişimlerine karşı ilk defa bir başbakan ve hükümet hayır 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' dedi" diye konuştu.
'BİZİM DÖNEMİMİZDE SİYASETİN GENÇLEŞMESİ SAĞLANDI'
AK Parti döneminde siyasetin gençleştiğini belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, "Yine bizim dönemimizde siyasetin gençleşmesi sağlandı. Biz 2002’de Meclise girdiğimizde AK Parti’de o kadar genç bir kadro vardı ki; 'Bu kadar genç insan Mecliste nasıl görev yapacak, bu memleket nasıl yönetilecek' diye sağdan soldan bir takım yorumlar çıkıyordu. O zaman Cumhurbaşkanımızın yaşının genç olduğunu, bu kadar genç bir kadronun Türkiye’yi yönetemeyeceğini iddia ediyorlardı. Halbuki AK Parti bir kere daha şunu gösterdi ki; zaten Türkiye’yi yönetmek için aklının, kalbinin, ruhunun ve enerjinin her zaman genç olması lazım. Aksi halde Türkiye’yi yönetemezsin. Eyyüp, konuşması sırasında güzel bir noktaya değindi. Bugünkü CHP’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ne ilgisi kalmış? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesini ayakta tutmak için bu mücadeleyi verdiler. CHP ise ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesinin Meclisten aşağı indirilmesi için teşebbüste bulunan askeri vesayet ve yargı vesayetiyle bitişik yürüyen bir tarihe sahip. Çok partili hayata geçtiğimizden beri nerede meşru iktidarı engellemeye çalışan bir girişim olmuşsa bunun siyasi ayağı CHP olmuş. Çıkıp bununla yüzleşecekleri yerde, hak etmedikleri halde Atatürk’ün mirasını sahiplenerek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk hatırına CHP’ye oy veren vatandaşlarımızın da emeklerini istismar ediyorlar. En çok konuştukları konulardan biri; Türkiye’de hayat tarzlarına özgürlük. İşte bunun nasıl gerçekleştirildiğini görmek isteyen varsa, gelsin bu salona baksın. Her kesimden, her kimlikten genç kardeşimizle beraberce, kardeşçe, Türkiye’nin geleceğine imza atacak toplantılar yapmaya devam ediyoruz. İnşallah bundan sonrasına da meydan meydan, sokak sokak gezerek Türkiye’nin en büyük gençlik hareketinin ve siyasetin gençleşme ivmesini büyütmeye ve yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.
'İZMİRLİ VATANDAŞLARIMIZIN HAK ETTİĞİ HİZMETLERE BİR TÜRLÜ KAVUŞAMIYOR'
En önemli meselenin millete dürüstlükle hitap etmek olduğunu belirten Çelik, "Ama şimdi görüyorsunuz ki seçim zamanında nasıl bir yalan ittifakı kurduklarını. Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdikleri kimsenin kendi partisinden bile nasıl gizli pazarlıklar içine girdiğini herkes gördüğünde diyor ki; 'Allah bu memleketi korumuş.' Eğer bunların eline bir fırsat geçseydi bu memleketin geleceği harap olurdu. İşte bunun karşısında bunlar gibi bu yalan siyasetine imza atanlara herhangi bir şekilde geçit vermediğimiz için yarın bir gün; hayatınızın ilerleyen yaşlarında 'Hiçbir şey yapmasam bile bunlara geçit vermediğim için bu memlekete büyük hizmet ettim' diye gurur duyabilirsiniz. Seçimden önce bol bol 'Demokrasi, özgürlük' dediler. Cumhurbaşkanımıza hiç utanmadan 'diktatör’ dediler. Seçim kaybetmesine rağmen ve ağır bir yenilgi almasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu korumak için yaptığı şeyleri görünce, diktatör nasıl olurmuş hep beraber gözümüzün önünde seyrediyoruz. Diktatörler halklarına karşı, tankın, topun, tüfeğin arkasına saklanırlar. Halkla iç içe giremezler. Halkı gördükleri zaman kaçarlar. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımız ise, milletiyle beraber tankın, topun, tüfeğin üzerine yürüdü. Önümüzde bir yerel seçim var. Bu yerel seçim için Cumhurbaşkanımız, 'Hizmet alamamış yerleri hizmete kavuşturacağız' dedi. Hizmet alamamış yer denince ilk akla gelenlerden biri zaten İzmir. Bu güzel İzmirimiz bu belediyenin beceriksizliği ve vizyonsuzluğu yüzünden bütün İzmirli vatandaşlarımız hak ettiği hizmetlere bir türlü kavuşamıyor. İnşallah önümüzdeki günlerde çalışmalarımızı daha da büyüterek bu sefer İzmir’imizi, AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın belediyecilik anlayışıyla buluşturacağız. Bunların demokrasi, hizmet, özgürlük demesine bakmayın. Bunların demokrasisi, hizmeti, özgürlüğü sadece kendilerine çalışır ama biz bu milletin içinden çıkmış ve bu milletin varlığından hiç kopmamış bir siyasi hareketiz" diye konuştu.
Çelik konuşmalarını şöyle tamamladı:
"La Fontaine’'nin masalındaki gibi bir CHP yöneticisi demokrasi, özgürlük derse bilin ki peyniri yutacak. Demokrasiyi kaldırıyorsun altından Kandil çıkıyor. Biz ne dedik onlara? 'Biz AK Parti'yiz' Biz bu ülkeyi size teslim etmeyiz' dedik. Kim ne derse desin ülkemize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu güzel ülkeyi Kemal Kılıçdaroğlu gibi diktatörlük heveslerine asla bırakmayacağız. Bir 9 Eylül günü İzmir’den bir kez daha söz veriyoruz ki, bu ülkeye kem gözle bakanlara asla fırsat vermeyeceğiz."
İZMİR'DE STK TEMSİLCİLERİYLE BULUŞTU
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İzmir programı kapsamında gençlik buluşmasının ardından bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Konak ilçesindeki bir otelde düzenlenen 2023 Şehir Buluşmaları'nda sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Çelik, burada yaptığı konuşmada, düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yıl dönümünde İzmir'de bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Türkiye'nin bir bütün olduğuna işaret eden Çelik, "Kimliklerimiz, etnik aidiyetlerimiz, partilerimiz, ideolojik düşüncelerimiz farklı olabilir. Hepimizin adları farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir." dedi.
Türkiye'nin yeryüzünün en kıymetli coğrafyasında bulunduğunu kaydeden Çelik, "Vatanımız bir mücevher gibi haritanın ortasında, herkesin gözünü diktiği bir yer. Burada varlığımızı sürdürmemiz için tabii ki güçlü bir orduya sahip olmamız lazım ama bunun yanı sıra güçlü bir cumhuriyete, güçlü bir ekonomiye, güçlü bir demokrasiye, güçlü bir gençliğe, güçlü sivil topluma ve güçlü devlet kurumlarına da sahip olmamız lazım." ifadelerini kullandı.
Dünyadaki değişim
Rusya-Ukrayna savaşının çıkmasıyla dünyadaki dengelerin altüst olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Bildiğimiz dünya düzeninde iki tane sembol vardı; biri Japonya'nın diğeri de Almanya'nın silahsız olması. Rusya-Ukrayna savaşından sonra hem Almanya silahlanıyor hem Japonya silahlanıyor. Bildiğimiz dünya düzeninin dikişleri sökülüyor. Dünya artık bir türbülansın içinde ve bildiğimiz anlamda dünyadaki istikrarın devamı konusunda büyük güçlükler ortaya çıkacak. Şimdi görüyorsunuz Rusya-Ukrayna savaşından, Çin-Tayvan gerilimine, Ermenistan'ın Azerbaycan sınırına asker yığması gibi birtakım provokasyonlara kadar çok geniş bir coğrafyada istikrarsızlık var. Bütün bunun içerisinde biz ülkemizin yönetimini, ülkemizin sivil toplumunu, vatandaşlarımız arasındaki dayanışmayı sağlam tutmalıyız."
Kadın ve gençliğin gücünün Türkiye için büyük önem taşıdığını dile getiren Çelik, "Cumhurbaşkanı'mız çok önemli kadın yöneticileri atadı ve Türkiye Yüzyılı'nın simgelerinden biri haline geldi. A Milli Kadın Voleybol Takımı'mız ay-yıldızımızı en yükseğe çıkardı. Gençlerimizin ülkemizin en büyük gücü, en büyük kuvveti, en büyük kaynağı olduğunun geleceğe atılacak en büyük imzanın onlara yatırım yapmak olduğunun bilincindeyiz." diye konuştu.
Terörle mücadele
AK Parti'nin "milletin egemenliğini" yere düşürmeyeceğini ve milletten başka "sicil amiri" tanımadığını söyleyen Çelik, devletin belli bir grubun oligarşik çıkarlarını temsil eden bir yapı olamayacağını ifade etti.
Hangi partiden olursa olsun her vatandaşın emeğine ve katkısına ihtiyaç duyduklarını dile getiren Çelik, şunları söyledi:
"Kırmızı çizgimiz, ülkemizin bölünmez bütünlüğüdür, değerlerimizdir, terörle mücadeledir. Herhangi bir şekilde bir ülkede teröre, herhangi bir şekilde taviz gösterilmesi mümkün değildir. Bazen bazı siyasi partiler çıkıyorlar, Kandil'den, PKK'dan kendilerine açıkça destek verildiği zaman bu destek karşısında sessiz kalıyorlar. Bakın terör, Türk'ün de düşmanıdır, Kürt'ün de Arap'ın da Türkmen'in de; bu coğrafyanın düşmanıdır. Gençlerin, kadınların, herkesin düşmanıdır. Terör bir insanlık suçudur. Hangi terör örgütü olursa olsun hiçbir vatandaşımızın ait olduğu etnik grupla ilişkilendirilmemelidir. Bunun dışında vatandaşlarımızın etnik aidiyeti ne olursa olsun tek bir milletin parçalarıyız, tek bir milletin bütünlüğünü oluşturuyoruz."
Türkiye'nin demokrasiye dayanan, millete dayanan, cumhuriyetin değerlerine saygılı bir yönetimle yürüdüğü sürece güçleneceğini belirten Çelik, Orta Vadeli Program'ın da Türkiye'nin daha sağlam yürümesi için sağlam bir yol haritası sunduğunu aktardı.
Çelik, Türkiye'nin bölgesel düzeyde ve küresel düzeyde diplomasi, ekonomi ve barışta kilit rol oynadığını dile getirdi.
Yerel yönetimler ve belediye başkanları
İzmir'in yerel yönetim konusunda şanssız olduğunu kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
"İzmir gibi yerlerdeki şanssızlık, merkezi hükümetin çok büyük bütçelerle İzmir'imize sahip çıkmasına rağmen yerel yönetimlerin vizyonsuzluğu sebebiyle bunların katmerlenememesi, bunların kıymetlenememesidir. Yoksa İzmir'in çalışkan insanları, İzmir'in vatansever insanları, İzmir'in bu imkanları varken şimdinin on katı, yüz katı, bin katı hedeflere ulaşması gerekirdi ama yerel yönetim vizyonsuzluğu olduğu zaman ortaya çıkan tablo sadece ideolojik istismardan ibaret oluyor."
Gizli pazarlıklar yapanların ve onlarla birlikte olanların ülkeyi yönetemeyeceğini anlatan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gizli pazarlıklar, yalan siyaseti kendi partisinden bile gizli bakanlık dağıtmalar, böyle bir şeyden ne çıkacaktı? Hiçbir şey çıkmayacaktı. Altılı masa dedik, yedili masa dedik; yedi kişi bir araya gelip çay demleyemez, memleketi nasıl yönetecek? En büyük saygısızlığı ne zaman yaptılar? Seçim gecesi sandıklar açılmamış daha, sayım devam ediyor, milli irade tecelli etmemiş. Bütün siyasetçilerin, siyasetçinin sicil amiri olan vatandaşın oyunu beklemesi gerekir saygıyla. Sonuç belli olduğunda da saygıyla karşılaması gerekir. Çıktılar, iki belediye başkanları, daha sayım devam ederken 'Yeni Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu'dur. Biz de onun yardımcılarıyız.' dediler. Ben de çıktım dedim ki 'Millet iradesine saygısızlık ediyorsunuz, vatandaşa saygısızlık ediyorsunuz.' Arkasından o gece çıktılar, ülkemize hakaret eder gibi dediler ki 'Sakın bu gece kimse dışarıya çıkmasın. Türkiye'de büyük olaylar olacak. Büyük kaos olacak.' Sanki Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenlik güçleri bir provokasyonu önlemekten acizmiş gibi kendi ülkesine güvenmeyen, kendi ülkesine itibar etmeyen bir yaklaşım. Biz de dedik ki 'Bakın hepimiz sokaktayız. Her partiden bütün vatandaşlarımız da gelsinler.' Memleketin kudreti budur ama bunu söylemeniz için demokrasiye, millet iradesine inanmanız lazım. Millet iradesinden hoşnut değilseniz, millet iradesiyle kavganız varsa, milletin değerleriyle kavganız varsa o zaman bunu söyleyemezsiniz."