AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya geldiği toplantıda önemli değerlendirmelerde bulundu. Ünal, şunları söyledi:
LOBİLERİN SÖZCÜSÜ:
Bir ülkede anamuhalefet partisi lideri, ülkesi böyle bir mücadele verirken yurtdışına şikâyet ediyorsa... Alman Focus Dergisi’ne verdiği mülakat, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye karşıtı lobilerin sözcüsü olduğunu bir kez daha gösterdi. Çok acı bir durum.
KRİZ SÖYLEMİ:
Kemal Kılıçdaroğlu, her söyleminde meşruiyet krizi oluşturacak bir dil oluşturuyor. Tartışmayı derinleştirecek krizler oluşturuyor.
İLGİLENMİYORLAR:
“Türkiye IŞİD’i destekliyor” tezi, sistematik olarak 2012’den sonra çıkmaya başladı. Sizin ne yaptığınızla ilgilenmiyorlar. Kılıçdoğlu, 19 Mayıs’ta “Görüntüleri izledim, TIR’lardaki silahtı” açıklamasını yapıyor. 22 Mayıs’ta Cumhuriyet Gazetesi’nde haber oluyor.
MÜNASEBETİ SÜRDÜRDÜ:
CHP, bunların (FETÖ) bu yapısı ortaya çıktıktan sonra bunlarla münasebeti sürdürdü. AK Parti karşıtlığı ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı gözlerini öyle karartmış durumda ki AK Parti ve Sayın Erdoğan’ın karşısında olan her türlü yapı, Türkiye’ye zarar verse bile onlarla ilişki kurmaktan geri durmuyorlar.
FOBİK BOZUKLUK:
Türkiye’nin tanınmış psikologlarından biri aktardı. Bana, “Yeni gördüğüm bir fobik bozukluk; 6 tane vakayla karşılaştım” dedi. “Başörtülü gördüğüm zaman dayanamıyorum, tükürüyorum ve bu davranışıma da engel olamıyorum. Sakallı birisini gördüğüm zaman ya da dini simgeler gördüğüm zaman saldırma eğilimlerime hâkim olamıyorum diye 6 tane vaka geldi” dedi.
NEFRETİ REHABİLİTE ETME:
Kılıçdaroğlu ve CHP, siyaseti bu nefretten beslenmeyi mi, rehabilite etmeyi mi tercih edece? Maalesef bu nefretten beslenmeyi tercih ediyorlar. Söylem analizinin getirdiği noktada, iki seçenekle karşı karşıyayız. Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ya sistematik olarak bu sözünü ettiğimiz şeyleri bilinçli şekilde yapıyor ya da siyaset bilmediği için kendi kitlesinin, tabanının reflekslerine göre bunu yapıyor.
DOZUNU ARTIRACAKLAR:
Bunun dozunu artıracaklarını düşünüyorum. Yüzde 48.6’yı tahkim etmenin yolu olarak bunu görüyorlar. Maçka Parkı, sakallı polis, Atatürk büstüne saldırı, benzer olayların daha da artacağını ve yüzde 48.6’yı; yaşam tarzı kaygısı üzerinden, Cumhuriyet’in kazanımları ve değerleri üzerinden büyütmeye, tahkim etmeye çalışacaklar. Şu anda bunu deniyor CHP; HDP de bunun paydaşlarından bir tanesi olarak gözüküyor.
KAMUOYU YOKLAMASI:
Yüzde 48.6’yı anlamak için ikinci bir kamuoyu yoklaması yaptırıyoruz. Çünkü biz anlamaya çalışıyoruz. Anlamadan, dinlemeden ilişki kuramayız. Bir şeyle ilişki kurabilmeniz için ilişki kurmaya çalıştığınız kişinin size kendisini açması gerekiyor. Bize şunu kimse diyemez: “Onları da anlamaya, önyargılarını kırmaya çalışın.” Onun için onların önyargılarından kurtulup bize kendilerini açması lazım.
‘LİDER PARTİYE DÖNÜNCE EKSEN YERİNE OTURDU’
“ERDOĞAN genel başkanlığa döndükten sonraki süreçte AK Parti’nin ne yapacağı soruluyor. Sürekli kamuoyu ile paylaşıyoruz. Daha ne yapalı? Türkiye’de siyasal sistemi değiştirdik. Bu başlı başına tarihi bir değişim. Bu siyasal sistem doğrultusunda devleti yeniden yapılandırıyoruz. (Ayhan Ogan’ı kastederek) Demek istediği ‘Yeniden yapılandırıyoruz’dur. ‘Yeni devlet kuruyoruz’ gibi tuhaf bir ifadeyle dile getirdi. Bu yeniden yapılandırmanın mimarı ve lideri, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Son 3 yıl, AK Parti ara dönem yaşadı. Bu ara dönemde siyaset bir eksen kayması yaşadı. Şimdi tekrardan lider partiye dönünce siyasette eksen yerine oturdu. Lider siyasete tekrar dönünce doğal olarak her şeyi elden geçiriyor. Teşkilatlar hükümet, parti, belediyeler, her şey elden geçiriliyor.” (Habertürk)