POLİTİKA
EGEPOSTASI- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekil Hamza Dağ, TV35 ekranlarında yayınlanan Kent ve Siyaset programında Mehmet Ali Deniz’in konuğu oldu. Ülke ve İzmir gündemine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Dağ, geçtiğimiz hafta Hatay’da PKK tarafından çıkarılan yangınlar neticesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile aralarında başlayan kınama polemiğine de değindi.
Siyasetçilerin kırmızı çizgilerinin olması gerektiğini belirten Dağ, terörün kırmızı çizgi olduğunu söyledi. Dağ, HDP’yi işaret ederek, CHP’nin oy kaygısı olduğunu ifade etti ve “Bir siyasi partiden alınmış oyların ‘Aman beledi olur’ diyerek bu konuda mümkün olduğunca az şeyler söyleyelim diye bir yaklaşım var. Bu sadece Büyükşehir Belediye Başkanı’mızın bir gündemi değil değil CHP’nin böyle bir yaklaşımı var” diye konuştu.
“SÜRECİN BU AŞAMAYA GELMESİNİN NEDENİ BİZ DEĞİLİZ”
Geçtiğimiz günlerde Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı ve Hamza Dağ’ın içlerinde bulunduğu bir ekiple Karşıyaka Stadı’nın akıbetini görüşmek üzere Ankara’ya gitmişlerdi. Karşıyaka’nın kangren haline gelen sorunlarından stadyum ile ilgili alınan kararlardan bahseden Dağ, “İzmir’de 3 tane stadyum projemiz var. Göztepe’deki Gürsel Aksel Stadı, Alsancak Stadı ve Karşıyaka Stadı. Biri tamamlandı, Alsancak Stadı da bu sene sonunda nihayete erecek. Önümüzde Karşıyaka Stadı var. Bu statta talihsiz süreçler yaşadık. Karşıyaka Belediye Başkanımız bu konuyla ilgili çağrıda bulunup gerekirse kendilerinin yapacaklarını söylemişlerdi. Biz de bu çağrıya yanıt vermek istedik. Belediye Başkanımız, Karşıyaka Spor Kulübü Başkanımız ve bizim de olduğumuz bir heyetle Spor Bakanımız ile bir görüşme gerçekleştirdik. Önce teknik bir çalışma yapılacak. Büyükşehir Belediyesi gereken desteği vereceklerini söylemiş. Ama ortada maliyet durumu söz konusu olduğunda Büyükşehir ne kadar katkı sağlayabilir, ilçe belediyesi ne kadar katkı sağlayabilir, Spor Bakanlığı bunun neresinde olabilir... Öncelikle bu konuda teknik bir çalışma yapılacak. Biz İzmir’le ilgili her konuda yapıcı ve çözüm üretici olmak istiyoruz. Bu sürecin bu aşamaya gelmesinin sebebi kesinlikle biz değiliz. Bizim statları hayata geçirme konusunda en somut örneklerimiz Göztepe ve Alsancak statlarıdır. Bunları hayata geçirip Karşıyaka’yı yapmamak gibi bir ayrımcılık durumu söz konusu olamaz. Ama maalesef Karşıyaka’da Alsancak ve Göztepe’dekinden daha farklı bir süreç oldu. Orada, yapıcı ve netice almaya yönelik bir yönetim sergilenmedi ve olay buraya geldi. Biz de sorunun çözümü için bir adım attık umarım ki en kısa sürede netice alırız. Bence teknik çalışmalar bu sene sonuna anca yetişir. Daha ihalelere çıkılmadı. Ardından diğer konulara geçeceğiz” dedi.
KÜLTÜRPARK MECLİSE TAŞINIYOR
Dağ, partisinin Karşıyaka Kongresi’nden Kültüpark’ın millet bahçesi olması gerektiğini söylemişti. Dağ’ın bu sözleri gündemde bomba etkisi yaratırken CHP kanadından da büyük tepki görmüştü. Konuya ilişkin görüşlerine açıklık getiren Dağ, “Ben bir öneride bulundum. Orasıyla ilgi sürekli bir tartışma yaşanıyor. Pazaryeri konusu, kültür merkezi yapma konusu... Ahmed Adnan Saygun orada duruyor ve tam kapasite de hizmet vermiyor. Pazar yeri de her semtte var. Kültürpark bizim gözümüz gibi bakmamız gereken, şehrin tam ortasında yemyeşil özelliğiyle kıymetli bir yer. Sürekli olarak burasıyla ilgili ortaya konan fikirler yeni bir inşaat yeni bir bina... Büyükşehir Belediye Başkanımız bizim çıkışımıza ‘Zaten orası millet bahçesiydi’ demiş. Ama orada ne millet var ne de bahçe. Oranın duvarlarını yıkıp cazibe merkezi haline getirip insanların Kordon dışında gidebileceği bir cazibe alanı olarak kullanmak İzmir’in hayrına olacaktır. Bunu bizim ya da belediyenin yapması arasında fark yok. Sürekli başkaca konular üzerinden gündeme getirip tartışmak bana çok doğru gelmiyor. Kaldı ki oradaki esnafın bir yılda yaptığı ciro sadece fuar döneminde yaptığıydı. Belki eski günlere getiremeyiz ama Basmane, Mimar Kemalettin, Kemeraltı ve fuar bunların hepsinin birden planlamasının yapılması gerekiyor. Ama biz 1,5 yıldan bu yana fuarda ne yapalımı tartışıyoruz. Bunlar çok gereksiz bir tartışma. Bu alanın yemyeşil kalmasının çok daha mantıklı olacağını ve İzmirlilerin oraya gelebileceği imkanların artırılması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanımız ile bir bir görüşme yaptık. Kendisi bu minvalde bir çalışmayı meclise taşıyacaklarını söyledi. Yeşil özelliği kalacak ve milletin de oraya gitmesini sağlayacak bir çalışma olursa biz de destek veririz” diye konuştu.
“BÜYÜKŞEHİR’İN İŞLERİNİN BAKENT’TE YANSIMASI KÜÇÜK”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ya da ilçe belediyelerin ülke gündemine hizmetleriyle gelmesi gerektiğini belirten AK Partili Dağ, “Büyükşehir Belediyesi’nin işlerinin İzmir’de de yansıması küçük Başkent’te de küçük. Salgın sürecini biz bir kenara koyarak yapmıyoruz eleştirileri. Muhalefet ekonomi eleştirisi yaparken salgını göz önünde bulundurmadan yapıyorsa da biz insaflı davranıyoruz. Salgın dönemi devam ediyor ve bu dönemde yapılan yatırımlar sosyal yardımlara yöneldi. Ama tabi ki 4,5 sene boyunca bu dönem olmayacak. Ben şöyle bakıyorum; bizim Büyükşehir Belediyesi ya da ilçe belediyeleri Türkiye gündeminde hangi konularda yer aldıla? Yeni açılan bir metro ya da tramvayla gündeme gelemedik. Körfez’de yüzme konusunu da 3 seneydi 5’e erteledik. Ülke gündemine geldiğimiz konularsa; Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakalımla, para ve bayrak çıkışıyla, bir belediye başkanının eşini onursal koordinatör olarak atamasıyla, bir belediye başkanı azmettirmekten yargılanıyor, bir belediye başkanı oğlunu genel müdür yapıyor... Açıkçası bir belediye bu konuda mı gündeme gelmel? Yoksa hizmetleriyle mi gündeme gelmel? Bu konuda daha fazla örnek verilebilir. Ben arkadaşların belediyecilikle ön planda olmasının daha faydalı olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“TERÖR KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”
PKK terör örgütünün Hatay’da çıkardığı yangın sonrasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kınama mesajı vermemesi AK Parti ve MHP tarafından eleştirilirken Soyer, PKK sempatizanı olmakla itham edilmişti. Dağ konuya ilişkin, “Olması gereken bu. Biz PKK terör örgütüne kahrolsun diyemeyeceksek... Bu ülkenin her bireyinin 40 yıldır şehit olmasına sebep olmuş bir nevi gençlik ve gelecek sorunu haline gelmiş... Ekonomik boyutu bir şekilde çözülebilir. Ama ortaya koymuş olduğu hadiselerle insani bir krize sebebiyet vermiş bir örgüte orman yangını söz konusu olduğunda, eğer devlet bu konuda bir durum ortaya çıkartmışsa kahrolsun PKK diyemeyeceksek açıkçası ülkeye dair bir takım farklı düşünceler olduğunu düşünmekten kendimizi alamayız” dedi.
Soyer’in “Kınayınca bitmiş olacak mı” sözlerine de yanıt veren Dağ, “Bu olayın çok basit tarafı. Zaten devlet kurumları bu konuda mücadele veriyor. Benim o gün tweette söylediğim gibi Nemrut’un ateşine su taşıyan karınca misali nerede durduğumuz ve amacımızın ne olduğu belli olsun diye böyle bir soruya açıkçası bu konuda daha vatansever olan İzmir’in Belediye Başkanı mutlaka o terör örgütünü lanetleyecek noktada olması lazım. Bunu sadece PKK için değil dünyadaki tüm terör örgütleri için söylemeliyiz. Ama bir siyasi partiden alınmış oyların ‘Aman beledi olur’ diyerek bu konuda mümkün olduğunca az şeyler söyleyelim diye bir yaklaşım var. Bu sadece Büyükşehir Belediye Başkanı’mızın bir gündemi değil değil CHP’nin böyle bir yaklaşımı var. Bu konulardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışmak ya da konuları gündeme getirmemeye çalışmak, televizyon ya da spontane programlarda beklemedikleri sorular gelince de olayı tam olarak ortaya koyamamakla karşı karşıya kalmaları söz konusu. İnsanın özellikle siyasetçilerin net olması lazım. Bazı konuların kırmızı çizgimiz olması lazım. Terör de kırmızı çizgidir” ifadelerini kullandı.
“MUHALEFET KENDİ İÇİNDE SIKINTI YAŞIYOR”
AK Parti İzmir Milletvekili Cemal Bekle’nin ‘İzmir’e kendimizi analatamadık’sözleri üzerinde İzmir’de AK Parti varlığını da yorumlayan Dağ, “Bunu şöyle okumak lazım. 2002’de bizim aldığımız oy yüzde 17 idi bugün 39,4. Bir yükselme var ama başarı, kazanmaktır. Bizim parti olarak genel bir siyasetimiz ve bununla bağlantılı yerel bir siyasetimiz var. Bu siyaseti mutlaka daha çok anlatacağız. Ben İzmir’in iyi anladığını ve bizim de iyi anlattığımızı düşünüyorum. Daha çok anlatmalı ve bir arada olmalıyız. Yaptıklarımızı bir yağmur suyunun bir mermerin aynı yerine damlayarak orada bir netice alması gibi biz sabrederek İzmirli hemşerilerimize kendimizi daha çok anlatarak netice almak için çaba sarf edeceğiz. Bugüne kadar Büyükşehirde bir netice alamadık, ilçelerde de aynı sıkıntıyı yaşadık. Bugün oy sayısı itibariyle Türkiye’de AK Parti’nin en çok oy aldığı üçüncü şehir” dedi ve sona ermek üzere olan kongrelerden başkan olarak ayrılan partidaşlarına hitaben şunları söyledi; “Teşkilatlarımız çok güzel bir kongre süreci geçirdi. Kongre süreçleri hep sıkıntılı süreçler olur ama biz bunu yaşamadık. Dört kongremiz kaldı onları da bu ay içerisinde tamamlamayı planlıyoruz. 2023 seçimleri ülke açısından çok kritik seçimler olacak. Muhalefet, her ne kadar bizim içimizden kurulan siyasi partilerden beklenti içine girmiş olsa da muhalefetin kendi içinde yaşadığı bir sıkıntı söz konusu. Benim tahminimce yaşanan Atatürkçülük tartışması ya da genel başkan tartışması 2023 seçimlerine kadar ertelenecek. Ama 2023 seçimlerinden sonra bu konuda çok farklı bir durum söz konusu olacak. 2023 seçimlerini yine biz kazanacağız. Araştırmaları yapan bir olarak da bunu çok rahat bir şekilde ifade edebiliyorum. Bu nedenle ilçelerde görev alan arkadaşlarımız ile birlikte bu kritikliği göz önünde bulundurarak daha fazla çalışarak daha fazla emek vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bize her şeyi söyleyebilirler. Ama AK Parti denildiğinde herkes çalışkan bir parti olduğunu söyler. Herkes bu partideki insanlarda çalışkanlık ve fedakarlık olduğunu söyler. Ben de bu çalışkanlık ve fedakarlığı bir tık öteye götürerek 2023 ve 2024 seçimlerinde netice almak için tüm teşkilatımıza sonuna kadar güveniyorum.”
Sayfa başına git
