AK Partili Ensarioğlu: Sorun çözülmezse dahi, koruculuk sistemi kaldırılmalı
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, koruculuğun öteden beri tartışılan bir sistem olduğunu belirterek, "Bugün itibariyle bu sorun çözülmese dahi koruculuk sisteminin kaldırılması gerekir. Daha eğitimli, kadrolu, devletin güvenlik...
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, koruculuğun öteden beri tartışılan bir sistem olduğunu belirterek, "Bugün itibariyle bu sorun çözülmese dahi koruculuk sisteminin kaldırılması gerekir. Daha eğitimli, kadrolu, devletin güvenlik birimleri bu işi üstlenmeli." dedi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Cihan Haber Ajansı’na çözüm sürecinde gelinen nokta ve BDP’nin koruculuk sisteminin kaldırılmasına ilişkin teklifini değerlenirdi. Koruculuk sisteminin öteden beri tartışılan bir konu olduğunu söyleyen Ensarioğlu, "Sadece BDP’nin şimdiki önerisi ile gündeme gelmiş bir sistem değil. Koruculuk sistemi sayın Başbakan’ın da tartıştığı, hükümetin de tartıştığı öteden beri benim de karşı olduğum bir sistemdir. Çağdaş bir ülkeye yakışmayan bir sistemdir." diye konuştu.
Devlette zafiyet olamayacağını, güvenlik sorununu devletin güvenlik birimlerinin çözmesi gerektiğini kaydeden Ensarioğlu, "Yerel ve eğitimsiz güçlere ihtiyaç duyulması bir zafiyettir. Zamanında böyle bir araca gerek duyulmuş ve kullanılmış. Bugün itibariyle bu sorun çözülmese dahi koruculuk sisteminin kaldırılması gerekir. Daha eğitimli, kadrolu, devletin güvenlik birimleri bu işi üstlenmeli. Ama zamanında ihtiyaç duyulmuş ve kullanılmış ise bu yerel güçleri de hiçbir şekilde mağdur etmeden, bu mağduriyette devlete yakışmaz, burada tek bir kişinin dahi mağdur olmayacağı bir formülle bu işi çözmek lazım." dedi.
"KORUCULARIN PSİKOLOJİK REHABİLİTASYONLARI GEREKİR"
Ensarioğlu şöyle devam etti: "Gerek bu insanların statüleri olur, gerek sosyal güvenceleri neyse bunun sağlanması gerekir. Bir kere başta bunların rehabilitasyonu gerekir. Psikolojik rehabilitasyonları gerekir. Travmaları yaşamış bir toplumun bir parçasıdır buda. Burada bu insanların ya kır bekçisi ya köy bekçisi, veya köy okullarında, sağlık ocaklarında bir şekilde istihdam edilmeleri gerekir. Bir tekinin dahi mağdur edilmemesi için formül geliştirmeli. Bunu kendi içimizde öteden beri tartışıyoruz."
"KAN DAVASINA DÖNÜŞMEZ"
Koruculardan gelen olayın kan davasına dönüşebileceği yönündeki endişelerin hatırlatılması üzerine Ensarioğlu, "Kan davasına dönüşmez. Türkiye sorununu çözerken yeni sorunlar yaratmaz. Bütün bunları bir proje çerçevesinde çözeriz. Silah bırakırken korucuları görmezden gelmek, Kürt sorununu çözerken örgütü görmezden gelmek sorunu çözmez. Tüm sebep ve sonuçları ile bir proje çerçevesinde sorunu çözmek gerekir." şeklinde konuştu.
"KORUCULUK SİSTEMİNİN DAYANDIĞI SAĞLAM HUKUKİ TEMELLER YOK"
Türkiye’de 50 bin civarında korucu bulunduğunu aktaran Ensarioğlu, “Koruculuk sisteminin dayandığı çok sağlam hukuki temeller yok. O yüzden geçiçi köy korucusu denmiş. Sosyal güvenceleri yok, sigortaları yok, yeşil kartla idare ediyorlar, kendi köyünü korumakla görevli olduğu halde operasyona gidiyor. Başka köylere veya karakolları koruyor. Aslında hukuki temelleri olmayan bir statüleri var. Bu sistemin topyekun ele alınması gerekiyor.” ifadesini kullandı.
"ÇÖZÜM SÜRECİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR"
Ensarioğlu, çözüm sürecini de değerlendirdi. Sürecin sağlıklı bir şekilde işlediğini belirten Ensarioğlu, “Halkın desteği var. Muhalefet partisi ve bazı çevreler bu meseleyi istismar ediyor. Buna rağmen, gün geçtikçe olumlu sonuçları alındıkça, halkın inancı ve desteği de bu oranda artıyor. Yüzde 69-70 oranında destek var ama geriye kalan yüzde 30’un endişeleri olmakla birlikte onlar da bu işin son bulmasını istiyorlar.” diye konuştu. Muhalefetin konuyu istismar etmesi ve bazı çevrelerin doğru olmayan haberler yayması ile insanlarda bir takım endişeler oluştuğunu dile getiren Ensarioğlu, “Bu da doğaldır. Bu süreçler hiçbir yerde sorunsuz süreçler değil. Bunlar olacak.” dedi.
"BU KADAR İNSANI İÇERİ DIŞARI SÜREKLİ GETİRİP GÖTÜREN BİR ÖRGÜT VAR. YOLLARINI DA USULLERİNİ DE BİLİYOR"
Çekilmenin sürecin önemli parçası olduğunu aktaran Ensarioğlu, şunları dile getirdi: "Ne zaman başlayacak, nerelerden geçecek ve ne şekil bu insanlar taşınaca? Bunlar teknik mevzular ama bunlar sorun teşkil etmeyecek. Netice itibariyle bu kadar insanı içeri dışarı sürekli götürüp getiren bir örgüt var. Yollarını da biliyor, usullerini de biliyor. Silahsız geçişi ile ilgili bir tartışma vardı. Bu da kabul edildi ve silahsız geçiş sağlanacak. Bugünlerde başlaması gerekiyor söylenen ifadelere göre. Bu çekilme için valiliklere yazılı izin gerekiyor mu gerekmiyor mu gibi bazı teknik ve hukuki tartışmalar var bunlar neticede bütün sorumluluğu hükümetimizin sorumluluğunda ve Sayın Başbakan’ın sorumluluğunda. Hem hukukçularla hem de yetkililer bunu inceleyip, atılması gereken adım neyse atılacak. Hukuki gereklilik gerekiyorsa gereken yapılır, yazılı emir talimat gerekiyorsa gereken yapılır. Ama gerekmiyorsa hükümetimizin kararlığı ortada devam edecek."
"BU TÜR SÜREÇLER PROVAKASYONA AÇIK SÜREÇLERDİR AMA BUNA PABUÇ BIRAKMAYIZ"
Bu tür süreçlerin provokasyona açık süreçler olduğunu ifade eden Ensarioğlu, "Her zaman bunların olabileceğini biliyoruz. Ama bizim kararlılığımız ve samimiyetimiz ortada. Provokasyonun amacı bu tür süreçleri engellemektir, provokatörlerin amacına hizmet edeceksek provokasyon olduğu zaman bu işten vazgeçeriz. Ama her ne olursa olsun, Sayın Başbakan ‘benim siyasi hayatıma mal olsa, ben bu işi sürdürmeye devam edeceğim’ diye bir ifade kullandı. Bu ifadeden sonra provokasyona pabuç bırakmayız. Tabi ki bir insanın ölümü, bir provokasyon neticesindeki kayıplar sürece zarar verir ve çok önemlidir. Ama bizler daha büyük acılar yaşanmasın diye, Türkiye’yi bekleyen daha büyük tehlikeleri ortadan kaldırmak için bunu yapıyoruz. Bir iki provokasyonla vazgeçecek değiliz." şeklinde konuştu.
ÇEKİLME SÜRECİNDEN SONRA NE OLACAK'
Çekilmeden sonra nasıl bir sürecin işleyeceğinin sorulması üzerine Ensarioğlu, yeni anayasa çalışmalarına dikkat çekti. Ensarioğlu, "Yeni anayasa sürecinde Türkiye’de bir daha sorunlar yaşanmaması için Türkiye’deki hakların, çoğulculuğun, demokrasinin teminat altına alınacağı yeni bir anayasa yapılacak. Bu anayasa sayesinde Türkiye’de sorunların çözümünün zemini oluşturulacak. Daha sonra da örgüt silah bırakacağını deklare edecek. Gerek Avrupa’da gerek cezaevinde gerekse örgütte suça bulaşmamış insanlar var. Bunların geriye dönüşü ile ilgili mevcut yasalarda var. Mevcut yasalara ek yasalar çıkarmak gerekiyorsa bunlarda çıkartılacak. Bu insanlarımızın topluma kazandırılması ile ilgili sosyal siyasal hayata, ekonomik hayata entegrasyonu ile ilgili yapılması gereken ne varsa yapılır. Bu çok yönlü bir iş. Bu projenin gereği neyse yapılır." dedi.