ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Bornova Ağaçlıyol'da Karayolları Bölge Müdürlüğü'ne ait arazilerde yapılan plan değişikliği sonrası ticari kullanıma açılarak özelleştirme yolu ile satılan arazilerin getirdiği tartışma bitmek bilmiyor. Kitlesel eylemler ile tepkisini dile getiren ve İzmir'de yer alan birçok sivil toplum örgütü çeşitli kampanyalar ile bir araya getiren #direnAĞAÇLIYOL YEŞİL İZMİR DAYANIŞMASI son gelişmeler dair çarpıcı açıklamalarda bulunarak çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Platform adına açıklama yapan Prof. Dr. Kayhan Kantarlı, açıklanan yargı kararının geciktiğine işaret ederek, satış işleminin gerçekleştiği süreci tüm detayları ile kamuoyuna duyurdu.
"KARAR TARİHİ 12 EYLÜL"
Son gelişmeler sonrasında Ağaçlıyol'u ilgilendiren imar planlarına ilişkin yürütmeyi durdurma kararının tam 70 gün önce alındığını öğrendiklerini belirten Kantarlı, "Henüz bir tebligat yapılmayan Bornova Belediyesi açtığı iptal davasında yürütmeyi durdurma kararı alındığını ancak kararın, alındıktan 70 gün sonra 19 Kasım 2013 günü internetteki Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP) yayınlanmasıyla öğrenebiliyor. Hiç şüphesiz ki Ağaçlı Yol’daki Karayolları arazisini yeşil alan olmaktan çıkarıp betonlaşmaya açan imar planı değişikliğini durduran Danıştay Kararı, ihale sonuçlanmadan önce 12 Eylül de alındığı halde sırası gelip taraflara 70 gündür resmen tebliğ edilemediği için henüz hiç bir yaptırım gücü taşımamaktadır. Oysa ki, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 27/9 maddesinde “yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararların on beş gün içinde yazılıp imzalanması gerektiği” hükmü vardır. Ancak bilindiği gibi mahkemelerin iş yoğunluğu kadar yüksektir ki bu madde ne yazık ki hiç bir zaman uygulanamamaktadır" diyerek yargı kararının geciktiğini savundu.
"KAPLUMBAĞA HIZI İLE..."
Ağaçlıyol 'daki satış ve yargı sürecini kronolojik olarak özetleyen Kantarlı, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının 12 Eylül 2013'te verdiğini belirterek, arazilerin satışı için açılan ihalede son teklif verme günü 19 Eylül 2013, Ankara Caddesi'ndeki karayolları arazisi pazarlığı bitişinin 24 Eylül 2013, Karayolları arazisi pazarlığı bitişi 1 Ekim 2013, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararının UYAP’da yayınlanmasının ise 19 Kasım 2013'te gerçekleştiğini belirtti ve henüz taraflara tebligat yapılmadığına dikkat çekti. Kantarlı ayrıca, "Danıştay’ın aldığı yürütme durdurma kararı bu şekilde taraflara 2 ayı aşan bir sürede adeta kaplumbağa hızı ile hala ulaşmamışken, davalı durumunda olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) hiç vakit kaybetmeden 19 Eylül’de dolan teklif verme süresini takiben alıcılarla başladığı pazarlıkları 10 gün gibi kısa bir sürede jet hızıyla tamamlayarak arazilerin yeni sahiplerini 1 Ekim’de ilan edip süreci sözleşme imzalama aşamasına taşımıştır" sözleri ile yargı kararındaki gecikmenin satış sürecine olan etkisini dile getirdi.
"EYLEMLERİMİZ SONRASINDA HIZ KESTİLER"
Kantarlı açıklamasının devamında Bornova Belediyesi'ne de seslenerek, "ÖİB, #direnAĞAÇLIYOL YEŞİL İZMİR DAYANIŞMASI'nın öncülüğünde üst üste yapılan kitlesel eylemler nedeniyle bu noktadan sonra hız kesmiş ve satış sözleşmelerini henüz imzalamamıştır. Ancak yürütmeyi durdurma kararı henüz tebliğ edilmediğinden bu sözleşmeleri her an imzalayabilir. Yeni sahipler o andan itibaren hak sahibi olacağından kamu hakları açısından telafisi son derece güç bir durum ortaya çıkacağı açıktır. Oysa yürütmeyi durdurma kararının amacı “İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ya da olanaksız zararların doğmasını önlemek”tir. Bu nedenle Bornova Belediye Başkanlığı söz konusu yürütmeyi durdurma kararını UYAP’tan indirip en hızlı yoldan ÖİB’na göndermeli ve satışın bu aşamada durdurularak alıcı şirketlerle sözleşme imzalanmamasını, aksi takdirde yasalar karşısında sorumlu olacaklarını bildirmelidir" dedi.
"TELAFİSİ GÜÇ ZARARALAR ORTAYA ÇIKABİLİR"
#direnAĞAÇLIYOL YEŞİL İZMİR DAYANIŞMASI Sözcüsü Prof. Dr. Kayhan Kantarlı sözlerinin sonunda yargı sistemine sitemde bulunarak şunları kaydetti; "Görüldüğü gibi yürütmenin durdurulması gibi uygulama aciliyeti olan bir karar için 2 ayı aşan bir tebligat süresi kararın amacına ulaşmasını zora sokan oldukça uzun bir süredir. Davalı idare Ağaçlı Yol’da olduğu gibi dava konusu işleme dayanan uygulamaları bu süre içinde rahatça tamamlayabilir ve telafisi güç ya da olanaksız zararlara yol açabilir. Ortaya çıkan bu durum aynı yargıdaki adaletin gecikmesine yol açan ve artık bir kangrene dönüşen hastalıklı koşulların bir an önce iyileştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Adaletin gerçekleşmesi yargıyı siyasallaştıran değil, hızlandıran çözüm paketleriyle sağlanabilir."